Etyen Mahcupyan, Erdoğan'ın hükümeti nasıl denetleyeceğini yazdı
Akşam Gazetesi yazarı Etyen Mahcupyan bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna uzanacak geçiş döneminde hükümetin nasıl denetleneceğini değerlendirdi...
11 Yıl Önce Güncellendi
2014-08-19 04:14:15
İşte Etyen Mahcupyan'ın "Geçiş sürecinde iktidar nasıl denetlenecek?" başlıklı o yazısı:
Erdoğan’ın ‘aktif’ cumhurbaşkanı olacağını ve partili hüviyetini koruyacağını söylemesiyle birlikte ortaya epeyce garip bir tartışma çıkmıştı. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında sürtüşmeler olacağı, Erdoğan’ın müdahaleci yaklaşımı nedeniyle devletin tepesinde kriz çıkacağı söylendi. Yetkiler fazla zorlandığı takdirde anayasanın ihlal edileceği ve olayın doğrudan bir ‘devlet krizine’ dönüşeceği vurgulandı. Sorun varsayımlarla çıkarsama arasında değil. Gerçekten de eğer yeni Cumhurbaşkanı böyle davranırsa sorun da çıkar, kriz de… Ama esas soru şu: Niye böyle davransın ki? Ya da niçin zaten böyle davranmayı gerektirmeyecek bir başbakan seçilmesin?
Bu ülkede en büyük devlet krizleri birbiriyle uyumsuz cumhurbaşkanı ve başbakan bileşimlerinde yaşandı. Ayrıca bu olaylarda parlamenter sistemin demokrasiyi işler kıldığı düşünülen ‘yumuşatıcı’ yönünün hiçbir olumlu etkisi olmadı. Vesayetçi sistemin temsilcisi, yürütmenin sorumluluğunu taşıyan kişinin önünü ideolojik olarak kesti. Böylece değişim dinamiğini engellemeye, statükonun devamını sağlamaya çalıştı. Kısaca ifade etmek gerekirse devletle seçilmiş siyasetin farklı istikametlere baktığı dönemlerdi.
Böyle bir farklılaşmanın olmadığı, cumhurbaşkanı ile başbakanın aynı ideolojik perspektif içinde geleceğe ve meselelere baktığı bir ortamda ise, kriz çıkma ihtimalinin maddi zemini büyük ölçüde ortadan kalkıyor. Ama eğer cumhurbaşkanı ile başbakanın hareket alanlarının iyi çizilmemesi neticesinde doğacak yetki geriliminden söz ediliyorsa, bunun söz konusu iki kişinin başarısızlığı olacağı ve her ikisinin de sonuca katlanmaları gerekeceği de açık.
Öte yanda muhtemel krizler açısından karşımızda çok daha kritik bir durum var. Uzun bir zamanın ardından ilk kez bir siyasi parti Meclis çoğunluğuna sahip olarak tek başına iktidarda iken aynı zamanda kendi liderini de cumhurbaşkanlığı makamına oturtacak. Böylece yasamadan yürütmenin en uç noktasına bir bütünleşme yaşanacak. Hatta eğer Erdoğan’ın söylemini hatırlayacak olursak, bu bütünleşme ‘milleti’ de içine alacak ve siyasetin neredeyse tümünü kapsayacak. Meclis’te toplam olarak azınlığa düşmüş, belki de 220’nin altına inmiş bir muhalefetin bu türden bir siyasi güç bloku karşısında herhangi bir etkinliğinin olması zor. Sokağı zorlayacak bir muhalefetin ise, karşısında daha da büyük bir sokak bulacağı aşikâr.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
SON VİDEO HABER
Haber Ara