Tüm Üstün Zekalılar Derneği (TÜZDER) Başkanı Tunahan Coşkun, "üstün zekalılık" kavramı ve üstün zekalı çocukların tespiti konusunda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
İslam medeniyetinin insan odaklılığının zaman içerisinde yok olduğunu anlatan Coşkun, özellikle Osmanlı'da enderun mekteplerinin yetiştirme tekniğinin önemini vurguladı.
Mimar Sinan'ın da aynı yolla keşfedildiğini ve insanlığa kazandırıldığını kaydeden Coşkun, üstün zekalı insanların eğitiminin bir plan dahilinde olması gerektiğine işaret etti.
Coşkun, Türkiye'de üstün zekalı çocukların tespitinin bir politika haline gelmesi gerektiğini söyledi.
Devletin üstün zekalı öğrenciler için iki okul açma projesinin olduğu ve çocukların bu okullara 5. sınıftan itibaren kabul edileceği bilgisini veren Coşkun, bu yaş grubunun çocuklar için çok geç olacağını dile getirdi.
Coşkun, "Bize gelen zeka testi sonuçlarına göre, okuldaki sınıf seviyesi arttıkça zeka seviyesi azalıyor. Maalesef çocukları kalıba sokuyoruz. Orta okula geçen bir çocuk için çok geç kalıyoruz. Üstün zekalıların eğitimi için kritik dönem 4-12 yaş aralığıdır. Buraya ne kadar çok yatırım yapılırsa o derece sonuç alınır. Bu noktada ciddi bir eksiklik var. Devletin 3 yaştan itibaren çalışmalara başlaması gerekir, orta okuldan sonra ise çocuğun ilgili alanlara yoğunlaşması gerekir" diye konuştu.
Almanya ve İsrail başta olmak üzere birçok ülkenin 4 yaştan itibaren çocukları takibe aldıklarını belirten Coşkun, şunları kaydetti:
"Devlet her doğan çocuğun aşılarını takip ediyor. Kendi çocuğumda gözlemledim, defalarca aradılar beni. Keşke 'Çocuğunuzun 3 yaşında zeka testini yaptırın" deseler. Çünkü en önemli şeyi atlıyoruz. Devlet bunu politika haline getirmeli, her çocuğunu taramalı. Belki Diyarbakır'ın, Niğde'nin bir ilçesinde bir dahi vardır. Devlet bunları tespit etmeli, çünkü en önemli aşama bu. Ölçemediğiniz bir şeyi nasıl geliştirebilirsiniz?"
- "Türkiye'de 648 bin üstün zekalı var"
TÜZDER Başkanı Coşkun, Türkiye'de tahmini 648 bin üstün zekalı olduğunu belirterek, bu rakamın çan eğrisi yöntemiyle tahmin edildiğini söyledi. Bu çan eğrisine göre ortalama yüzde 2 sonucundan hareket edildiğini dile getiren Coşkun, "Bu her yerde aynı değildir ki. Bu yöntem yanıltabilir. Bizim bunu sistematik bir şekilde tespit etmemiz lazım" dedi.
Coşkun, üstün zekalıların karma eğitimden geçirilmesi, dahilerin ise farklı kurumlarda eğitim alması gerektiğini ifade etti.
- "Hiperaktif çocuk, zeki çocuktur anlayışı yanlış"
Türkiye'de üstün zeka algısının yanlış olduğunu belirten Coşkun, "eşit olmayana eşit eğitim verilmesinin en büyük eşitsizlik" olduğunu söyledi.
Coşkun, IQ puanı 153 olan bir çocuğun karma eğitime katılmasının ardından skorunun 124'e düştüğünü aktararak, şunları kaydetti:
"Bu, çok lüks bir spor arabaya sahip olmanız ama yolunuzun olmaması demektir. Bir zaman sonra motorun rölantide kalması kaçınılmaz olur. Her hiperaktif çocuğun üstün zekalı olarak algılanması Türkiye'nin kanayan yarasıdır. Hiperaktiviteyle üstün zekalılık hep karıştırılıyor. 10 dakika yerinde duramayan bir çocuğa robot verdiğimizde onu 2 saat yerinden kaldıramıyoruz.
Burada aklımıza şu gelmeli, acaba çocuğun dikkatini mi çekemiyoruz? Aileler burada yanılıyor. Dikkat eksikliği var denilen çocuk aralıksız 2 saat bilgisayarda oyun oynayabiliyor. Üstün zekalıların en önemli özelliklerinden biri yüksek motivasyona sahip olmalarıdır. O zaman hiperaktivite eşit değildir üstün zekalılık."