"Sokaklar ölüm kokuyor, çocuklar korku içinde güne başlıyor. Her yerde yetim çocuk var" diyen Şaylan, yardımların, ilaçların ve gönülle doktorların sınır kapılarında bekletildiğini ve yaralıların dışarı çıkartılamadığını ifade ediyor.
Gazze'de hastalanan ve tedavisi için Türk Kızılayı, Sağlık Bakanlığı ve AFAD koordinasyonunda Türkiye'ye getirilen kurum personeli Şaylan, İsrail saldırısı altında bulunan Gazze'ye ilişkin izlenimlerini AA muhabirine anlattı.
Genel sağlık durumu iyi olan, ancak hala Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde zatürre nedeniyle tedavisi devam eden tedavisi süren Şaylan, kendisinin yaklaşık altı aydır Gazze'de görev yaptığını söyledi. Bugüne kadar bölgeyi kapsayan birçok yardım faaliyetinde yer aldığını ifade eden Şaylan, ilaç ve gıda olmak yardımlarının dağıtımını yaptıklarını anlattı.
Şaylan, Türk Kızılayı tarafından desteklenen bir milyon dolarlık bir proje kapsamında bölgedeki bir hastanenin tıbbi gereçlerini temin ettiklerini dile getirdi. Şu anda 4.5 milyon dolar değerinde 20 ton insani yardım malzemesinin Gazze'ye sokulduğunu belirten Şaylan, "Türkiye'deki bağışçılarımızın bağışları ile karşılanan ve SGK ile ortaklaşa yürütülen proje kapsamında ülkeye girdi. Oradaki hastanelere şu an bu malzemeler iletildi" dedi.
-"Aklım Gazze'de"
Bölgede görev yapan kurum personelinin büyük fedakarlıklar gösterdiğini aktaran Şaylan, okulların su ihtiyacının da karşılanmaya çalışıldığını vurguladı. Ülkede var olan tek şeyin acı olduğunu, su, ilaç, gıda gibi temel olan hiçbir ihtiyacın yeterince karşılanamadığına dikkati çeken Şaylan, "Oradaki durumla, gerçekten baş edilmesi çok güç. Herkesin imkanlarını seferber etmesi lazım. Şu an ben buradayım, ama emin olun aklım Gazze'de. Aklım, sadece orada bıraktığım arkadaşlarımda, sahilde top oynayan çocuklarda, okullarda, hastanede tedavi bekleyen insanlarda" diye konuştu.
Gazze'de yaşananların televizyon ekranlarından görünenin çok ötesinde olduğunun altını çizen Şaylan, şunları kaydetti:
"Hiçbir şey buradan görüldüğü gibi değil. Sokaklar ölüm kokuyor, çocuklar korku içinde güne başlıyor, korku içinde günü bitiriyor. Her yerde anne babasını kaybeden yetim çocuk var. Kardeşinin ölümüne tanık küçük bedenler, hala bunca acının içinde oyun oynamaya çalışıyor. Oyun oynarken ölüyor. Sürekli savaş gören çocuklar bulunuyor.
Çocuklar, bir zaman sonra bomba seslerine, uçak seslerine, acıya, ölüme alışmaya başlıyor. İşin en acı yanı ise alışmaya başladıklarında da sahildeki görüntüler ortaya çıkıyor. Top oynamaya çıktıklarında ölüyorlar. Oysa çocuk oyun oynamak istiyor, oyuncağını alıp arabasını sürmek istiyor."
-"Sanır kapılarının açılması gerekiyor"
Şaylan, yapılan yardımların ihtiyacın çok çok altında olduğunu dile getirerek, mutlaka en kısa zamanda sınır kapılarının açılması gerektiğini bildirdi.
İsrail ve Mısır'a insani yardımların ulaşabilmesi için sınır kapılarını açması çağrısında bulunan Şaylan, şöyle devam etti:
"Yardımlar, ilaçlar, doktorlar sınır kapılarında bekliyor. İçeride çocuklar ölüyor, yaralılar dışarı çıkartılamıyor. Ülkede ilaç yok, yeterli tedavi yapılamıyor.
Atılan bombalarla santraller çöktü, elektik verilemiyor. Elektrik ihtiyacı, İsrail'in izin verdiği ölçüde ülkeye sokulan miktarda mazotlarla jeneratörlerin çalıştırılması ile sağlanabiliyor"
Filistin halkının bunların dışında kıyafetten, ev eşyasına, temizlik malzemesinden jeneratöre, klorlama malzemelerine kadar çok çeşitli şeylere ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Şaylan, "İçinde insanlık olan herkes yardım için elini uzatmalı" dedi.
-"Filistin'e gerekirse yine giderim"
Filistin'e gerektiğinde yine gitmek çekinmediğini belirten Şaylan, şunları kaydetti:
"Oradaki durum tamamen kaos. Ben gerekirse yine giderim. Filistin halkı, gerçekten Türkleri ve Türkiye'yi çok seviyor. Yaşananlara rağmen hala yaşama arzusu içinde koca bir halk var. Sıkışmış bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyorlar. O nedenle benim Filistin'le farklı bir gönül bağım var artık. Filistin'i ikinci bir yurdum olarak görüyorum. Zaten buraya gelirken hiçbir arkadaşıma veda etmedim.
Türkiye'yi Filistin halkı kurtarıcı olarak görüyor. Şuanki umutları Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Yalnız kaldıklarını düşünüyorlar. Özellikle Arap ülkeleri tarafından destek yok. Gazze'deki insanlar bizim kardeşimiz. Oradaki insanlara yardım edin, ölüme ve yalnızlığa bırakmayın."
Şaylan, henüz baba olmadığını, ancak Filistin'deki çocukların hepsi için kendini sorumlu hissettiğini dile getirerek, "İnsan olan herkes bunu hissetmeli, aksini düşünmek mümkün değil" dedi.
Türkiye'nin, Gazze'ye yardımlarını ulaştırmak amacıyla bölgede bulunan Türk Kızılayı personeli Şaylan, Dışişleri ve Sağlık Bakanlıklarının girişimleri sonucu Kudüs'ten ambulans uçakla Türkiye'ye getirilmişti. Sağlık görevlileri, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kızılay yetkileri tarafından karşılanan Şaylan, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmişti.