Dolar

34,8888

Euro

36,7535

Altın

3.041,28

Bist

10.058,47

Çin İsrail'in izinde: Doğu Türkistan'da katliam var

Ramazan ayında Çin yönetimi tarafından getirilen oruç yasağıyla gündeme gelen Doğu Türkistan'da baskı, zülüm ve katliamlar yeniden başladı. Bayramın birinci günü Yarkent bölgesinde başörtülü kadınlara yapılan saldırı sonrası büyüyen protestolara silah kullanarak cevap veren Çin güçleri yeni bir katliama imza atmış durumda.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-08-02 12:55:58

Çin İsrail'in izinde: Doğu Türkistan'da katliam var


Doğu Türkistanlıların can ve mal güvenliğinin garanti altına alınmasını talep ediyoruz. Çin Zulmünü dur de!.İHH insani Yardım Vakfı Çin zulmünü kınamak maksadıyla Cumartesi günü Çin Konslosluğu önünde gösteri düzenledi

Çin işgal altındaki Doğu Türkistan’da arda ardından kanlı olaylar yaşanıyor.

Doğu Türkistan in Kaşgar Vilayetine bağlı Yarkent (Yeken) ilçesinin Elişku ve Hangdi köylerinde yerli halk ile polisler ortasında kanlı olaylar yaşandı ve çok sayıda yaralı ve ölenler olduğu bilgisi geliyor.

Çin devlet medyası Şinhua nin verdiği habere göre bu olay 28 Temmuz Pazar günü gerçekleşti. Çin yetkileri olayda 13 kişinin öldüğünü bildirdi ama yerli halkten görgü tanıkları ölenlerin sayısın 120 den fazla olduğunu söyledi.

Çin medyası Şinhua bu olayın 28 Temmuz Pazartesi Kaşgar Vilayetine Bağlı Yarkent (Yeken) İlçesine bağlı Elişku ve Hangdi köylerinde yaşandığını, haberde bir gurup kişilerin ellerinde Balta ve sopalarla Elişkü Belediye binası ve polis karakola baskın yaptığı ve polislere saldırdığını, Aynı saatte Hangdi köyünde de bir gurup kişiler Çinli göçmenleri saldırdığı 30 aracı devirip kırdığı 6 aracı ateşe verdiğini iddia edildi.

Çin medyası olayların neden yaşandığı hakkında hiçbir bilgi vermedi.

ABD Merkezli Özgür Asya Radyosunun bölgeden telefon aracığıyla görgü tanıklarından ulaştığı bilgiye göre olaylarda ölenlerin saysın 120 den fazla olduğu bu olaydan sonra Yeken ilçesinde Çin polis ve askerleri büyük operasyon başlattığı ilçedeki gençleri tutuklamaya başladığı ileri sürüldü. Bölgede internet kesildi. Yollara barikatlar kuruldu dışarı kimsenin çıkmasına ve dışardan kimsenin gelmesine izin verilmedi. Yerli halkın sokağa çıkması yasaklandı. Bölgede Evlere baskın ve tutuklama operasyonu devam ediyor.

Çin yetkileri bu olayları terör olayı diye açıklama yaptı. Ama olayının neden gerçekleştiği hakkında bilgi vermedi.

Doğu Türkistan’da bu terzi olayların yaşanmasın tek nedeni vardır. Son zamanlarda Çin Doğu Türkistan’da dini baskıları arttı. Uygur Müslümanların dini vecibeleri yerine getirmeye izin vermezken özellikle uruç tutmayı, namaz kılmayı yasakladı, Uygur erkeklerin sakal bırakması ve kadınların baş örtü takması yasaklandı, hicap ve tesettürlü kadınlar hicapları açmaya zorlanıyor ve kabul etmeyenler para cezası ve hepse atılma cezalara çarpıtılıyor.

Karakola saldıran olayın nedeni ise tesettürlü eşleri göz altına alının erkeklerden bir gurup kişiler karakola baskın yaparak Çin polislerince göz altında tutulan eşleri kurtarmak için karakola baskın yaptığı ve polislerle arbede yaşandığı sonra polislerinin ateş açması sonucunda 13 kişi öldüğü ileri sürüldü.

Özgür Asya Radyosunun bölgeden ulaştığı habere göre 18 Ağustos Doğu Türkistanin kaşgar vilayetina bağli Yarkent (Yeken) ilçesinde polisler bir aileye baskın yaparak bir kadının tesettürün zorla açmaya çalışırken aile ferdleri ortasında yaşanan kanlı olayda 70 yaşlık nene ve 7 yaşlı bir çocuk olmak özere 5 kişi Çin polisleri tarifinden ateş açarak öldürüldüğü bildirilmişti.

