Aksaray'ın Ortaköy ilçesini ziyaret eden Bahçeli, ilçe merkezindeki kent parkında partililere hitaben yaptığı konuşmada, 30 Mart Yerel Seçimleri'nden partisinin başarıyla çıktığını söyledi.
Yerel seçimlerde MHP'li bin 395 belediye başkanlığının, 31 Mart itibariyle görevlerinin başına geldiğini belirten Bahçeli, cumhurbaşkanının, ilk kez millet tarafından 10 Ağustos'ta yapılan seçimle 3 adayla arasındaki yarışmada, yüzde 51 oy oranıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçildiğini ifade etti.
Sonuçların Türk milleti için hayırlı olmasını dileyen Bahçeli, "Ancak hangi partiden olursak olalım, bu milletin aziz evlatları olarak, dikkatlerimizi, endişelerimizi ve kaygılarımızı sizlerle de paylaşmak istiyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin nasıl yapılması gerektiğine dair halkın ayrıntılı bilgi, birikim ve tecrübesi yok. Bir yanda devlet imkanlarını her türlü kullanan, medyayı kendisine yandaş yaparak sabahtan aksama kadar propagandasına alet eden ve Türkiye'nin muhtelif yerlerinde önemli kaynaklarla yapılmakta olan seçim mitingleriyle adaylığını perçinleştirmek isteyen bir anlayış. Öbür tarafta ise vatandaşa sırtını dayamış ondan alabileceği destekle, bu yarışta bulunmayı arzulayan diğer adaylar. Bunlar arasında adaletli bir yarış olmamıştır" diye konuştu.
Erdoğan'ın Başbakanlıktan ayrılmayıp cumhurbaşkanlığı yarışına katıldığını dile getiren Bahçeli, bu kez de milletvekilliğinden ayrılmayı düşünmeyerek, 28 Ağustos'ta devir teslim töreniyle cumhurbaşkanlığı makamına oturmayı tercih ettiğini, bunun doğru bir davranış olmadığını savundu.
Bahçeli bu durumun, ileri demokrasiye vurulan bir balta olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Özgürlükleri kısıtlamaktır. İnsan haklarına ihlaldir. Kim ne yazarsa yazsın, kim televizyonlarda ne söylerse söylesin, satın alınmış kalemşörler köşelerinde bunun ne kadar doğru olduğunu söylerse söylesin, bu hareket, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, AK Parti'ye, diğer siyasi kurumlara ve aziz milletimize hayırlar getirmeyecektir. Bu, yanlış bir yol olmuştur. Özellikle hangi partiden olursak olalım, vatandaşlarımızın bu konuyu dikkate alması lazım. Şimdi Sayın Erdoğan, 15 Ağustos'ta ilan edildiği gün, balkon konuşmasına çıkıp halka yukarıdan bakarak, onun hoşuna gidecek cümleleri söyleyerek ama balkondan indiği günden itibaren de bildiğini okuyarak, cumhurbaşkanlığı sürecini de böyle götürecekse vay halimize..."
Şu anda geleceği çok yakında tehdit eden uygulamaların bulunduğunu ileri süren Bahçeli, Erdoğan'ın yüzde 51 oyla cumhurbaşkanı seçildiği gün, Başbakanlıktan, parti genel başkanlığından ayrılması ve cumhurbaşkanlığını devir teslim olacağı güne kadar sabırla beklemesinin, Türkiye açısından çok daha faydalı olacağını aktardı.
"Ama bunu yapmayıp, 'Ben parti genel başkanıyım, ben başbakanım, ben cumhurbaşkanıyım. Dolayısıyla şu an 3 önemli görevi taşıyarak, 28 Ağustos'a koşuyorum' diyorsanız, bunun tercümesi şudur; ben cumhurbaşkanıyım ama sanal bir genel başkan, sanal bir başbakan, benimle çalışmaya mecbur kalacak demektir" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"AK Parti yöneticileri, milletvekilleri ve Recep Tayyip Erdoğan, yanlış bir tünele girdi. Bu yanlış tünelden çıkışı inşallah hayırlara vesile olur. Ama görüyor musunuz? 'Ben bunu böyle yaptım, Şunu genel başkan, şunu başbakan yaptım. Hepsi de benim kanatlarım altındadır. Benim dediğimi yapacaklardır. Ben cumhurbaşkanıyım. Gelecekte de diktatör bir devlet başkanı olacağım' diyorsanız, ülkeyi bir felakete götüreceksiniz. Çankaya, 864 rakamı bunu kaldıramaz. Ve gün gelecek bu sözümüzü millet hatırlayacaktır. Evet, ben her zaman söyledim. Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olamaz, olmamalıdır. Ama ne yapalım millet iradesi, yüzde 51'le onu cumhurbaşkanı yaptı. Allah vere de aklını başına alıp, cumhurbaşkanı olarak kalmayı gayret göstersin. Ama bundan endişemiz vardır. Bu endişeyi inşallah telafi ederler. Memleketimizin hayrı ve geleceği için buna mecburuz.
Etrafımız, ateş çemberidir. Güneydoğu'da nelerin olduğunu görüyoruz. Oralarda heykeller dikiliyor. Oralarda Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün heykelleri yerlerde sürünüyor. Sen kalkmışsın Anayasa'nın 101. maddesini, nasıl çiğneyeceğinin hesabıyla Türkiye'nin milli devlet anlayışının temellerine konan dinamiti, görmemezlikten geliyorsun. Allah vere de bundan en yakın zamanda uyanasın ve Saddam'ın Irak'taki durumunun nelere mal olduğunu, Türkiye için de böyle düşünmediğini bu millete anlatabilirsin. O bakımdan aziz vatandaşlarım, tehlikeli bir oyun var. Bu oyun Türkiye'yi bir felakete götürebilir. Biz MHP olarak, yüzde 51'le seçilmiş olan bir cumhurbaşkanına kendisine değil, milli iradeye saygımızdan dolayı kabul ediyoruz. Ama gittiği yol yol değildir. Bunun altından kalkamaz. Ve benim bir gün söylediğim hatırlara gelir; 'Bu adamdan cumhurbaşkanı olamaz' kanaati gelecekte paylaşılır."
