Hüseyin Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı.
Çelik, bir gazetecinin "MKYK devam ederken Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nden Sayın Abdullah Gül'den sorular üzerine bir açıklama geldi. Bundan sonraki siyasi hayatıyla ilgili AK Parti'ye döneceğini açıkladı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz" sorusu üzerine Çelik, Gül'ün AK Parti'ye dönmesinden daha tabii bir şey olamayacağını belirtti. Çelik, şunları söyledi:
'Yani bu herhangi bir insana söyleseniz hiç kimseye sürpriz gelmez. Sayın Abdullah Gül'ün CHP'ye MHP'ye ya da İşçi Partisine dönmesini bekleyen var mı içinizde? Sayın Abdullah Gül, bu partinin kurucusudur, bu partinin ilk siyasi ve hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısıdır. Sonra bu partinin içinden çıkan 58. hükümetin başbakanıdır. Sonra dışişleri bakanı ve başbakan yardımcısıdır. Sonra bu partili üyelerin seçtiği cumhurbaşkanıdır. Dolayısıyla biz mevcut Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'e, yeni seçtiğimiz Başbakanımıza biz konumlarından ziyade başbakan, başbakan yardımcısı, parti genel başkanı, cumhurbaşkanı sıfatlarının çok ötesinde onlara ağabeylerimiz gözüyle bakıyoruz ve daha önce burada defalarca söyledim. Sayın Abdullah Gül ile sayın Başbakan Erdoğan arasında birileri bir çatışma bir küsüşme filan bekleyebilir. Onların da hevesleri kursağında kalacak. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'la mevcut Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül daha önce de söyledim, birbirlerinin rakibi alternatifi değil birbirlerinin mütemmim cüzüdürler dedim."
Konumların önemli olmadığını vurgulayan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Eski Meclis Başkanı Türkiye'nin ikinci adamıdır. Sayın Mehmet Ali Şahin, şu anda AK Parti Genel Başkan Yardımcısıdır. Sayın Bülent Arınç, eski Meclis Başkanıdır, şu anda Başbakan Yardımcısıdır. Bizler, ben 7 yıl bakanlık yaptım, şu anda partimin sözcüsüyüm ve genel başkan yardımcısıyım. Dolayısıyla konumlar önemli değil. Birisinin konumu A, B, C olabilir. Sayın Gül, partiye dönmek istediği zaman Sayın Başbakan katıldığı birçok televizyon programında söyledi, 'Sayın Gül'ün başımızın üzerinde yeri var' ve 'biz onu hasretle kucaklamaya, bağrımıza basmaya bir kez daha parti çatısı altında basmaya hazırız. Ama bu dediğim gibi bu zaman Sayın Cumhurbaşkanımızın durumu bunlar daha sonraki süreçte tabii ki konuşulacaktır.'
Kongre tarihi olan 27 Ağustos'un Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresinin dolmasının bir gün öncesi olduğu belirtilerek 'Tarih böyle olunca da bazı yorumlar yapıldı, Gül'ün engellenmeye çalışıldığı şeklinde. Bu yorumlara yanıtınız ne olur? Neden tarih 27 Ağustos" sorusu üzerine Çelik, 'Bu tarih Sayın gül'ün gelmesiyle ilgili değil, Sayın Başbakanın gitmesiyle ilgilidir. Bu kadar söyleyeyim. Arif olan zaten anlar' yanıtını verdi.
-Parti Başbakan'a evladı kadar yakın-
Çelik, Başbakan Erdoğan'ın AK Partiyi evladı gibi gördüğü yönünde söylemlerini hatırlatarak 'AK Parti benim kardeşim, bir başkasının amcası, bir başkasının amcasının oğlu kadar yakın olabilir, ama Sayın Başbakana evladı kadar yakın olan kendi kurduğu bir müessesedir. Dolayısıyla bu Abdullah Beyin gelişiyle ilgili değil, Sayın Başbakanın gidişiyle ilişkilendirilirse bence çok daha sağlam bir zemin üzerinde tartışma yürümüş olur' ifadesini kullandı.
-'Birden fazla adaya ihtimal vermiyorum'-
Kongrede tek mi yoksa iki aday mı olacağının sorulması üzerine de Çelik, kendisinin birden fazla adayla gidilebileceğine ihtimal vermediğini anlatarak 'Yani kimsenin önünü kapatma manasında bunu söylemiyorum. Ama bugüne kadar AK Parti'nin teamülleri bugüne kadar yaşadıklarımız, partimizin işleyiş şeklinden ben böyle bir sonuç çıkarıyorum' dedi.
