Külünk, AA muhabirine Avrupa'da sona eren cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yurt dışındaki vatandaşların oy kullanma hakkına sahip olmalarından ötürü son derece mutluluk duyduğunu ifade eden Külünk, seçim sürecinde Dışişleri Bakanlığının ve yurt dışındaki temsilciliklerin çok titiz ve gayretli çalışmalar yaptığını kaydetti.
Oy kullanan vatandaşların çok heyecanlı ve sandığa gitmeye istekli olduğunu gözlemlediğini anlatan Külünk, "Ancak bütün bu heyacanımız, vatandaşımızın bu coşkusu, muhabbeti, üzgünüm ki YSK'nın anayasal hakkı yok saymaya varacak bir şekilde bu heyacana ket vurdu ve vatandaşımızın oy kullanma hakkı, anayasal hakkı teknik bir düzenlemeye kurban edildi" diye konuştu.
17 Aralık operasyonlarıyla YSK'nın seçim sisteminin ortak yanları olduğu görüşünü paylaşan Külünk, şunları söyledi:
"Sanki 17 Aralık'ın bir ruhu yeniden YSK'nın randevu sisteminin teknik düzenlemesiyle hortladı gibi. Niçin bu kadar iddialı bir cümle söylüyorum? Açıkçası bir milletvekili olarak en önemli özelliklerimizden birisi sokaktan gelen tepkiye pozitif refleks göstermektir. Biz aylardır, ama son 1 ay kesintisiz bir şekilde randevu sisteminin bu uygulanış biçimin seçmenin sandığa gitmesinin engelleyici olduğunu, seçmenin iradesine bir darbe olacağını ısrarla söylememize rağmen YSK bir duvar oldu. Kulağı yok duymaz, gözü yok görmez oldu."
YSK'nın uyguladığı sisteminin doğruluğunun ve güvenirliğinin sorgulanması gerektiğini savunan Külünk, şöyle devam etti:
"Döndüm soru sordum "SEÇSİS" sistemini kim yazdı? Daha önce bu sitemi yazanlar hangi yazılım programlarını yaptılar? O yazılım programıyla kamuoyu hangi hukuki tartışmaların içerisine girdi? Bu soruların cevabı aslında YSK'nın bu inadındaki şüpheleri artırıcı sebep. Son 2 gün genel merkezimiz başvuruda bulundu, ikisini de reddettiler. Hatta 'yurt dışındaki seçmenler niye oy kullanacaklar ki kullanmasınlar' cümlesini söyleyen olmuş. Bunlar eski Ankara kafası, Türkiye'yi hala sıkışmış, Türkiye'yi parantezler içerisinde boğmak isteyen o eski Türkiye'nin hastalıklarını dışa vurdular. Bütün notlarımı tuttum. Çok açık söylüyorum: burada "SEÇSİS" sistemi iflas etti. Binlerce insanı kapılardan geri çevirdiler, dalga geçtiler milletle"
Yurt dışındaki vatandaşların 55 yıl sonra kazandıkları oy hakkının YSK sistemine kurban edildiğini vurgulayan Külünk, söz konusu aksaklıklara ilişkin bilgileri döndüğünde grubuyla paylaşacağını bildirdi.
-"Avrupa'da seçim sebebiyle harcanan para 10 milyon avronun çok yukarısında"-
Seçimler sebebiyle tutulan salonların maliyetine ilişkin de açıklamalarda bulundu. Katılım sayısına oranla harcanan paranın çok yüksek olduğunu ifade eden Külünk, "4 günlük oy kullananların sayısına baktığımızda, kusura bakmayın bu kadar para harcamaya ne gerek var? İsrafın dik alası. Benim gördüğüm kadarıyla Avrupa'da harcanan para 10 milyon avronun çok yukarısında. Başkonsoloslarımla konuştum bu seçimi çok rahatlıkla konsolosluklarda da yapabileceklerini söylediler" diye konuştu.
YSK'yı seçim sistemine ilişkin defalarca uyarmalarına rağmen ısrarla düzenleme yapılmadığını aktaran Külünk, "YSK'nın bu inadının sebebi ne? YSK şunu gördü: YSK'nın içerisinde kimler varsa artık, bilmem ben kimlerin olduğunu... Recep Tayyip Erdoğan'ın sandıklardan yüzde 70'le çıkacağını gördüler. YSK'da "SEÇSİS" sistemini yazan akıl bu günleri görerek bunu yazdı" ifadesini kullandı.
-"YSK'nın yöneticileri becerememiştir, beceriksizdirler"-
"YSK Avrupa'daki yurt dışı seçim sisteminde işin altında kalmıştır. YSK'nın yöneticileri becerememiştir, beceriksizdirler" diyen Külünk, gurbetçi vatandaşların oy kullanamamalarından dolayı YSK'ya büyük öfke duyduğunu dile getirdi.
Seçimlerde oy kullananların oranına ilişkin de detayları aktaran Külünk, şunları belirtti:
"Hesabını kitabını yaptım. Bugünkü rakamlar Almanya'da sandık başına günlük ortalama oy 100 civarında. Eğer YSK'nın bu darbesi olması Avrupa'da sandık ortalamalarının 150 ila 200 oy arasında olacağını tahmin ediyorum. Biz siyasetçiyiz, YSK bağımsız bir kurum. Bu konudaki müracaatlarımız yapılmış, belgeler ibraz edilmiş ancak YSK inat etmişse siyasetin yapacağı başka bir şey vardır yasal düzenlemedir. Bu yasal düzenlemenin yapılması için dönüşte grubumla görüşeceğim Sayın Başbakanımıza arz edeceğim.
Cumhurtiyet Halk Partisi de mektupla oy kullanma yöntemini Anayasa Mahkemesine götürerek bu işin altında kalmıştır. Avrupa'da seçmenlerin oy kullanma oranı gelen rakamlara göre yüzde 10 civarında. Ancak seçmen kütüğü yenilenmelidir, dikkatle üzerinde çalışılmalıdır. Bana çok reel gelmiyor. Bu çok düşük bir rakam bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu bizim yüreğimizi yakıyor."
-"Ben konuları zaten Dışişleri Bakanlığımıza aktardım"-
Külünk, Türkiye'nin Essen Başkonsolosu Şule Özkaya ile yaşadığı gerginliğe ilişkin de bir soruyu yanıtladı. Gezdiği seçim bölgelerinde sadece bir yerde vatandaşın şikayetine rastladığını aktaran Külünk, şunları kaydetti:
"Gördüğüm yerlerin bir yer hariç hiç bir şikayet almadım. Şikayet aldığım yerde de bir engelli evladımıza davranış biçiminden kaynaklanan bir tutumu gördüm ve bu engelli vatandaşımızın kendisi ve ailesinin göz yaşları karşısında benim sessiz kalmam mümkün değildi. İlgili başkonsolosu sadece o engelli vatandaşımıza gösterdikleri üslup nezaketsizliğinden dolayı değil, sorumlu olduğu konsolosluk bölgesinde vatandaşlarımızdan 2 yıldır aldığım bütün şikayetlere rağmen vatandaşlarımıza verilen hizmet kalitesinin düşüklüğü ve bazı konsolosluk görevlilerinin ısrarla vatandaşlarımıza eski Ankara'nın aklıyla tepeden bakan tavırlarına dair ilgili başkonsolosu uyardım.
Bu benim vazifem ben buraya hizmet etmeye geliyorum, başkonsolosumuz da hizmet etmeye geliyor. Buradaki vatandaşlarımıza tepeden bakmaya kimsenin hakkı yok. Ben de bakmayacağım o da bakmayacak. Gittiğim bütün yerlerdeki konsoloslarımızın hepsini gördüm. Son derece dikkatli, itinalı şekilde vatandaşımızla kol kola çalıştılar. Bizim aradığımız bu. Çünkü yeni devlet bu. Dolayısıyla ben de dün uyardım kendisini. Ama üzgünüm ki konu kamuoyuna yalan bir şekilde aktarılmış. Evet ben cümleleri söyledim. Benim önünde o engelli ağlarsa annesi ağlarsa şunu benim isteme hakkım yok mu? Lütfen ilgili görevli memur gelsin bu evladımızdan özür dilesin. Ne güzel, kucaklaştıralım deme hakkımız yok mu? Hiç bir şekilde Sayın Başkonsolosun kişisel haklarına nezaketsizlik yapacak bir insan değilim. Ancak kendi konsolosluk bölgesindeki yüzlerce insanımızın o konsoloslukla ilgili şikayetlerini de lütfen dikkate alsın. Ben konuları zaten Dışişleri Bakanlığımıza aktardım."
Külünk ayrıca, seçim sürecindeki hassasiyetlerinden ötürü Avrupa'daki tüm vatandaşlara, görevlilere, sivil toplum kuruluşlarının tümüne, cemevlerine, Avrupa'daki Süryani cemaatine ve Keldani cemaatine teşekkür etti.