Koyuncu'nun yaşamını yitirmesi Türkiye'de futbol kulüpleri-basın-taraftar üçgenindeki ilişkileri yeniden gündeme getirirken, futbolun popüler olduğu ülkelerin başında gelen İtalya'da da gazeteciler, kulüplerle basın arasındaki ilişkinin eskisi gibi olmadığını dile getirdi.
İtalya'nın dev kulüplerinden Milan'ı uzun zamandır takip eden La Gazzetta dello Sport'ta çalışan gazeteci Alessandra Boccia, futbol kulüplerinin son dönemde giderek kendilerini dış dünyaya kapatmasının İtalya'da da gerçekleştiğini ve bunun olumlu bir gelişme olmadığını belirterek, "İtalya'da UEFA Şampiyonlar Ligi maçları öncesi hariç antrenmanları izlemeniz çok zordur. Bazı muhabirlerin antrenmanı takip etmek için gizlendiği ya da görüntü almak için yüksek yerlere tırmandıkları oluyor. Ancak Türkiye'deki gibi böylesine tehlikeli bir şey hiç yaşanmadı" ifadelerini kullandı.
Milan Kulübü ile basın mensuplarının ilişkilerine değinen Boccia, gelinen noktayı şöyle anlattı:
"İlişkiler birkaç yıl öncesine kadar iyiydi. Gazetecileri engelleyecek bir ortam yoktu. Birkaç yıl öncesinde Milan'ın basın ofisiyle ilişki kurmak daha kolaydı. İyi bir basın ataşesi vardı. Ancak onları da suçlamak istemem, çünkü onlar da futbolcular, antrenörler ve gazeteciler arasında kalıyor. Biraz karışık bir süreç. Bu sadece İtalya'da değil, dünya genelinde böyle. Oyunculara ve hocalara ulaşmak çok zor. Röportaj için kulüpten izin almak gerekiyor. Eskiden doğrudan oyuncuyla görüşülebiliyordu. Dünya genelinde yaşanan bu durum biz gazeteciler için hatta spor dünyası için pozitif bir şey değil."
-"Juventus, Conte döneminde tamamen basına kapalıydı"
Juventus'u takip eden Corriere dello Sport yazarlarından Antonio Barilla da, İtalya'da Türkiye'de yaşanan trajediye benzer bir vaka hatırlamadığını belirtti.
İtalya'da kendilerine çok fazla antrenman takip etme şansı verilmediğini kaydeden Barilla, "Vinovo kapalıysa kimse giremez. Antonio Conte, Juventus'ta teknik direktörlük yaparken, antrenmanlar çoğunlukla basına kapalıydı. Yalnızca bazen maç öncelerinde gidebiliyorduk. Yine de arabalarımızı koyabileceğimiz kendi parkımız var, medya merkezindekiler arkadaşımız. Massimiliano Allegri biraz daha farklı. Daha çok antrenmanı izleme şansı verecektir" şeklinde konuştu.
Aynı gazeteden Alberto Dalla Palma da İtalya'da birçok kulübün son dönemde kendi fotoğrafçılarına izin verdiğini, röportajları da çoğunlukla para verdiği için yayıncı kuruluşlara yaptırdığını dile getirerek, ülkede yazılı basında çalışmanın giderek zorlaştığından bahsetti.
- İki ülkeyi de bilen gazeteci Keşaplı
Uzun yıllardır İtalya'da yaşayan ve İtalyan Spor Yazarları Derneği Roma Şubesi Yönetim Kurulu üyesi olan gazeteci Dündar Keşaplı ise bu tür durumlarda ülkelerin spor yazarları derneğinin önemine dikkati çekti.
"Meslektaşımızın hazin şekilde vefatı, oldukça üzücü" diyerek, Koyuncu'nun ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileyen Keşaplı, yaşamının 25 yıldan fazlasını geçirdiği İtalya'da böyle bir hadise hatırlamadığını söyledi.
Koyuncu'nun vefatına neden olan olayda güvenliğin dikkatsiz davrandığını savunan Keşaplı, "Roma, Lazio, Milan tesislerine gittiğinizde herkes güvenlik görevlilerinin kontrolünden geçer ve öyle içeri alınır. Yaralanma ya da daha ciddi boyuttaki durumlara karşın önlem alınır. Kesinlikle taviz vermiyorlar. Burada bir ihmal olduğunu düşünüyorum. Çünkü ortada bir kaza ve bir can kaybı var. Bu meslektaşımız oldu, başka birinin de başına gelebilirdi. Böyle bir şeyin olmaması gerekirdi" diye konuştu.
Kendisinin de spor yazarları derneğinde yabancı basın mensuplarından sorumlu olduğunu ve onların sorunlarıyla yakından ilgilendiğini belirten Keşaplı, "Spor alanlarında yaşanan sorunlar, İtalya'da spor yazarları derneğinin sorumluluğundadır. Biz de bu tip durumlar meydana gelmemesi için gereken girişimleri yapmaktayız. Türkiye'deki arkadaşlarımın iyi çalıştığını biliyorum ama bu tür durumların yaşanmaması için güvenlik önlemleri konusunda gerekli girişimlerin özellikle spor yazarları derneği tarafından yapılmasının uygun olduğunu düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.