Doğu Türkistanlılar mahramaları korumak uğuruna közlerini kırpmadan ölümü koşuyorlar başörtüsü ve hicaptan dolayı hapiste yatan eşlerini, ablaları kurtarmak için canlarını feda ediyorlar.

Çin Uygur Türklerine biraz dini ve milli özgürlük verseydi böyle olaylar yaşanmazdı ama Çin Doğu Türkistan’daki olayları yerli halkın taleplerini yerine getirmeden güç kollanarak öldürmekle çare buluyor.

İşgalci Çin yönetimi İslam dinini devlet için tahdit olarak görüyor u yüzden Doğu Türkistanlı Türk Müslümanları dinden uzaklaştırmak için yasaklar uyguluyorlar ama Doğu Türkistanlılarda Dini inanç, kültür ve medeniyetlerini koruma gibi hassas konularda Çinin yasaklarına uymadan haklı olduğu davada can ve malları feda ederek savunmaya çalışıyorlar.

Ortada bir anlaşmazlık vardır. Çin güç kollanarak Doğu Türkistan halkını idare etmeye çalışıyor. Doğu Türkistanlıları dini inancından uzaklaştırmaya ve Kültürel asimilasyon yaparak yok etmeye çalışıyor. Çin açık halde Doğu Türkistanlılara, ya yok olacaksınız yada bizim gibi dinsiz imansız Çinli olarak yaşayacaksınız diye tahdit ediyor sindirmeye çalışıyorlar.

65 yıldan buyan bitmeyen bu zülüm her geçen gün daha da sertleşiyor, Çin baskı ve zülüm yaparak Doğu Türkistanlıların sabrını zorluyor. Doğu Türkistan’da şuan hiç kimin can ve mal güvenliği yoktur. Her gün binlerce genç hepse atılıyor yada öldürülüyor. Keyfi tutuklama yargısız infaz devam ediyor, Doğu Türkistanlılar Ne zaman evime baskın yapılır diye korku ve endişe içinde yaşıyorlar. Onların kendisi ve Ailesini koruma savunma yetkisi yoktur. Ramazan Bayrama bir gün kala gerçekleşen bu olay yurt içi ve yurt dışındaki tüm Doğu Türkistanlıları kaygılandırıyor.

Çin Doğu Türkistan’da suç işliyor dünya sessizce seyrediyor, Biz Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği olarak, Çin zulmünü kınıyoruz. Çinin bu olayı bahane ederek Doğu Türkistan’da büyük bir katliam yapmasından endişe ediyoruz. Türkiye hükumetini, Uluslararası insan hakları kuruluşları, BM, ABD, AB, İKO, NATO VE tüm Dünya kamuoyunu Doğu Türkistan’a ilgi çekmesini orada yaşanan olaylara susmamalarını, Dünyaya tahdit olarak ortaya çıkan sömürücü Çine dur! demelerini, Doğu Türkistanlıların can ve mal güvenliğinin garanti altına alınmasını talep ediyoruz. Sesimize kulak asan kimse olmayacağını biliyoruz ama yine de haykırıyoruz. Çin Zulmünü dur de!.

Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu



ÇİN'İN HEDEFİ ZENGİN YERALTI KAYNAKLARI
Siyasi, ekonomik ve askeri yönden oldukça ehemmiyetli olan Doğu Türkistan coğrafyası; petrol, volfram (silah sanayisinde kullanılan önemli bir maden), altın, gümüş, platin, kömür (2.2 trilyon ton)  ve uranyum gibi stratejik ham maddeler ve sayısız yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip bir ülkedir. Çin genelinde 148 çeşit madenin 124'ünün çıkarıldığı Doğu Türkistan, Çin'in petrol ve doğal gaz alanındaki en stratejik bölgesi haline gelmiştir. Nitekim Çin'in petrol rezervlerinin %25'ini, doğal gaz rezervlerinin ise % 28'ini barındırmaktadır. Bu oranlar Japonya'da çıkan Fuji Sankei Business Gazetesi'nin 07.09.2004 tarihli sayısında açıklanmıştır. Doğu Türkistan'ın petrol rezervleri İran ve Irak'ın rezervlerinin 10 katıdır. 910 bin km²'lik alanda petrol tespit edilmiştir. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin'e taşınmaktadır. Buna rağmen Petrol Çin'den daha pahalıdır.  Tarım Havzası (petrol rezervi 74 milyar varil), Karamay Bölgesi (yılda 1.286.000 ton petrol çıkarılmakta), Kumul-Turfan Bölgesi (petrol rezervi 75 milyon ton) Taklamakan Çölü (petrol rezervi 50 milyar ton) önemli petrol sahalarıdır. Doğu Türkistan 17.4 trilyon metreküp doğal gaz rezervlerine sahip bulunmakta ve 30 bölgeden doğal gaz çıkarılmaktadır. Özellikle Cungarya ve Tarım havzaları doğal gaz bakımından oldukça zengindir. Ekonomik imkânları yeterli olmasına rağmen Çin Devleti'nin sömürü politikaları ile uzun süredir devam eden ve son zamanlarda hızlandırılan göç ve asimile politikaları nedeniyle Çinli nüfusun hızla artması Doğu Türkistan'da açlık ve sefalete yol açmış, işsizlik çoğalmıştır.
ÇİN GELİRİNİN YÜZDE 40'INI DOĞU TÜRKİSTAN'DAN SAĞLIYOR
Kızıl Çin yıllık millî gelirinin % 40'ını Doğu Türkistan'dan temin ettiği halde, Uygur Türkleri yoksulluğa mahkûm edilmiştir. % 80'i açlık sınırında bulunan Doğu Türkistan'daki Türkler arasında kişi başına düşen millî gelir ortalama 100 dolar iken (çoğu yerde bu rakam 40-50 dolardır), Çinliler arasında bu rakam 360 dolardır. Bütün yeraltı ve yerüstü zenginlikleri Çin'e akıtılmakta, Doğu Türkistan dünyada emsali görülmemiş şekilde sömürülmektedir. Fabrikada çalışan Türk asıllı işçiler Çinlilerin onda birine bile ulaşamamaktadır. Mesela başkent Urumçi'deki 200 bin endüstri işçisinin ℅ 10'u Türk'tür. Tekstil çalışanlarının da ℅ 90'ı Çinlidir. Yüksek okullarda öğretmenlerin ℅ 25-26'sı Türk'tür. Çinlilere sağlanan lojman ve sıhhî tesisler Türklere sağlanmamakta, Türkler adeta sefalete itilmektedirler. Devlet dairelerinde memurların  ℅ 90'ı Çinli geri kalanı Türk'tür.
İSLAMI'I ÖĞRETENLER KURŞUNA DİZİLİYOR
Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası'nın 36. maddesindeki ''Her Çin vatandaşı dinî inanç ve hürriyete sahiptir. Devlet normal vatandaşların dini faaliyetlerini korur'' şartına rağmen, Çin idaresi tarafından Uygur Türklerinin İslam dinini öğrenme ve ibadet haklarına zorbalıkla kısıtlamalar getirilerek, Uygur gençleri arasında dinsizliğin yaygınlaştırılması için özel gayretler sarf edilmektedir. Kâğıt üzerinde devlet güvencesi altında olan din ve ibadet hürriyeti yöneticiler tarafından engellenmektedir. Ailelerin çocuklara dinî eğitim vermeleri yasaktır. Hac ibadetine kısıtlamalar getirilmiştir. Hacca giden devlet memurlarının işine son verilmektedir. Nitekim okullara 200 metreden yakın olan camiler, Kur'ân kursları, medreseler kapatılarak dinî kitaplar yakılmış, âlimler ve Uygur aydınları tutuklanarak öldürülmüşlerdir.
120 BİN DİN ALİMİ İDAM EDİLDİ
