Ahmet Erhan'ın dizelerinde olduğu gibi, gözlerinde umutla "Silah sesleri uzakta boğuk boğuk, bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük, bugün de ölmedim anne..." diyen, anne ve babalarının kucağında acıya karşı dik durmaya çalışan küçük bedenler, bir an önce ayağa kalkabilmek için Türkiye'de şifa arıyor.
Henüz 3 yaşında olan kız çocuğu Nemaa Fady Aba Faul, olay olduktan sonra yüzündeki şişliklerin çok net olarak göründüğü fotoğrafı göstererek, oyun oynamak istediğini söylüyor.
Nemaa'nın babası Fady Aba Faul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze'de olan tek şeyin acı ve gözyaşı olduğunu belirterek, orada bıraktıkları için endişe içinde olduğunu söyledi.
Saldırının gerçekleştiği anı anlatan baba Faul, evlerinde sular kesik olduğu için bahçeden su doldurmaya çıktığında bombardımana maruz kaldıklarını belirterek, yaşadıkları evin çok kötü durumda olduğunu söyledi.
Baba Faul, eşi ve çocuklarının dışında saldırıdan diğer akrabalarının ve komşularının da etkilendiğini, kayıplar verdiklerini ifade ederek, "Teyzem ve akrabalarım yaralandı. Komşularımızın çocukları yaralandı. Biz, orada hepimiz kardeşiz, gittiler, öldüler..." dedi.
Şu anda 1.5 yaşında bir çocuğu ile hamile olan eşinin Filistin'de kaldığını dile getiren Faul, kızının sağlığına kavuşabilmesi için Türkiye'de olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu, ancak diğer çocuğu ile eşini düşünmeden duramadığını, onlar ve sevdikleri için sürekli dua ettiğini söyledi.
- "Artık ölüm istemiyoruz"
Faul, yaşadıkları acının tüm dünya tarafından görülmesi ve bir an önce İsrail'e müdahale edilmesi gerektiğini aktararak, "Artık ne düşünebilirim ki... Çocuklarımıza, kadınlarımıza, kimse sahip çıkmıyor. Bize, kimse sahip çıkmıyor. Sadece Türkiye, yardım ediyor. Arap ülkeleri de bize sahip çıkmıyor. Biz de kendi topraklarımızda, sevdiklerimizle, güvenle yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
Baba Faul, çocukların çocuk olamadıkları bir ortamda yaşadıklarını vurgulayarak, "Onlar çocuk, acıya rağmen, bomba seslerine rağmen oynamaya çalışıyorlar. Oysa savaş oyun değil. Savaş, ölüm getiriyor. Artık, ölüm istemiyoruz, sesimizi duysun, acımızı görsün tüm dünya" dedi.
-"Doktor olmak istiyorum"
Henüz 12 yaşındayken savaşın kirli yüzüyle tanışan Madleen Maged Abu Taweela da olayın ramazan ayında meydana geldiğini ve o sırada evde namaz kıldıklarını söyledi.
Evdekilerin bir kısmının namazı bitirdiğini anlatan Madleen, "Ben bitirmiştim, bir bebeği kucağıma aldım, odaya doğru giderken bombalar atıldı. Bomba atılınca şarapnel parçası kasığımdan girmiş, parçalanmış ama başka bir şey olmamış. Bebeği verdim bir yakınıma. Ondan sonra da yere yığıldım. Gerisini hatırlamıyorum" dedi.
Savaşın hayallerini öldüremediğini belirten Madleen, ileride doktor olmak istediğini belirterek, "Ben barış için çalışacağım ve doktor olmak istiyorum. Gazzeli çocukları tedavi etmek istiyorum" diye konuştu.
Madleen'in babası Maged Abu Taweela da 3 erkek 2 kızı daha olduğunu, aileden iki kişinin saldırılarda hayatını kaybettiğini anlattı. Baba Taweela, Filistin halkı adına Türkiye'ye çok teşekkür ettiklerini belirterek, "Türkiye bize baktı, sahip çıktı. Hiçbir Arap ülkesi bize sahip çıkmadı" dedi.
Ülkesine dönmek istediğini, her türlü acıya rağmen orasının kendi vatan toprakları olduğunu dile getiren Taweela, "Tüm sevdiklerim orada, onlar acı çekiyor, her gün bir sevdiğimizi toprağa gömüyoruz. Nefes almak bile o kadar zor ki" diyerek duygularını anlattı.