Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında, kadın gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yurt dışında kullanılan oyların Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından getirileceğini belirten Kılıçdaroğlu, bunun kontrolü için CHP'nin herhangi bir girişimi olmayacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Gittikçe güçlenen bu yapıyla nasıl baş edeceksiniz, başkanlık sistemi de gelirse muhalefet nasıl baş edecek?" şeklindeki soruyu, şöyle yanıtladı:
"Bunu görüyor ve hissediyoruz. Başbakan Erdoğan, grup toplantısında çıkıp 'Ey Kılıçdaroğlu senin nefes alışını bile takip ediyoruz' dedi. Daha ne desin. Zaten telefonlarımızı dinliyor. Bakan da çıktı söyledi. 'Herkesin telefonu dinlenebilir' diye. Dolayısıyla toplumun üzerinde bir baskı olduğunu biliyoruz. Siyasal olarak bizim üzerimizde de baskı kurmak istiyorlar. Bize istedikleri kadar baskı yapsınlar, bizim açımızdan sorun yok. Her türlü çabayı gösteririz. Biz bunu dünyaya anlatıyoruz. Sorunu Türkiye'de yeteri kadar anlatamıyoruz. Türkiye'deki bir yapının demokratik bir yapı olmadığını söyledik."
Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki bozulmanın medyayla başladığını savunarak, AK Parti'nin medya içindeki kavgadan yararlandığını dile getirdi.
Çağdaş ülkelerde "havuz medyası" diye bir kavram olamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun Türkiye'nin bir gerçeği olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, siyasal mücadelenin en önemli ayağını meslek ve sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğunu kaydederek, mesleki kuruluşların baskı altında olduğunu söyledi.
- "Bizim söylediklerimiz haber değilmiş"
Kılıçdaroğlu, TRT'nin tarafsız olması gerektiğini vurgulayarak, mitinglerin yayınlarında adil davranılmadığını öne sürdü.
TRT'nin bağımsız olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"TRT, iktidarın borazanı. Özel bir kanal, iktidarın borazanı olsa kızamazsınız. Eleştiremeyiz. TRT benden aldığı vergilerle, bana karşı çalışıyor. Recep Tayyip Erdoğan'a, 15 saat veriyor, CHP'ye bir saat 12 dakika ayırıyor, HDP'ye de 4 veya 2 dakika ayırıyor. Bizim söylediklerimiz haber değilmiş ama Erdoğan'ın söyledikleri habermiş. Böyle bir saçmalık ben ilk kez duyuyorum. TRT Genel Müdürü kalktı, Selahattin Demirtaş'ın aleyhine 'Biraz daha konuşursan senin görüntülerini yayınlamayız' deme cüretini gösterdi. Normalde bu adamın bir dakika tutulmaması lazım. Sen bürokratsın, inersin gelir AKP'den milletvekili olur ve eleştirirsin."
YSK'nın TRT'nin "tarafsız davranmadığı" yönünde karar verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, TRT Genel Müdürü'nün görevden alınması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, bu konuda görev yapması gereken savcılar olduğunu ifade ederek, savcıların sadece Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla harekete geçtiğini iddia etti.
- "Demokrasilerde dayatma olmaması lazım"
Kemal Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığının kararlaştırılması ve CHP tabanın verdiği tepkilere ilişkin, "Bir uzlaşmayla oldu. Uzlaşma demokrasilerde temel unsurdur. Demokrasilerde dayatma olmaması lazım. Ekmel Bey üzerinde uzlaştık ve 14 siyasi parti ki ilktir, bu aslında demokrasiye yapılmış en büyük katkıdır. Cumhuriyetin değerlerine bağlı olması gerekiyordu, halkın değerlerine bağlı olması gerekiyordu. Dini ve dinin akidelerini iyi bilen bir insan. Laikliğe ve seküler sisteme inanmış bir insan. Eğer Türkiye laik sistemden uzaklaşırsa Suriye ve Irak'taki tablolarla karşı karşıya kalır. Bu seküler sistemin inancın güvencesi olduğunu gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Ortadoğu'da itibar kaybı yaşadığını öne süren Kılıçdaroğlu, hiçbir ülkenin Türkiye'nin arabuluculuğunu istemediğini bildirdi. Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin de kendilerini yeterince bilgilendirmediğini anlattı.
IŞİD'in alıkoyduğu konsolosluk görevlileri konusunda da değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Ortadoğu'daki sorunlara doğrudan müdahale etmese de etkisi olacağını kaydetti. İhsanoğlu'nun gerektiğinde Mısır devlet başkanı ve diğer devlet adamlarıyla görüşebileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu'nun önemli görevler alabileceğini dile getirdi.
(Sürecek)
