Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında, kadın gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, aralarında milletvekillerinin de bulunduğu bazı AK Partililerin "yolsuzluklar konusunda vicdan azabı çektiğini" ve özel konuşmalarında bunları dile getirdiklerini savundu.
AK Parti'nin "dindarlık" nedeniyle oy aldığına inanmadığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Böyle bir dindarlık yok. Dindar adam yalan söylemez, hırsızlık yapmaz, toplumu kandırmaz. Ben böyle biliyorum. Ekmeleddin Bey'in dünya görüşü, laik yapıyı savunması, başarıları, ortak değerlerle barışık olması, bizim tarafımızdan seçilme nedeni bu. Hiçbir partinin üyesi olmaması, tarafsızlık konusunda çok önemli. Kendisi, herkesin, 'Bu benim adayım' diyebileceği birisi. Ortadoğu'da savaş var ve orada ağırlığı olan birisinin aday olması önemliydi. Ortadoğu'da kaybolan imajımızı geri kazanmak için önemli bir aday."
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de "gettolaşma" olduğunu anlatarak, "Herkes kendi kanalını, kendi başkanını izliyor. Karşı taraf ne diyor dinlemiyor. Türkiye ruhen ayrıştı. Bunu yapan da Başbakan. Mahallelerimiz bile ayrıştı. Türkiye ilk defa ruhen bu kadar ayrıştı. AK Partili kesime de gidip konuşuyoruz, olanları anlatıyoruz ama Türkiye'nin her tarafında bu ayrışma var. Erdoğan bir şey diyor, kendi kitlesi bunu yüzde yüz kabul ediyor" diye konuştu.
Türkiye'de üniversitelerin medreseye dönüştüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, "İran'ın Türkiye'yi bilimsel yayınlarda geçtiği söyleniyor. Bu beni çok üzdü. Bu üniversitelerden, eğitim sisteminden, yönetimden bir şey bekleyemeyiz. '4+4+4' diye bir şey çıktı. Hükümet planında yok, kalkınma planında yok. Bunu 5 AKP'li hazırladı ama hiçbirisi eğitimci değil" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, "Son dönemdeki 'Ya Anadolu Lisesi ya da İmam Hatip' konusunda bir girişimde bulunacak mısınız?" sorusuna, "Zaten milletvekillerimiz bu konuda çalışıyor, önergeler veriyorlar. İllerde valilerle, milli eğitim müdürleriyle görüşüyorlar. Yani öğrencileri zorla 'şuraya ve buraya gideceksin' diye bir davranış doğru değil. Milli Eğitim Bakanı da zaten, 'Böyle bir zorunluluk yoktur' diye açıklama yaptı. Yakında takip ediyoruz" cevabını verdi.
- "Kimseden ses çıkmadı"
Bir gazetecinin, "Bilal Erdoğan'ın, karma eğitim hakkında bir ses kaydı gündeme geldi. Bu konuda bir girişiminiz olacak mı? Kasetleri gündeme getirmenin pek faydası olmadığı söyleniyor. Buna katılıyor musunuz?" şeklindeki sorusuna ilişkin Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Seçim dönemine denk getirilen kasetler, çok fazla ilgi görmüyor. İnsanlar seçim malzemesi olarak görüyor bunu ve fazla etkisi olmuyor. Seçim olmadan, seçimden önce böyle bir olay gündeme gelmiş olsaydı daha uzun süre konuşurduk ve kamuoyunda içselleştirebilirdik. Arka arkaya bir sürü kasetler çıktı. AKP 2 milyonun üzerine oy kaybetti ama. Az bir olay değil. Bilal Erdoğan olayına gelince. Milli Eğitim Bakanlığındaki bürokratları topluyor ve onlarla eğitim politikasını tartışıyor. Bilal Erdoğan, eğitim konusunda uzman değil, bakan değil, müsteşar değil. 'Karma eğitimi kaldıracağız. Kızlarla erkekler aynı platformda olmayacak' diye talimatlar veriyor. Bunların bir kısmı zaten gerçekleşti, bir kısmını bakan zaten açıkladı. Bu görevi TÜRGEV'in üyesi olan Bilal Erdoğan üstlenmiş durumda. Bununla ilgili kimseden ses çıkmadı. Bu konuşmanın sadece ses kaydı değil, görüntüsü de var. Yüzde yüz doğru. Diğer ses kayıtları da doğru. Hiçbirisi montaj değil. Uzman kuruluşları var yurt dışında. Onlar varsa montaj olduğunu söyler. Birkaç tane bunlarla ilgili rapor çıktı. Hiçbirisi montaj değil."
- Seçim güvenliği
Seçim güvenliği hakkında oluşturulan sivil inisiyatif hakkındaki düşünceleri sorulan Kılıçdaroğlu, bu tür çalışmaları her zaman destekledikleri ve önemsediklerini dile getirdi.
"Seçim güvenliğinden endişeli misiniz?" diye sorulan Kılıçdaroğlu, "Endişeliyim. Sadece bana ait değil bu. AGİT heyetinde de benzer şüpheler var. Bunu görmemeleri mümkün değil. Bu seçimlerde 3 aday var. Sandıklarda diğer siyasi partilerden de gözlemci olacak. 14 parti bir araya gelip destek verdik. Yurt dışı ve içinde gözlemci listelerini seçim kurullarına intikal ettirdik. Bunun dışında, bazı gençler bizden gözlemci kartı istediler. Biz de verdik. Seçimin yaza, tatil dönemine denk gelmesinin getirmiş olduğu düşük yoğunluk da var" değerlendirmesinde bulundu.
- "Bunu anlamakta zorlanıyoruz"
Seçmen sayısından fazla oy pusulası basılmasıyla ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bunu anlamakta zorlanıyoruz. Yüksek sesle bunu dillendiriyoruz. Olur, bir miktar fazla basabilirsiniz ama rakamlar o kadar büyük ki ne diye bastılar bilmiyoruz. AGİT heyeti bununla ilgili kendi düşüncelerini aktarmadılar çünkü bunun etik olmadığını ifade ettiler. Sayın Faruk Loğoğlu, 'Siz bu seçimlerin eşit, özgür ve sağlık bir ortamda yapılacağına inanıyor musunuz?' diye sordu. 'Bu tür sorulara cevap vermeyiz. Araştırmalarım olur. Bunu rapor halinde sunarız' dediler. Onlar oy pusulası durumunu biliyorlar. Sadece bizimle değil, YSK ile de Anayasa Mahkemesi üyeleri, başkanlarıyla da görüşmüşler."
(Sürecek)