Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

‘Soframızı yerde bırakıp IŞİD'den kaçtık’

IŞİD'in Mahmur'u işgal etmesi sonrası kamptan kaçan 13 bin civarındaki Türkiyeli Kürt mülteci, hiçbir şey almadan Mahmur Kampı'ndan kaçtıklarını, sofralarını bile yerde bıraktılarını söylüyor. Mülteciler bu sürgünde dokuz kez yer değiştirdiklerini anlatıyor. Al Jazeera Türk'e konuşan kampın belediye başkanı Kara ise, kendileri için Ranya bölgesinde BM denetiminde yeni bir kampın kurulmasını istiyor.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-08-11 14:38:12

‘Soframızı yerde bırakıp IŞİD'den kaçtık’

IŞİD’in Mahmur kasabasını işgal etmesinin ardından boşaltılan Mahmur Kampı’ndaki Türkiyeli Kürt mülteciler, Süleymaniye’ye bağlı Ranya kasabasına götürülüyor. Mülteciler kamptan kaçtıktan sonra ilk önce Erbil’deki Sami Abdurrahman Parkı’na getirilmişti.

Al Jazeera Türk’ün Erbil'de konuştuğu mülteciler bu sürgünle birlikte 20 yılda dokuz kez göç ettiklerini söylüyor.
Mülteciler kampın tahliye olduğu gece yanlarına hiçbir şey almadan, sofralarını bile yerde bırakarak kaçtıklarını belirtiyor. Yeniden yollara düştüklerini anlatan Mahmur sakinleri; evlerini, mülklerini geride bıraktıklarını, sadece üzerlerindeki elbiseleriyle kaçtıklarını dile getiriyor.

İsminin yazılmasını istemeyen Mahmur mültecisi bir kadın yanındaki çantasını göstererek “Sadece bu çantayı yanıma alabildim” diyor.

‘BM’siz kamp düşünmüyoruz’

Bu koşullarda Türkiye dönmeyeceklerini ifade eden mülteciler, Birleşmiş Milletler (BM) denetiminde Ranya’da yeni bir kampın kurulmasını istiyor. Parkta tahliye çalışmalarını yapanlardan biri de Mahmur Belediye Başkanı Mehmet Kara. Al Jazeera Türk’ün sorularını yanıtlayan Kara da, BM denetiminde yeni bir kampın kurulması talebini anlatıyor:

“Halkımız şu anda okullara, camilere, büyük halkevlerine sığınmış durumda. Şu anda Ranya’da bir kamp kurulmuş değil. Yer tespit edilmiş. Bu yerin kamp olması için BM’ye bildirilecek. KYB yönetimiyle büyük anlamda anlaşılmış durumda. Kesinlikle BM’siz bir yer düşünmüyoruz. En büyük güvencimiz BM’dir. Olmazsa olmaz bir şartımızdır. Zaten daha önce de kazandığımız bir statü var. Onu kaybedemeyiz.”

Mahmurlu mülteciler, bu göçle birlikte dokuz kez yerlerinden olduklarını hatırlatıyor. [Fotoğraf: Özgür Tekşen Al Jazeera Türk
Tahliye gecesinde neler oldu?

Belediye Başkanı Mehmet Kara, kampın tahliye edildiği 6 Ağustos gecesini ise şöyle anlatıyor: “Tahliye aniden oldu. Sadece insanları kurtarmaya çalıştık. Kadın, çocuk ve ihtiyarları ilk olarak tahliye ettik. Bütünüyle kendi imkanlarımızla varolan arabalarla , dört kişinin sığabileceği arabaya on, onbeş kişiyi sığdırdık. Hiçbir eşyayı yanımıza almadan; iki, üç saat içinde kadın, çocuk ve ihtiyarları tahliye ettik. 12 bin kişiden bahsediyoruz. Gece boyunca kaçışmalar oldu. Yol kenarlarına, camilere, parklara, tanıdıklarına sığındılar. Çoğunlukla bu parka sığındılar. Çoğunluğu direkt Kandil’e doğru yol aldı. Oraya doğru yol alanlar Ranya tarafında durdular. Orası güvenli bir bölgedir. Arkadaşlar orada topladılar. Beşinci günümüzde çevreye çok düzensiz dağılan halkımızı burada ve Ranya’da toplamaya çalıştık. İki gün önce bu parkta toplananları da Ranya’ya doğru tahliye ettik. Tahliyeler sürüyor.”

Kara şu ana kadar kendilerine resmi bir kurum ya da hükümet tarafından yapılan bir yardımın olmadığını dile getiriyor.

Atalay'ın çağrısı

Mahmur Belediye Başkanı’na Türkiye’ye dönme konusunu ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın “Gelmek isterlerse kapımız sonuna kadar açıktır” açıklamasını hatırlatıyoruz. Kara “Türkiye’de dönülebilecek bir koşul yok. Buradaki halkımızın durumu birçok konuda oldukça kötü. Evleri, köyleri yıkıldı, insanları öldürüldü. Sürgün edildiler. Bu halk sürgün bir halktır. Beşir Atalay’ın çağrısını bir fırsatçılık olarak değerlendiriyoruz. Beşir Atalay’ın çağrısını olumlu ve samimi bir çağrı olarak bulmuyoruz. Bir halk sorumlusu olarak maalesef diyorum ve reddediyoruz” diyor.

“Dönüşümüz yasayla olsun”
"Ne olursa dönerseniz" diye sorduğumuzda Mehmet Kara, koruculuğun kaldırılması ve barışın gelmesini şart olarak ortaya koyuyor ve “Geri dönüş durumumuz yasalaştırılmalıdır. Yasalı bir belgeye dayandırılmalıdır. Sözlü bir sözleşmeye olmaz. Yirmi yıl boyunca yüzde elli nüfusumuz yeni dünyaya gelen insanlar. Türkiye'de kayıtları yok” diyor.

‘Topraklarımızı rüyalarımızda görüyoruz’

Mahmur Belediye Başkanı Kara, 4 Aralık 1994 Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Hilal köyünden göç ettiğini hatırlatıyor ve 20 yıldır sürgün hayatını yaşadığını dile getiriyor:

“Topraklarımızı özlüyoruz. Rüyalarımızda bile görüyoruz. Doğdumuz, büyüdüğümüz topraklardan uzakta yıllarca mülteci olarak imkansız çöllerde yaşadık. Hiç görmediğimiz yerlerde, tahmin etmediğimiz koşullarda direndik. O toprakların, suların, dağların insanlarıyız. Dönmek istiyoruz elbette ama biz siyasi insanlarız. Duygulara kapılıp dönmeyiz. Bu dokuzuncu kalkışımızdır. 1994’ten 2014’e kadar dokuzuncu yer değiştirmemiz. Her yer değiştirmede bir sürgün, bir çile, bir acı, her yerde bıraktığımız bir mezarlık var. Bu mezarlıklarda yüzlerce insanımız yatıyor. Açlıktan, sefaletten ölmüş insanlarımızdır. Kaybettiğimiz insanlarımızdır.”

Al Jazeera
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara