Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Çözüm süreci, Doğu'yu 'bal'landırdı

Çözüm süreci, Doğu'yu 'bal'landırdı

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-08-03 09:32:37

Çözüm süreci, Doğu'yu 'bal'landırdı
SEYİT AHMET EKSİK - Muş'ta, terör olayları nedeniyle uzun yıllar kullanılmayan yayla ve meralar, çözüm sürecinin ardından yerli ve gezgin arıcıların yüzünü güldürdü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan çözüm sürecinden önce Doğu Anadolu Bölgesi'nde çatışma ve operasyonlarla anılan yaylalarda, artık silah sesleri yerini huzur ortamına bıraktı.

Terör nedeniyle gidilemeyen ve güvenlik gerekçesiyle uzun yıllar yasaklı olan yaylalar, çözüm sürecinin ardından zengin bitki örtüsü ve doğal güzellikleriyle yerli ve gezgin arıcıların tercih ettiği mekanların başında geliyor.

Bölgede etkisini gösteren huzur ortamında silah seslerinin susmasıyla rahat ve güvenli şekilde istedikleri yaylada konaklayan arıcılar, daha önce çıkamadıkları yaylalardan verim almanın sevincini yaşıyor.

Muş Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür Vekili Mehmet Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çözüm sürecinde mera ve yaylaların kullanıma açılmasının bölgede olumlu yansımalarının arıcılıkta da görüldüğünü belirtti.

Kentin kovan varlığının son yıllarda 17 binden 30 bine ulaştığını anlatan Aydın, kovan sayısındaki artışın bal verimine de yansıdığını söyledi.

Aydın, çözüm sürecinin ardından kente gelen gezgin arıcı sayısında da büyük artış yaşandığına değinerek, "Bu artışı, bölgede huzur ortamının oluşmasına ve insanların bölgeye olan güveninin artmasına bağlıyoruz. Çözüm süreciyle beraber arıcılıkta önemli bir gelişme kaydettik. İnşallah bu durum daha da gelişecek" diye konuştu.

Muşlu arıcı Ayhan Öztürk de geçmişte çok sıkıntılı günler yaşadıklarını bildirerek, çözüm süreci ile son 2 yıldır huzurlu şekilde istedikleri yaylaya ulaşabildiklerini söyledi.

Öztürk, "Eskiden yaylalara gitmemiz mümkün değildi. Şu anda bulunduğum mevkinin 5 kilometre aşağısına kadar ancak gelebiliyorduk. Geldiğimiz zaman da geceleri kalmak mümkün değildi. Bugün inanın ki evimizde gibi huzurluyuz" dedi.

-"Bu vatan hepimizin"

Bölgedeki terör olaylarının canlı şahitlerinden biri olduğunu vurgulayan Öztürk, şöyle konuştu:

"Biz her zaman iç içe yaşadık. Bu vatan, bu toprak benimdir. Kimse benden alamaz. Batılı doğulu, güneyli kuzeyli biz bir bütünüz. Bizim atalarımız birlikte mücadele verdi, birlikte kanlarını döktüler. Bu topraklarda onların kanlarıyla sulanan benim al bayrağımın dalgalanması lazım. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Ermeni, Hristiyan olabiliriz ama biz bu topraklarda yaşıyoruz.

Bu toprak, bu sınırlar hepimizin. Doğulusu batılısı yoktur. Biz hepimiz kardeşiz. Kimse bu oyuna gelmesin. Bugün bu huzuru gördüğümüzden ötürü Rabbime şükrediyorum. Rabbim, bu taşın altına elini kim koymuşsa Allah onun işini rast getirsin. Yeter, fidanlar öldü. Yeter, kanlar döküldü, artık yeter. Biz bu vatanın çocuğuyuz, başka vatanımız yok. Benim anadilim Kürtçe diğerininki Türkçe, Lazca, Çerkezce olabilir ama bu vatan hepimizin. Bu bayrak hepimizin. El birliği yapın bu vatanı bölmeyelim. Dış güçler yetmediği gibi içten biz birbirimizi yaralamayalım. Çünkü biz bir bütünüz, kardeşiz. Bizim bizden başka kardeşimiz yok."

Türkiye'nin sağladığı huzuru baltalayanlar olduğuna işaret eden Öztürk, her şeye rağmen çözüm sürecinin sağladığı huzur ile kardeşçe yaşamaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Ordu'dan Muş'a gelen İlhan Akçin de 30 yıldır arıcılık yaptığını belirterek, her yıl Muş, Van, Hakkari, Kars ve Erzurum yörelerinde arıcılıkla uğraştığını söyledi.

Son yıllarda çözüm sürecinin etkisiyle huzur ve güven içinde yaylalara çıkıp arıcılık yaptıklarını anlatan Akçin, "Çözüm süreci çıkalı daha huzurluyuz. Önceden gittiğimiz yerlerde bayağı sıkıntı çekiyorduk, korkuyorduk ama çözüm sürecinden sonra daha huzurluyuz, daha yüksek yaylalara gidebiliyoruz" ifadelerini kullandı.

Haber Ara