Financial Times gazetesinin haberine göre, nisan ayında Müslüman Kardeşler teşkilatının faaliyetlerini incelemek için bir komisyon kuran İngiltere'nin temmuz, ağustos aylarında bu raporu açıklaması bekleniyordu. Gazetenin haberinde, raporda Müslüman Kardeşler'in terör eylemleri ile ilişkisi olmadığı yönünde bir sonuca varıldığı fakat İngiltere'nin Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle ilişkilerini bozmamak için raporun açıklanmasını ertelediği belirtildi.
İngiltere Başbakanı David Cameron daha önce İngiltere'nin Suudi Arabistan Büyükelçisi Sir John Jenkins'ten Müslüman Kardeşler'in faaliyetlerini araştırarak, hareketin terör örgütü olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı üzerine bir rapor hazırlanmasını istemişti.
Financial Times haberinde, Başbakan Cameron'ın Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden bu araştırmanın yapılması ve ilgili raporun hazırlanması hakkında baskı görmesi üzerine bu yönde bir karar aldığı ifade edildi.
Müslüman Kardeşler'in faaliyetlerine ilişkin raporun içeriğine dair Financial Times'a bilgi veren bir hükümet yetkilisi, "Rapor, Müslüman Kardeşler'in terör örgütü olarak tanımlanmaması gerektiği sonucuna vardı" dedi.
Raporun içeriğine dair bilgi veren başka bir yetkilinin ise "Sir John Jenkins, Müslüman Kardeşler'in terörist bir örgüt olmadığını söyleyecektir" ifadesi gazeteye yansıdı.
Müslüman Kardeşler'den bugün yapılan yazılı açıklamada, örgütün Mısır'daki şiddet olaylarıyla ilgisinin bulunmadığı bildirildi. Açıklamada," Mısır halkı, bütün bu oyunların farkındadır ve bunlara kanmayacaktır. Ayrıca özgürlük, toplumsal adalet ve insani onur gibi devrimin hedeflerinin gerçekleştirilmesi yolunda yaratıcı eylemlerini sürdürmekten de vazgeçmeyecektir" denildi.
Müslüman Kardeşler'in avukatları, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından geçen hafta yayınlanan raporda yer alan kanıtları uluslararası mahkemelere sunacaklarını bildirmişlerdi. Raporda, Mısır'da geçen yılki gösteriler sırasında güvenlik güçlerinin bin 150 kişiyi sistematik şekilde öldürdüğü ve Mısır'ın tarihinde görülmemiş bir insan hakları krizi yaşadığı belirtilmişti.