Daimagüler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2013 yılının mayıs ayında başlayan NSU davasının olumlu şekilde ilerlediğini ifade etti.
Mahkeme tarafından yargılanan 5 sanığın dava sonunda ceza alacağına inandığını dile getiren Daimagüler, baş sanık olan Beate Zschaepe'nin de katil olarak cezalandırılacağını belirtti.
Terör örgütü NSU'nun karanlık bağlantılarının ortaya çıkarılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Mehmet Daimagüler, "Dava, olayın arka planının aydınlatılmasını sağlayamayacak. Örneğin, 'Anayasa Koruma Dairesi ve muhbirler nasıl bir rol oynadı? Cinayetler neden engellenemedi?' gibi sorulara, dava sürecinde cevap verilemeyecek" ifadelerini kullandı.
Bu tarz kritik sorulara mahkeme tarafından cevap aranmadığı için davaya siyasi ilginin olmadığını ifade eden Daimagüler, "Bütün belgelerin ve muhbirlerin mahkeme tarafından değerlendirilme imkanı olsa o zaman NSU cinayetleri ile ilgili daha geniş bir tabloya sahip olabilirdik" diye konuştu.
"NSU terör örgütünü destekleyenlerin sayısı daha fazla olduğunu ve Anayasa Koruma Dairesi çalışanları itiraf ettiklerinden daha fazla bilgiye sahip olduklarına kanatindeyim" diyen Daimagüler, 2001 yılına kadar 48 muhbirin NSU terör örgütü ile ilgili Anayasa Koruma Dairesi'ne bilgi verdiğini ancak bu rakamın daha yüksek olduğunu tahmin ettiğini kaydetti.
Kassel'de 6 Nisan 2006'da Halit Yozgat'ın öldürüldüğü internet kafede bulunan ancak cinayeti görmediğini iddia eden eski istihbarat çalışanı Andreas Temme'nin üç kez mahkeme karşısında ifade verdiğini ve üç kez yalan söylediğini belirten Daimagüler, Temme'nin verdiği ifadelerle davaya katkı sunmadığını vurguladı.
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesinde adli tatil öncesi yapılan son duruşmada iki polisin ifade verdiğini hatırlatan Daimagüler, "Dönemin Hessen Eyaleti İçişleri Bakanı Volker Bouffier, Andreas Temme ile ilgili olan bütün bilgilerin incelenmesini sağlasaydı, bugün ilerlemiş olacaktık. Bouffier şimdi Hessen Eyalet Başbakanı" şeklinde konuştu.
- NSU'nun karanlık bağlantıları aydınlatılamadı
Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldüren, çok sayıda soygun gerçekleştiren NSU terör örgütünün varlığı ve cinayetlerdeki rolü ancak 2011 yılı sonunda ortaya çıkarılabilmişti.
NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 2011'in kasım ayında bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü.
NSU'yu kuran Neonazilerin yıllarca hücre evlerde faaliyet göstermelerine rağmen Alman güvenlik birimleri tarafından tespit edilememiş olması, 2011 yılında Almanya'da büyük bir skandala yol açmış, daha sonra NSU üyelerinin geçmişte bazı istihbarat muhbirleriyle ilişki kurdukları ortaya çıkmıştı.
Almanya iç istihbarat teşkilatında aşırı sağcı gruplara ve kullanılan muhbirlere ilişkin bazı belgelerin 2011 yılı sonunda imha edilmesi kuşkulara yol açmıştı.
Zschaepe, Münih'te 2013 yılı mayıs ayından bu yana devam eden davada susma hakkını kullanıyor.
