Kapusuz, yaptığı yazılı açıklamada, sosyal paylaşım ağı Twitter üzerinden paylaştığı mesajlara yer vererek, Özdil'in yayınlanmayan yazısı üzerinden basın özgürlüğünün olmadığı iddialarına değindi. Kapusuz, 'Bir gazetede yazar olmak, önüne gelene hakaret ve küfür etme hakkını kimseye vermez. Basın özgürlüğü, hakaret özgürlüğü değildir' ifadelerini kullandı.
Bugün Türkiye'de gazetecilerin özgürlüğünü kısıtlayan birileri varsa onların patronun emriyle yazı yazan gazeteciler olduğunu belirten Kapusuz, şunları kaydetti:
'Patronunun talimatıyla yazı yazan bir gazeteci, gün gelir o patronunun talimatıyla işten el çektirilir. Şimdi Yılmaz Özdil'in Hürriyet'ten ayrılmasını da AK Parti'ye bağlamaya çalışıyorlar. Bu kadar süredir Özdil'in hakaret dolu yazılarını yayınlayan ve sahip çıkan yine Hürriyet değil miydi?
Bu mesele ne basın özgürlüğü meseledir, ne de hükümetin sorunudur. Bu mesele, Özdil ile patronu arasındaki bir konudur. Kimse bunun üzerinden AK Parti'yi suçlamaya kalkmasın.'
Artık Türkiye'de siyasete, gazete manşetlerinin değil, milletin yön verdiğini belirten Kapusuz, şu ifadeleri kullandı:
'Yılmaz Özdil konusunu dilinden düşürmeyenler, Kılıçdaroğlu'nun bir telefonuyla kovulduğunu iddia eden Hulki Cevizoğlu'nu niye konuşmamaktalar? Zaten Türkiye'de CHP'nin basın bürosu gibi hareket eden bir kısım medya, hükümetin olumlu işlerini söyleyen gazetecileri hemen yandaş olarak yaftalıyor. CHP'nin kongrelerinde masa üstüne çıkıp Kılıçdaroğlu'nu alkışlayan gazeteciler de nedense tarafsız gazeteci olarak anılıyor. Bunlardan birisi, bu hareketi nedeniyle daha sonradan CHP'den vekilliği kapmamış mıydı?'