Dursun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerin medya konusunda bilgilendirilmesinden öte bilinçlendirilmeleri hedefiyle başlatılan projenin 2007'den bu yana uygulandığını hatırlattı.
Şu ana kadar 4 milyon öğrencinin medya okuryazarlığı dersini seçmeli olarak gördüğünü belirten Dursun, "Ders medyanın doğasını, yapısını irdeleme, medyaya eleştirel bakabilme yeteneğini kazandırma konusunda bilgi verme amacına yönelik. Dünyanın her yerinde şu kabul ediliyor: Televizyon yayınları özellikle 16 yaş altındaki kişilerin sosyal, ahlaki veya fiziki gelişimini olumsuz etkileyebilme kapasitesine sahip" dedi.
Medyanın olumsuz etkilerini kontrol altına alabilmek için sadece yayıncılara "aman bunu yayınlamayın" demenin yeterli olmadığını kaydeden Dursun, aynı zamanda çocukları da medyanın doğasını anlayabilecek şekilde bilinçlendirmek gerektiğine dikkati çekti.
-Gelecek eğitim öğretim dönemine yetişecek
Bu amaca yönelik yöntemleri dünyada hemen hemen her ülkenin kullandığını anlatan Dursun, söz konusu derse ilişkin geçmişte yaptıkları araştırmalar ve anketlerle eksiklikleri, beklentileri belirlediklerini dile getirdi.
Dursun, tespit edilen eksikliklerin dersin müfredatının güncellenerek giderilmeye çalışıldığını ve bu çerçevede bir çalıştay da düzenlediklerini hatırlattı.
Çalıştayda önemli kararlar alındığına işaret eden Dursun, şunları kaydetti:
"Sadece öğrencilere değil aynı zamanda ebeveynlere de bu dersin verilmesi gerektiğine ilişkin özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının katkısıyla bir hedef belirlendi. Bu kapsamda medya okuryazarlığı dersi müfredatını yeniledik. RTÜK İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığının koordinatörlüğünde, Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nezih Orhon'un yönetiminde, Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, Yard. Doç. Dr. Adnan Altun ve Yard. Doç. Dr. Sait Tüzel tarafından hazırlanan Medya Okuryazarlığı Eğitim Materyali Talim Terbiye Kuruluna sunuldu. Şu anda düzeltmeleri yapılıyor. Başta Sayın Nezih Orhon olmak üzere emek veren tüm akademisyenlere teşekkür ediyorum. 2014-2015 eğitim öğretim döneminde medya okuryazarlığı dersinin yeni kitapları öğrencilere ulaştırılacak. Biz mümkün olduğunca zaman içindeki gelişmelere ve uzmanların görüşlerine değer verdik.
Biliyorsunuz artık öğrenciler televizyon izlemiyor. Televizyonlardan daha çok akıllı telefonlar yoluyla bilgilenmeye başvuruluyor. Dolayısıyla medya okuryazarlığı sadece televizyon programlarına yönelik değil. Böylece diğer bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımı konusunda da biraz daha çerçeve genişlemiş oldu. Müfredatta amaçlar yeniden belirlendi, kazanımlar yeniden tanımlandı. Bir de hazırlanan yeni müfredat daha dinamik, görsel ağırlıklı program oldu. Öğrencilerin takip edecekleri kitapların daha da albenili olacağını sanıyorum. Bugünlerde sosyal medyada da bu dersin özellikle iletişim fakültesi mezunları tarafından verilmesi ve zorunlu hale getirilmesi konusunda bir kampanya da yürütülüyor."
-Ebeveynlerin de dersi alması gündemde
RTÜK Başkanı Dursun, dersin zorunlu hale getirilmesinin henüz mümkün olmadığının da altını çizerek şunları anlattı:
"Dünyadaki diğer örneklere bakıldığında medya okuryazarlığında, dersin zorunlu ders olarak benimsenmesinden ziyade bu dersin müfredatındaki ünitelerin diğer derslere serpiştirilerek bütün öğrenim boyunca sürekli medya okuryazarlığı dersi alma hedefinin yakalanması yönünde bir eğilim var ancak eğitim reformu nedeniyle derslerin büyük çoğunluğu seçimli hale geldi. Bu nedenle zorunlu ders olması ihtimali şu anda gözükmüyor. Ünitelerin diğer derslere yedirilmesi konusu da muhtemelen zamanla gündeme gelebilir.
Bunun yapılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum o zaman sadece ortaokul öğrencisi bu dersi almayacak. Belki ilkokul ve lise öğrencilerinin de medya okuryazarlığı dersini görmeleri söz konusu olabilir. Bu proje başarılı olursa Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da dahil edilmesiyle ebeveynlere bu dersin verilmesini sağlamak gibi bir hedefimiz var. Hemen hemen herkesin bu dersi almasını ve medyanın doğasını bir biçimde öğrenmesini, ona göre medyada gördüklerinin hayatın bir gerçeği değil kurgu olduğunu fark etmesini, eleştirel bakabilmesini hedefliyoruz."
-Beceri temelli yaklaşım esas alındı
Öte yandan sosyal medya ve diğer bilgi iletişim alanlarının da ders kapsamına dahil edildiği yeni programla derslerde, bir önceki programda olduğu gibi televizyon, internet, gazete gibi araç temelli yaklaşım yerine, beceri temelli yaklaşım esas alınıyor.
Öğrenciler yeni programla, bilgisayarındaki bir virüsü temizlemeden tanık olduğu bir olay hakkında haber metni yazmaya, toplumsal duyarlılığı harekete geçirmek için medya araçlarını kullanma tekniklerine kadar pek çok konuda beceri geliştirecek.
Yenilenen programla, medya iletilerine ilişkin farkındalık düzeyi yüksek, medyadaki olay, olgu ve içeriklere eleştirel yaklaşabilen, aynı zamanda karar alıp medya süreçlerinde yer alabilen, sorumlu ve etik davranan bir medya okuryazar bireyi yetiştirmek amaçlanıyor.