Üç dönem kuralında bir değişikliğin olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine de Çelik, şunları kaydetti:
'Üç dönem kuralına tabi birisi de olabilir. Çünkü seçime götürecek kişiyi şu anda halihazırda milletvekilidir, genel başkan ve başbakan olabilir. Farklı mülahazalar da gündeme gelebilir. Birinci dönem milletvekilliği olan bir arkadaşımız da olabilir, ikinci dönem milletvekilliği olan bir arkadaşımız da olabilir. Biz bunu isimlendirme meselesini konuştuğumuz zaman bu dediklerinizi konuşacağız. Bugünkü MKYK'da bu mesele gündeme gelmedi.'
-'Sayın Gül hesap yapacak biri değil'-
Sayın Abdullah Gül gelmek isterse, başımızın üstünde yeri vardır dediniz. Az önceki resepsiyondaki sözleri, ifadeleri gelmek istediğinin bir göstergesi olarak rahatlıkla okunabilecek ifadeler" denilmesi üzerine Çelik, "Biz de hoşgeldiniz sefa geldiniz diyoruz" karşılığını verdi.
"Abdullah Gül, milletvekili olmadığı için ve kongrede aday olamayacağı için en az bir 10 ay kenarda beklemesi gerekecek. Söylenen bu anlama gelmiyor mu?" sorusunu Hüseyin Çelik, şöyle yanıtladı:
"Bu teknik çıkarımları siz istediğiniz gibi yapabilirsiniz ama ben şunu söylüyorum: Sayın Gül partiye döndüğü zaman bir bugüne kadar tecrübe birikimiyle bugüne kadar gerçekten yaptığı hizmetleri arkasına alarak partiye geldiği zaman, ben başka bir toplantıda da söylemiştim. Herhalde Sayın Gül, partiye döndüğü zaman ya yani evet bir unvanı olmadan da parti üyesi olunur, o partiye hizmet edilir veyahutta eğer bir unvan ve görev verilecekse bugüne kadar yaptığı görevler göz önünde bulundurularak bu olabilir. Sayın Gül'ün gidip herhalde Kayseri'de il başkanı olmasını kimse beklemiyor. Ben bir ara böyle söylediğimde, Kayserili bazı arkadaşlar, "Ya Kayseri İl Başkanlığı', haşa Kayseri İl Başkanlığı bizim için çok önemlidir. Ben bu arada Kayserililere yüzde 66'lık oy oranından dolayı da şükranlarımızı ifade ediyorum. Orada söylemeye çalıştığım şudur: Sayın Gül tabii uzun yıllar Kayseri milletvekilliği yaptığı için bunu söylüyorum. Dolayısıyla neticede bir partinin çatısı altında hizmet etmek illa başbakan, genel başkan, genel başkan yardımcısı olmayı gerektirmeyebilir. Sayın Gül de bu hesapları yapacak olan bir insan değil. Nitekim hatırlarsanız 'benim bir hesabım yok' dedi. 'Hesabım yok' demek arkadaşlar 'ben hasbiyim' demektir. Hasbi kelimesi ile ilgili sözlüğe bakılırsa bunun ne anlama geldiği ifade edilir. Sonra arkasından şunu da ilave etti. Dedi ki: 'Ben bir siyaset dünyasının parçasıyım. İçinden çıkıp geldiğim bir partim var. Beni buralara taşıyan da bu partidir. onların ne düşündüğü onların ne karar verdiği son derece önemlidir. Dolayısıyla Abdullah Gül Bey bu hesapları yapmayacak olan bir insandır. Onunla ilgili olarak siz istediğiniz yorumları yapabilirsiniz ancak benim söyleyeceklerim bundan ibarettir.'
Seçim sonuçlarının başta diğer partiler olmak üzere AK Parti açısından da beklenenden düşük geldiği hatırlatılarak 'Oy oranının yüzde 2 ve 3 oranında olsa bile düşük olması başbakan belirlenmesinde etken olacak mı'sorusu üzerine Çelik, anketleri yapanların çok yanıldığı kanaatinde olmadığını, her araştırma şirketinin araştırmasını yayınlayınca artı eksi, 2-2,5 arasında bir marj koyduğunu söyledi.