Öyle ki, zamanın Doğu Türkistan Genel Valisi Burhan Şehidi'nin ifadesine göre 1952'de çoğu din adamlarından oluşan 120 bin kişi idam edilmiştir. Bugün dahi 18 yaşından küçüklerin, devlet memurlarının, işçilerin, emeklilerin, kadınların, öğrencilerin camilere girmesinin yasak olduğu Doğu Türkistan'da, yetişkinlerin de gruplar halinde ibadet etmelerine, vaaz verilmesine, uzun dua ve Kur'ân-ı Kerim'deki bazı ayetlerin okunmasına da kısıtlamalar getirilmiştir. Yasaklara uymayanlar ise sorgusuz sualsiz en ağır şekilde cezalandırılmışlardır ve halen de cezalandırılmaktadırlar. 1949-1979 yılları arasında Doğu Türkistan'da 29 bin cami yok edilmiş, 54 bin din görevlisi ağır çalışma kamplarına gönderilmiş ve yalnız Urumçi'de 370 bin Kur'ân-ı Kerim yakılmıştır. 1997 yılından bu yana sadece Hoten bölgesinde 1200 cami kapatılarak birçoğu da baraka, komünist parti merkezi, büro hatta mezbaha hâline getirilmiş ve Cuma hutbeleri de diğer bazı bölgelerde olduğu gibi yasaklanmıştır.
11-12 YAŞLARINDAKİ ÇOCUKLARA AĞIR İŞKENCE
Özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra Müslümanlar üzerindeki dinî baskılar büyük oranda artmış, sahte patlama ve şiddet olayları bahane edilerek milliyetçi Uygur gruplarına terörist damgası vurularak gençler yargısız infaz edilmişlerdir. Çin işi o kadar ileri götürmüştür ki, terörist diye 11-12 yaşındaki çocukları işkencenin en yoğun yaşandığı sağ çıkmanın mucize olduğu ilkel hapishanelere atmışlardır (mesela  Urumçi'de yaşları 7-12 arasında iki yüze yakın çocuk yasadışı dinî eğitim aldıkları gerekçesiyle hapis yatmışlardır). 1990 Nisan ayında Kaşgar'ın Barin kasabasında binlerce Uygur Türkünün şehit edilmesi ve tutuklanması ile sonuçlanan olaylardan sonra, 2009 yılı Ocak ayının sonunda Urumçi'de gerçekleşen ve ancak haftalar sonra haberdar olunan olay oldukça vahimdir. ''Şin-ciang Uygur Özerk Bölgesi'' Komünist Parti Sekreteri Wang Le-quan'ın Hong-kong'daki bir televizyon kanalında yaptığı açıklamaya göre, 'devleti parçalama' faaliyetinde bulunmak için toplanan Uygur gençleri yakalanıp araba ile götürülürken, onları kurtarmak için bisikletle arabaya yakınlaşan iki Uygur genci (yaşlarının çok genç olduğu söylenmekte) öldürülmüştür. Bu beyan Çin gazetelerinde verilen haberlerle çelişki göstermektedir. Çünkü gazetelerde yazılanlarda iki Uygur gencinin çatışma sırasında öldürüldüğü bildirilmişti. Hadise, Uygur gençlerinin asılsız iddia ve isnatlarla sorgusuz-sualsiz kurşunlandıklarının ve her an da katledilebileceklerinin göstergesidir.
BAŞÖRTÜSÜNÜ ÇIKARMAYANLAR DİRİ DİRİ YAKILDI
2013 yılı yazında Kaşgar bölgesinde İslami hassasiyetleriyle tanınan ve çevresinde sevilen, sayılan bir aile, kadınların başörtülerini çıkartmasını reddetmeleri üzerine ayrılıkçı terörist damgasıyla evlerinde diri diri yakılmıştır. Akabinde Karılıkta (Kargalık yakınlarında) işgalci, katil Çin yönetimi insansız hava araçlarından silahsız ve savunmasız bir grup Uygur gencini vahşice açılan ateşle katletti. Manzara o kadar vahim olmuştur ki, şehit gençlerin kimlikleri ancak et parçalarının DNA analizi sonucu tespit edilebilmiştir (edilmeye çalışılmıştır). Ağustos ayında Doğu Türkistanlı büyük İslam alimi Abdulkadir Karihacım vefat etmiş. Kaşgar'da 30 bin Uygur sabah namazı sonrasında son yolculuğuna uğurlamıştır.
60 MİLYON MÜSLÜMANIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ ÜLKE
Kaşgar Hitgah Camisinin imamı Karihacım'ın naşı Çinliler tarafından Uygurların elinden alınmak istenmiş, direnen ahaliye zorbalıkla karşılık verilmiştir. Doğu Türkistan'ın her caddesinde vur emri almış, elleri tetikte gezinen Çin askerleriyle doludur. Her gün tren dolusu serseri Çinlinin yerleşmek gayesiyle getirtildiği Doğu Türkistan Uygur Türklüğü; öz yurdunda baskı, zulüm, korku, dram, acı ve katliamlarla varlık mücadelesi vermektedir. Sonuçta Doğu Türkistan'da Çin işgalinden bu yana 60 milyon (?) Müslüman Türk hayatını kaybetmiştir ki, bu sayı Bosna, Irak, Afganistan, Çeçenistan, Filistin'de ölenlerin on katıdır.
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara