Aksu Vital açıklamasına göre Dinç, kansere neden olabilecek etkenler ve bu hastalıktan korunmak için kullanılabilecek besinlere yönelik bilgilerini paylaştı.
Kanser hastalığına yakalananları zorlu bir sürecin beklediğini belirten Dinç, "Kanser, içinde bulunduğumuz yüzyılın kaçınılmazı ve çoğu kez maalesef çaresiz hastalığı olarak karşımıza çıkıyor. Teknolojinin gelişmesi ve insani duyarsızlıkların da etkisiyle çevrenin kirlenmesi, ekolojik dengeye zarar verilmesi, gıdaların genetiğiyle oynanması, gıdaların hormon yüklü olmaları ve radyasyonun fazlalığı gibi birçok sebep kanseri tetikliyor" ifadelerini kullandı.
Dinç, genetik faktörler, GDO'lu ve hormonlu gıdalar, hava kirliliği, X-Ray ışınları, radyasyon, yanlış beslenme, hazır gıdaların ve aşırı kırmızı et tüketiminin kansere neden olan etmenler arasında bulunduğunu kaydederek, "Ayrıca, benzin ve asbest gibi bazı zararlı kimyevi maddeler, sigara ve alkol tüketimi, uzun süre güneş ışığına maruz kalma, çeşitli virüsler, fazla kilo ve yeterli hareket etmeme gibi faktörler de kansere yol açabiliyor" açıklamasında bulundu.
Serbest radikalleri de kanserin sebepleri arasında gösteren Dinç, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Serbest radikaller her insanın vücudunda bulunan bir elektronunu kaybetmiş, bir oksijen atomu içeren moleküllerdir. Kararsız yani reaktiftir. Bu da onları sağlıklı hücrelere zarar vermelerine yol açar. Her insanın vücudunda bulunan serbest radikaller, yukarıdaki faktörlerle artış gösterirler. Bu da daha fazla hücrenin zarar görmesi demektir. Serbest radikallerden korunmak içinse antioksidanlardan yardım almalıyız. Antioksidanlar serbest radikallerin kararsız yapısını giderir ve hücrelere zarar vermesini önler. Örneğin üzüm, böğürtlen, yaban mersini, çörek otu, yeşil yapraklı sebzeler, ısırgan bitkisi, yeşil çay, buğday, badem, kuşburnu, elma, brokoli, domates gibi besinler antioksidan bileşenler taşır. Bu bitkilerden bolca yararlanmak hem düzenli beslenmeyi destekler hem de kanser riskini azaltır."
Dinç, halk arasında sıklıkla kullanılan bir diğer yardımcı besinin ise kestane balı olduğunu, uzun yıllardır önemli pek çok hastalıkta olduğu gibi kanser için de kullandığı bilgisini verdi.
Kestane balının kanser riskini azaltmada içerdiği antitümör ve antioksidan bileşenlerle rol oynadığını anlatan Dinç, şunları ifade etti:
"Tadı keskin olan bu bal, gün içerisinde 1-2 kaşık tüketilebilir. Kansere karşı olumlu etkilerinin yanında bağışıklığı kuvvetlendirmesiyle de bilinen kestane balı, enerji verici etki yapmaktadır. Piyasada kestane balı adı altında pek çok ürün görebilirsiniz. Oysa kestane balının kalitelisi, yani içerik bakımından zengin ve orijinal olanı çok yaygın üretilmemektedir. Aksu Vital olarak 25 yıldır arıcılık yapmamıza rağmen bazı yıllar kestane balını yok sattığımız oldu, ya da sınırlı stoklarla satışa sunduk. Bu sebeple tüketicinin uyanık olması gerek. Güvenilir firmaların ürünlerini seçmeye özen göstermeleri gerek. Yoğun kokusu ve farklı aromasıyla kestane balı, aslında pek çok derde şifa sunuyor. Nitekim balın şifa kaynağı olduğunu Nahl suresinin 69'uncu ayeti de destekliyor."
