Yaklaşık 300 bin sivilin katledildiği, binlerce kadının tecavüze uğradığı savaşın ardından 2003'te Savaş Mağduru Kadınlar Derneği'ni kuran 61 yaşındaki Bakira Hasesiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1991'de 2 kızı ve eşiyle Vişegrad'da yaşadığını anlattı.
Savaşta tecavüze uğrayan binlerce kadından biri olduğunu ifade eden Hasesiç, savaşta evine gelen Çetniklerin gözünün önünde liseye giden kızına tecavüz ettiğini söyledi.
Hasesiç, tecavüzcülerinin suçlarının cezasız kalmasını istemediklerini belirterek, "Onlar bize tecavüz ederken 'Türk kadını sen artık Türk çocuklar doğuramayacaksın' diyorlardı. Tecavüze uğrayan kadınların susmalarını engellemeye çalıştık. Çünkü onlar konuşursa suçlular yakalanır" dedi.
Derneğin kurulmasının ardından birçok kadınla görüştüklerini dile getiren Hasesiç, şöyle devam etti:
"Zamanla bizi gören diğer kadınlara da cesaret verdik. Şu anda hem Hollanda hem de Bosna'daki mahkemeyle çalışıyoruz. Tecavüze uğrayan Boşnak, Sırp, Hırvat ve Romen kadınların ifadelerini topluyor ve delil olarak mahkemeye teslim ediyoruz. Amacımız, tecavüze uğrayan kadınların hayata tekrar tutunması ve hiçbir suçlunun cezasız kalmaması. Bunu yapanların hedefi; Boşnakları yok etmekti. Tecavüze uğrayan kadınların en büyük başarısı, bu suçu işleyenleri bulmak ve onları bir şekilde cezalandırmaktır."
Hasesiç, savaşta tecavüze uğrayan kadınların artık yaşlandığını ve bir kısmının da vefat ettiğini belirterek, "Bize tecavüz edenler de aynı şekilde ölüyor. En büyük korkumuz, yapan kişi cezasız kalırsa onun oğlu ya da torunu da 'Benim babam, dedem kötülük yaptı ve cezasız kaldı. Ben de aynı şeyi yapabilirim' diyebilmesi. Hedefimiz, buna engel olmaktır" diye konuştu.
Derneğin yaklaşık 25 bin kadın üyesinin bulunduğunu bildiren Hasesiç, "Bazen 50 ayrı kadın, tek bir tecavüzcüden şikayetçi oluyor. Şu ana kadar çok sayıda kadına tecavüz eden 29 tecavüzcü yakalandı. Bazıları da hapis cezası aldı" ifadelerini kullandı.
- "Bosna'da yaşananların aynısı şimdi Gazze'de yaşanıyor"
Savaşta tecavüze uğrayan kadınlara psikolojik destek sağlamak amacıyla kurulan Medica Zenica adlı kurumun müdürü 43 yaşındaki Sabiha Husic de Sırp birliklerinin Saraybosna'yı kuşatmasıyla başlayan Bosna Savaşı'nda evini terk etmek zorunda kalan binlerce aileden biri olduklarını anlattı.
Husic, bir çok kadının başına gelen olaylarla ilgili konuşmak istemediğini ifade ederek, 1993'ten itibaren durumun değiştiğini ve kadınların cesaret toplayarak, yaşadıklarını anlatmaya başladığını, kendilerinin de onlara yardım ettiğini kaydetti.
Tecavüze uğrayan kadınların hamile kaldığını ve çoğunun doğan çocuğu kabul etmediğini dile getiren Husic, şöyle konuştu:
"Kadınların aileleri de bu bebeği kabul etmiyordu. Zamanla doğan çocuklara isimler verdik, onlar doğunca dualar okuduk, tekbirler çektik. Daha sonra aileler ve kadınlar, çocukları kabul etmeye başladı. Önceleri travmanın ne olduğunu bilmezken, bu kadınları ve yaşadıklarını gördükçe bu kelimeyi anlamaya başladık. Psikolojik desteğin yanı sıra onlara sağlık alanında da destek olduk. Savaş döneminde okulunu bırakmak zorunda kalan bazı genç kızların eğitimine devam etmelerine yardım ettik. Bazılarının da ekonomik olarak hayata tutunmasını sağladık."
- "Gazze'deki savaşı ve tecavüzü durdurmak lazım"
Medica Zenica Müdürü Husic, 22 yıldır savaş mağduru kadınların yanında olduklarını belirterek, kadınlara ifade vermeden önce destek olduklarını ve devletten hiçbir destek almadıklarını anlattı. Husic, şu anda da sadece tecavüze uğrayanlara değil, ailevi problemleri olan kadınlara yardım ettikleri bilgisini verdi.
Savaşta, Boşnak Müslüman kadınların yok edilmeye çalışıldığını vurgulayan Husic, "Fakat kadınlar, buna izin vermedi, ayakta durdu. Bosna'da yaşananların aynısı şimdi Gazze'de yaşanıyor. Buradaki savaşı ve tecavüzü durdurmak lazım. Tüm dünyanın bunun için tepki vermesi, susmaması lazım" dedi.
Yorum Yap