Her yıl çizdikleri rotaya göre kilometrelerce yol kat ederek ekmek paralarını kazanmak için pamuk ve fındık gibi tarım ürünlerinin hasadında çocuklarıyla çalışan mevsimlik işçiler, elverişsiz koşullarda, güvencesiz şekilde evlerinden uzakta çalışmalarının çözüm süreci ile sona ermesini istiyor.
Çözüm sürecinin barışla nihayete ermesini ve bölgeye yatırımın artmasını bekleyen mevsimlik işçiler, bu sayede doğdukları topraklarda doyacakları günün hayalini kuruyor.
- "Yatırım olursa kimse memleketinden göç etmez"
Fındık toplamak için Sakarya'ya gitmek üzere Diyarbakır Garı'na gelen Muhittin Narin, AA muhabirine, ailesinden 10 kişi ile çalışmak için Sakarya'ya gideceklerini belirterek, iş bulamadıkları için mecburen tarım işçisi olarak her yıl başka bölgelere göç ettiklerini söyledi.
"Bir gelirim olsaydı ailemi asla böylesine zorunlu bir göçe zorlamazdım" diyen Narin, ailece 40 gün mevsimlik işçi olarak çalışacaklarını anlattı.
Narin, 10 kişi çalışmalarının bedeli olarak masrafların haricinde ellerine 3 bin lira geçtiğini dile getirerek, bu zorunlu göçte en büyük mağduriyeti çocukların yaşadığını vurguladı.
Çözüm sürecini desteklediklerini ifade eden Narin, "Çözüm süreci olumlu sonuçlanırsa yatırım artar. Gurbette çalışacağımıza buradaki fabrikalarda çalışıp çocuklarımızla akşam evimize gideriz. Yatırım olursa kimse memleketinden göç etmez" diye konuştu.
Aklina Aylak (50) da 6 çocuğu olduğunu, iş bulamadığı için mecburen mevsimlik işçi olarak çalıştığını söyledi.
Sakarya'ya fındık toplamaya 3 çocuğu ile gittiğini anlatan Aylak, çocuklarını okutmak için çalışmak zorunda olduğunu belirtti.
- "İnşallah yatırım olur bir daha gurbete gitmeyiz"
Aylak, kazançlarının büyük bir bölümünün masraflara gittiğini ifade ederek, kazandıkları para ile 2-3 ay idare edebildiklerini kaydetti.
"Fabrika olsaydı, bu çocuklar iş bulsaydı gurbette ne işimiz vardı?" ifadesini kullanan Aylak, gözyaşları içinde şunları dile getirdi:
"Keşke barış olsaydı, hiçbir anne ağlamasaydı. Bölgeye yatırım gelirse çok mutlu olacağız. Gurbet çok zor. Memleketimizde çalışmak istiyoruz. Çocuklar günlerce süren yolculuk ve oradaki çalışma koşullarında perişan oluyor. Allah'tan umudumuzu kesmedik. İnşallah yatırım olur bir daha gurbete gitmeyiz."
Sevcan Erzem (38) ise 5 çocuğu ile Sakarya'ya çalışmaya gittiğini ifade etti.
2 ay kazandıkları para ile 3 ay geçimlerini sağladıklarını anlatan Erzem, şöyle dedi:
"15 yaşımdan bu yana tarım işçisiyim. Kendimi bildim bileli mevsimlik işçilik yapıyorum. Alıştık artık. Burada iş olsa eşim çalışsa ben çocuklarımla çalışmaya gitmem. 2 gün, 2 gece yol sürüyor. Orada hem çalışıyor hem çocuklarıma bakıyorum. Bölgede huzur ve yatırım istiyoruz. Çözüm süreci ile bölgeye yatırım gelmesi halinde gurbete gitmek zorunda kalmayız."
- "Kardeşlerimi okutmak için çalışmak zorunda kaldım"
Sevcan Erzem'in kardeşi Ferhat Erzem (21) de Diyarbakır'da iş bulamadığı için mevsimlik işçilik yaptığını söyledi.
Bir iki ay geçimlerini sağlamak için günlerce yol gittiklerini ifade eden Erzem, "Sabah 7.00'den akşam 20.00'ye kadar güvencesiz şekilde çalışıyoruz. Kaldığımız yerler elverişli değil. Babamı erken yaşta kaybedince kardeşlerimi okutmak için okulu bıraktım, çalışmak zorunda kaldım. Hayat şartları zor. 12 yaşından bu yana çalışıyorum. 2 yıldır da tarım işçiliği yapıyorum" dedi.
Erzem, çözüm süreci ile bölgede huzurun hissedildiğini artık bölgeye yatırım yapılmasını arzu ettiklerini dile getirerek, herkesin memleketinde çalışarak evine ekmek götürmesini istediklerini kaydetti.
Halide Erdoğan (18), hasta anne ve babasına bakabilmek için 4 kardeşiyle 3 yıldır tarım işçisi olarak farklı bölgelere gittiğini belirtti.
Ailenin tüm sorumluluğunun üzerlerinde olduğunu belirten Erdoğan, zor olsa da çalışmaya mecbur olduklarını ifade etti.
- "Yatırım olsa memleketinde kalmayı kim istemez?"
Kazandıkları para ile kardeşlerini okuttuklarını kaydeden Erdoğan, "Yatırım olsa memleketinde kalmayı kim istemez? 2-3 yıl önce başörtüsü nedeniyle iş bulamıyorduk. Şimdi bu sorun kalmadı ama iş bulamıyoruz. Memleketimizde iş bulmak için destek bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Fatoş Narin (15), hem lisede okuduğunu hem de eğitim masraflarını karşılamak için kitaplarını yanına alarak fındık toplamaya gittiğini dile getirdi.
"Allah'a şükür okuyorum. Okumak için de mücadele edeceğim. Çalışmak değil, okumak istiyorum" diyen Narin, bir meslek sahibi olup ailesine bakmak istediğini ifade etti.
Musa Aslan ise 12 yaşından bu yana mevsimlik işçilik yaptığını, doğdukları topraklarda iş bulmaları halinde sigortasız ve zor koşullarda çalışmak için yol kat etmeyeceklerini kaydetti.
Hayata dair hiçbir garantilerinin bulunmadığını savunan Aslan, çözüm süreciyle bölgede fabrikalar kurulması halinde evlerini geçindirecek gelire sahip olacaklarını dile getirdi.
- Anne aşçı, kızı çavuş
Fatma Kaçan, şeker, tansiyon ve kalp hastası olmasına rağmen 10 yıldır tarım işçiliği yaptığını söyledi.
Eşinin emekli olduğunu, 10 kişilik nüfusa baktığını ifade eden Kaçan, Sakarya'ya tarım işçilerine yemek pişirmek için gittiğini belirtti.
Yaklaşık 17 kişiye yemek yapacağını anlatan Kaçan, "500 lira dahi elimize geçmiyor. Burada iş olsa çalışmaya gurbete gitmem. Kızım da 4 çocuğu ile çavuş olarak çalışmaya geliyor. Çocuklarım için çalışmaya mecburum. Bölgemizde yatırım yapılsın gençlerimiz çalışsın istiyoruz" şeklinde konuştu.