Cumhurbaşkanı seçim süreci kapsamında Sungurlu ilçesine gelen Bahçeli, belediye binası önünde halka hitap etti.
Gündemlerini cumhurbaşkanı seçiminin oluşturduğunu anlatan Bahçeli, geçmişte yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinin hep sancılı ve sorunlu gerçekleştiğine değindi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında demokrasimiz gölgelenmiştir, muhtıralarla askıya alınmıştır, darbelerle belli bir süre ara verilmiştir. Türkiye bir istikrarsızlığa, siyasi krizlere sürüklenmiştir. Sonuç itibarıyla şekli ne olursa olsun bir cumhurbaşkanı seçilmiş ama bu seçilen her zaman Meclis'te bulunan milletvekillerinin iradesi şeklinde oluşmamıştır. Zaman zaman değişik yöntemler ve müdahalelerle ülkemizde cumhurbaşkanlığı seçimi olmuştur. 1980 ara rejimi öncesinde cumhurbaşkanlığı seçimi 5 ay 17 gün sürmüş, sonuç alınamamış, bir başka ifadeyle 114 tur yapılmış, cumhurbaşkanı seçilememiştir. O dönemde yaşanan sosyal şiddet ve ekonomik kriz beraber değerlendirilerek Türkiye'de demokrasi ortadan kaldırılmış, siyasi partiler feshedilmiş, Meclis kapatılmış ve belli bir dönem bir ara rejimle muhatap olunmuştur. Onun için cumhurbaşkanlığı seçimleri her ülke için önemlidir ama Türkiye için çok daha önemlidir."
Yasa değişikliği ile TBMM'deki seçilme hakkının devredildiğine işaret eden Bahçeli, "Şimdiki seçimler bu anlayışla olacak. İlk turu 10 Ağustos, ikinci turu 24 Ağustos olmak üzere iki dönemde yapılacak olan seçimlerle cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlandırılmış olacaktır" diye konuştu.
Vatandaşların önünde bugün cumhurbaşkanını seçme imkanı durduğunu ve takdiri halkın vereceğini belirten Bahçeli, "Dün vekilleriniz aracılığıyla Meclis'te yapılmış olan seçimlerin getirdiği sıkıntıları, sancıları, muhtıraları, ara rejimleri dikkate aldığınızda millet olarak ilk defa önünüze böyle bir fırsat geçiyorsa güzel bir örnekle sonuçlandırmak, huzur, güven ortamında seçimlerin sonucunu almak ve Türkiye'yi devletin başında boşluk yaratmayacak bir istikrarlı ortama doğru götürmekte yarar olacağı kanaatindeyiz" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, cumhurbaşkanı seçimlerinin her siyasi parti için ayrı bir öneme sahip olduğunun altını çizerek, şöyle dedi:
"Ancak millet tarafından ilk defa seçilmiş olması düşünülürken, başlangıçta yasadaki sığlık, boşluklar, aceleye getirilişler şimdi bazı adaylar tarafından istismar edilir hale gelmiştir. Bunu hangi partiden olursa olalım bundan böyle eğer halk seçecekse, bugünden eksiklikleri görüp, düzeltme yönünde dikkate alarak gelişmeleri hep beraber düşünmeliyiz. Adaylardan bir tanesi Adalet ve Kalkınma Partisi'nde 12 yıllık iktidarının büyük bir bölümünde başbakan olarak sorumluluk üstlenmiş olan şahıstır. Yani aday Recep Tayyip Erdoğan'dır. Diğerleri ise halkın arasında belirlenmiş olan adaylardır. Dolayısıyla üç aday seçime girecektir."
- "Başbakan, arkasında devletin bütün imkanlarını da seferber ediyor"
"Burada adil olan, eşit olan, herhangi bir haksızlığa uğramadan seçimlerin ilkeli ve dürüst yapılması düşünülmüş olsa MHP'nin Yüksek Seçim Kurulu'na yapmış olduğu itiraz anlamını bulmalıydı" diyen Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"MHP ne demişti? 'Eğer Recep Tayyip Erdoğan aday olmayı düşünüyorsa, başbakanlıktan 11 Temmuz itibarıyla ayrılması ve diğer adaylarla eşit haklara sahip bir yarışın içerisinde olması gerekir. Geçmişte bu düşünülmemişse şimdi düşünmek lazım' demiştir. Tabi AKP'nin bazı sözcüleri, 'Yasada böyle bir mecburiyet yok, onun için başbakan olarak girmesinde bir sakınca bulunmaz' diyerek gerçeği bilmelerine rağmen, eşitsizliğin farkında olmalarına rağmen, adaletsiz bir uygulamayı ortaya koymalarına rağmen bunda ısrarcı olmuşlardır."
Başbakan Erdoğan'ın, devletin imkanlarını kullandığını ve bunun da adaletsizliğe neden olduğunu öne süren Bahçeli, "Şimdi düşününüz, adayın bir tanesi başbakan, arkasında devletin bütün imkanlarını da seferber ediyor. Ana uçağı, baba uçağı ile Türkiye'yi dolaşıyor, helikopterlerle bir yerlere kadar devamını sağlıyor, resmi arabalarla alanlara kadar geliyor. İstanbul'da bir miting yapmış, İstanbul'da ne kadar emniyet mensubu varsa miting alanında, 5 bin tane de AKP'nin özel güvenliği kurulmuş. Belediyenin, devletin tüm imkanları ile bir miting olmuş, 'şu kadar insan mitingde vardır' diyerek övünülüyor ve televizyonlar da basınlar da aynı fotoğraflarla mitingi veriyor" diye konuştu.
- Yayın süresi eleştirisi
TRT'nin, cumhurbaşkanı adaylarına eşit süre tanımadığını iddia eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi biz ilçe ilçe dolaşıyoruz. Burada televizyon kameralarından birkaç tanesi var. Akşam yayınlayacakları da şüpheli. Hele bir tanesi var, TRT. Hepimizin vergisi ile kurulan bir TRT var. Şimdi bu TRT'nin bu seçimler dönemindeki yayınlarının bir mukayesesi yapılmış. Recep Tayyip Erdoğan'a 500 saatin üzerinde, öbürlerine 3-7 saat arasında bir şeyle, güya adil bir propagandaya fırsat veriyor. Ey TRT'nin yöneticileri, genel müdürleri, haber müdürleri söylüyorum, Allah nasip eder, bir sorumluluk üstlendiğimde bu adaletsizliğin hesabını sormazsam namerdim. Şu meydanı, şu mütevazılıkla doldurmuş olan insanlarımızın yani kamu kuruluşu niteliğindeki bir televizyonun yöneticilerisiniz. Bu televizyona bir patron arıyorsanız bu, Recep Tayyip Erdoğan değil, RTÜK'ten sorumlu Başbakan Yardımcısı değil, bunun patronu millettir. Başkaları gibi, özel televizyonların patronu gibi hareket edemezsiniz. Bu adaletsizliği yapamazsınız."
Devlet Bahçeli, "Adaletsiz başlayan bir seçim vardır. Devletin imkanları ve vatandaşların imkanları bu manada farklılık göstermektedir. MHP bu imkanlar içerisinde çalışmalarını sürdürmektedir. O bakımdan bu adaletsizliğin giderilmesi, Recep Tayyip Erdoğan'ın devletin tüm imkanlarını istismar etmesine rağmen seçim kaybı ile ancak adaletli bir hale gelebilir" dedi.
(sürecek)