Toroslar ilçesi Arslanköy Mahallesi'nde vatandaşlar, oy kullanmak için okullardaki sandıkların başına gitti. Seçmenler arasında baston yardımıyla yürüyen kadınlar dikkat çekti.
Mahalle muhtarı Hayrettin Koç, AA muhabirine, 5 sandık kurulan Arslanköy'de bin 707 seçmen bulunduğunu söyledi.
Mahallede genç nüfusun az olduğunu belirten Koç, "Dedelerimiz, nenelerimiz bastonlarıyla oy kullanmaya geliyor, hala sandığı korumaya çalışıyorlar. Burada evvel zamanda seçimler yapılırken hile yapılmış, kadınlarımız sandığı o zamanki şartlar neyse sopalarla korumaya çalışmış ve korumuşlar da. Onların sayesinde çok şükür bu zamanlara geldik. Şimdi de tüm mahalle sakinlerimiz sandıklarına sahip çıkıyorlar, her zaman da çıkacaklar" dedi.
Arslanköylü 90 yaşındaki Nesibe Özgür de (90) 1947'deki olaylarda oğlunu kaybettiğini anlatarak, "Askerler, yüzbaşılar köye geldi, insanlarımızı götürüp dizlerinden bağladılar. Bir kadın korkusundan öldü. Kadınlar sandığı saklamış, bizi de alıp götürdüler mapusa. O rezillikte çocuğum öldü. Şimdi bunlar yaşanmıyor. Şimdiki zaman çok iyi" diye konuştu.
Millete ve devlete hayırlı adam istediklerini ifade eden Arife Yavuz (77) da o yıllarda ilkokul öğrencisi olduğunu, yaşanan olayları çok az hatırladığını kaydetti. Silah sesleri duyup korktuğunu belirten Yavuz, o yılların geri gelmesini asla arzu etmediğini vurguladı.
- "Cam kemik" hastası kardeşler de sandık başındaydı
"Cam kemik" hastası Aynur ve Fatma Alp kardeşler de cumhurbaşkanı seçimi için saldık başına gitti. İki katlı evlerinin merdivenlerini güçlükle inen kardeşlerden Fatma, tekerlekli sandalye, Aynur ise baston yardımıyla gittikleri okulda oy kullandı.
Aynur Alp, tüm bu zorluklara rağmen seçimde özgür iradeleriyle oylarını kullandıklarını ifade ederek, hasta da olsalar sandığına sahip çıktıklarını söyledi.
- "Sandık namusumuzdur" sözünü söyleten olay
Görgü tanıklarının anlatımı, o dönemdeki bazı gazete kupürleri ile tutanaklara göre, 26 Şubat 1947'de sandık başına giden köylüler, oylarını kullanarak sonuçları beklemeye başladı. Seçimlerin tamamlanmasından sonra Demokrat Parti adayı Harun Yedigöz 565, eski muhtar CHP adayı Tahir Şahin 53, diğer CHP'li aday Hasan Dönertaş ise 153 oy aldı.
Oyların sayılma işleminin ardından tasnif yapılacağı sırada görevde olan muhtar ve 3 aza, köyü terk etti. Kanuna göre tasnif sırasında görevde olan muhtar ve azaların da sandık başında bulunması gerektiği için tasnif yapılamayacağı açıklandı.
Nahiye müdürünün, görevdeki muhtarın dönüşüne kadar sandığın karakolda muhafaza edilmesi gerektiği görüşüne karşı çıkan, aralarında kadınların da bulunduğu köylüler, soğuk havaya rağmen sabaha kadar sandığın başında bekledi.
Sayım tutanaklarını aldıktan sonra sandığın ihtiyar heyetinin doğal üyesi olan ilkokul müdürü Mustafa Kubilay'a teslim edilmesini kabul eden köylüler, bu sırada dönemin valisi tarafından gönderilen bir yüzbaşı ve birkaç askeri karşılarında buldu.
Yeniden seçim yapılmasını ve içinde kullanılmış oy pusulalarının olduğu yedieminde bulunan seçim sandığını isteyen yüzbaşıya olumsuz yanıt veren köylüler, sandığı yalnızca cumhuriyet savcısına teslim edebileceklerini iletti.
Kadınlar, sandığın zorla alınma ihtimaline karşı Mustafa Kubilay'ın evinin etrafını çevirdi. Askerlerin, sandığı almak için içeri girmeye çalıştığı sırada Demokrat Partili olduğu iddia edilen bir kişi, "Asker size hiçbir şey yapamaz. Ölürsek de sandığımızı ve namusumuzu koruyarak öleceğiz" sözleriyle kadınları sandığı korumaya yönlendirdi.
Bu süreçten sonra köyde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Olaya karışanlar gözaltına alındı. Köylüler, devlet otoritesine, devlet güçlerine karşı gelme suçundan mahkemeye sevk edildi.
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi kayıtlarında, bu konudaki hukuki sürece ilişkin şu bilgiler yer alıyor:
"İçinde kadın ve çocukların bulunduğu Arslanköy davası, 28 Şubat 1947 tarihinde başlayıp 11 duruşma yapılarak 23 Haziran 1948 günü karara bağlanmıştır. Yargılama, 'devlete isya' iddiasıyla başlamış fakat mahkemenin ilerleyen aşamalarında 'kamu görevlisine mukavemet' şekline dönüştürülmüştür. Duruşmalar sonucunda sanıkların 19'una altı ay 11'er gün, 11'ine 6'şar ay hapis cezası, diğerleri hakkında beraat kararı verilmiştir. Arslanköy davası basına yansımış ve çok sayıda avukat tarafından savunulmuştur. Bu olay, Türk milletinin ve demokrasinin bir davası olarak görülmüştür."