-"Bu seçimin bir galibi ve mağlubu var'-
Sandıklar açılmadan yapılanların bir öngörü, perspektif belirlemek olduğunu ifade eden Çelik, 'Dolayısıyla yüzde 52, 53, 54 olabilir. Sanırım bir firma yüzde 57 olarak ilan etti. Ama bu çok önemli bir mesele değil. İç Anadolu'da ilginçtir, seçime katılma Ege'den daha düşüktür, çatı adayının birinci olduğu Akdeniz ve Ege'den daha düşüktür. Bunlar birer faktör olabilir dolayısıyla bunun üzerinde durmuyoruz
Mühim olan şudur: Maç yapan bir takım 3-0, 4-0, 5-0 galip gelmek ister. Ne kadar çok gol atarsanız skorunuz o kadar artmış olur, averajınız artmış olur. Ama mühim olan 3 puanı almaktır. 3 puanı AK Parti almıştır. Bu seçimin bir galibi, mağlubu vardır. Berabere biten bir seçim falan da olmamıştır bu. Yüzde 52 bizim için tatmin edici midir? Biz milletimizin bizim için biçtiği orana şapka çıkarır teşekkür ederiz. Şükranlarımızı hem Başbakanımız hem sözcülerimiz ifade etti."
'Başbakan Erdoğan bu süreçte bu istişarelerinde devir teslim töreninden önce Gül ile görüşmesi ve istişarenin bir ayağının da öyle devam etmesi beklenebilir mi" sorusunu Çelik, şöyle yanıtladı:
"Beklenebilir. Sayın Başbakanımız Sayın Cumhurbaşkanımızla zaten sürekli görüşme halindedir. Bir resmi olan görüşmeler var haftada bir başbakanın cumhurbaşkanıyla yaptığı görüşmeler var. Ama Sayın Gül ile Sayın Erdoğan arasında böyle bir resmiyete hiçbir zaman gerek yok. Onlar istedikleri zaman görüşüyorlar. Eğer Sayın Abdullah Gül'ü AK Parti camiasının çok önemli ferdi olarak kabul ediyorsak bugünkü cumhurbaşkanlığı konumu sebebiyle tabii ki parti meselelerine giremez. Ama gayriresmi ortamlarda Sayın Başbakanımızın Cumhurbaşkanımızın bu meseleleri istişare yapması, olması gereken bir şeydir, büyük ihtimalle de bunu yapacaktır."
Bir başka soru üzerine de Çelik 27 Ağustos tarihinin MKYK'da 'oy birliğiyle' alınmış olan bir tarih olduğunu vurguladı.
-'Biz eğer ve meğerler üzerinden siyaset yapmıyoruz'-
'28 Ağustos'tan önce Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül istifa ederse ne olur' sorusu üzerine Çelik, ihtimal hesapları üzerinden hareket etmediklerini belirterek şunları kaydetti:
'Ben daha önce böyle bir soru, eğer böyle olursa, ya giderse şartlı cümleler biliyorsun daha çok kuruluyordu. O zaman ben Türkçedeki bir atasözünü hatırladım. Eğer şöyle olursa, eğer o şöyle giderse, meğer şu da şu hesabı yapıyormuş. Dedim ki: eğerle meğeri evlendirmişler, keşke diye nur topu gibi bir çocukları olmuş. Biz eğer ve meğerler üzerinden siyaset yapmıyoruz. Hukuk devleti içerisinde gelişmelere göre siz karar alır yolunuza devam edersiniz. Dolayısıyla hani Sayın Demirel çok kullanırdı 'Olmamış çocuğa don biçmeyin' derdi. 'Dereyi görmeden paçayı sıvamayın' derdi. Dere görürsek paçayı sıvarız.'
Kongrede sadece genel başkan seçimi mi olacağı, MKYK seçimi yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Çelik, sadece genel başkanlık seçimi olacağını, genel başkan seçileceğini, MKYK üyelerinin belirleneceği bir genel kongre olmayacağını söyledi.
-'Seçmenin sandığa küsmesi ihtimali yok'-
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, yerel seçimlerin gerisinde kalan katılım oranıyla ilgili olarak "seçmenin sandığa küsmesi ya da demokrasiye inancını kaybetmesi gibi bir ihtimalin söz konusu olup olmadığı" yönündeki soruya karşılık, "Öyle bir ihtimal yok' dedi.
Çelik, mahalli seçimlerin "çok katılımlı ve çok faktörlü olaylar olduğunu ancak cumhurbaşkanlığı seçiminin tek faktörlü" olduğunu ifade ederek yerel seçimlerin aktörlerinin, seçmenleri çok farklı kanallardan motive ettiğini, sandığa gitmeye teşvik ettiğini aktardı.
"Referandumlarda da böyledir, mesela son referandum, bir önceki referanduma bakarsanız genel seçimdeki katılım kadar bir katılım olmaz, olmamıştır" diyen Çelik, insanların ayrıca birebir hayatlarına nasıl etki edeceğine baktığını söyledi.
Hüseyin Çelik, "Gerçekten bir protest oy mudur, bu incelenebilir ama bugünkü ortamda biz böyle bir oy olduğunu düşünmüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
(Bitti)