Bursa'da İl Dernekleri Federasyonunu ziyaret eden İşler, burada yaptığı konuşmada, 'Rahmetli Özal'ın bir öngörüsü vardı; demişti ki 90'lı yıllarda, 21. Yüzyıl Türkiye asrı olacak. İşte şimdi 21. Yüzyıl Türkiye asrı olacak şekilde bu yola devam ediyoruz' ifadesini kullandı.
İşler, 21. Yüzyıla Türkiye olarak iyi başladıklarını belirterek, 'Aslında bir iki yıl iyi başlamadık ama 3 Kasım 2002'den sonra, 2001 krizini atlattıktan sonra, 2002'den itibaren milletimizin vermiş olduğu kararla milletimiz, benimsediği, güvendiği, kendisine umut veren kadroyu, lideri iş başına getirdi ve o günden bugüne çok şükür yeni bir türkiye inşa ediliyor. Ve bu inşa inşallah devam edecek' diye konuştu.
Yeni Türkiye'nin inşasından rahatsız olan güçler bulunduğunu kaydeden İşler, şöyle devam etti:
'Bunun için de yakın zamanda çeşitli olaylar yaşadık. Önce 2013 yılında mayıs ayında bildiğiniz gibi Gezi olaylarını başlattılar. Gezi olayları Türkiye'nin karıştırılması operasyonuydu. Yeniden Türkiye'de sokak çatışması çıkarmak ve sokak hareketleriyle hükümeti alaşağı etme operasyonuydu. Sandıktan umduğunu bulamayanlar, demokrasiden biçare bir sonuç olamayacağını düşünenler, çatışmadan kavgadan şiddetten beslenme gayretiyle sokakları terörize ettiler. Hatırlayın o günleri; Türkiye'yi karıştırma çabası içinde oldular.'
- Hükümetin dik duruşu
Ülkeyi karıştırma hesapları yapanların bir konuyu hesaplayamadıklarını belirten İşler, şunları aktardı:
'Ama bir şeyi hesaplayamadılar. Sayın Başbakanımızın o dik duruşunu ve kararlı duruşunu hesaplayamadılar. Hükümetimizin dik duruşu neticesinde Gezi olayları başarısızlıkla sonuçlandı. Haziranda bu olaylar oldu, 6 ay geçmeden 5 ay sonra bu sefer 17 ve 25 Aralık yargı darbesi girişimiyle yeniden Türkiye karıştırılmak istendi ve bütün bunlarla siyasi istikrardan önce ekonomik istikrar hedeflendi. Ekonominin istikrarsızlaştırılması hedeflendi. Ve dikkat ediniz Gezi olaylarında bu sene hazirana kadar falan dikkat ettiğinizde, ekonomik göstergelere baktığınız zaman pek çok şeyin değiştiğini görürsünüz. En önemlisi de 17 Aralık operasyonu olduğu zaman Sayın Başbakanımız faiz lobisini işaret etmişti. Gezi olaylarında da aynı şekilde yüzde 4'lere inen faizler birden yüzde 10'lara, 11'lere çıkmak durumunda kaldı. Bu ne demek? Sizin, bizim cebimizden birtakım paraların birilerinin cebine zahmetsiz, külfetsiz bir şekilde girmesi demek. Biz yüksek seviyelerde, yüzde 60'larda aldığımız faizi yüzde 4'lere kadar düşürdük. Bundan çok ciddi şekilde faiz lobisi rahatsız olmuştu. Yeniden işte bunları yaparak ekonomik istikrarsızlık çıkararak, faizlerin yükselmesi, işte 10, 11'lere çıktığı, mümkünse yüzde 20'lere, 30'lara çıksın ki beyefendiler, beyefendilerin kasaları sonuna kadar dolsun. Bu isteniyordu. Ama çok şükür hükümetin dik duruşu neticesinde sonuç alamadılar. Ve 30 Mart seçimlerinde dikkat ederseniz milletimizin desteğiyle büyük bir başarıya imza attık.'
- "Türkiye'de bir ilk yaşanıyor"
Türkiye'de bir ilk yaşandığını dile getiren Emrullah İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Malumunuz olduğu üzerine 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birtakım olaylar yaşandı. 367 garabeti ortaya atıldı. Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanımız aday gösterildiği zaman hiç kimsenin aklına gelmeyen, o güne kadar uygulanmayan veya aranmayan bir şart Sayın Abdullah Gül için arandı ve 367 garabetini Anayasa Mahkemesi de o zaman onayladı ve seçtirmediler. Biz de bununla beraber erken seçim kararı alarak seçime gittik ve seçimden sonra da Cumhurbaşkanımızı gümbür gümbür seçtirdik. Cumhurbaşkanımız da 7 yıldır görevinin başında ve inşallah bu ay sonunda görev süresi dolacak. Şimdi bu olaylar yaşandıktan sonra o zaman bir anayasa değişikliği yaptık ve referanduma gidildi, neticesinde milletimiz kararını verdi. Daha önce vekillerin kullanmış olduğu yetkiyi milletimiz dedi ki; 'hayır siz bizim vekilimizsiniz, vekaletimizi alıyoruz, şimdi biz kendimiz Cumhurbaşkanını doğrudan seçeceğiz' dedi. Ve bir ilki yaşıyoruz.'
'Cumhurbaşkanımızı inşallah milletimiz doğrudan seçecek' diyen İşler, şöyle devam etti:
'2012 yılında da bir kanun değişikliğiyle yine ilk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde oluyor, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın bulundukları yerlerde oy kullanmasının hakkını tanımış olduk. Bunu da ilk defa bu seçimde yaşıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, genel seçimlerde ve referandumlarda yurtdışında bulunan vatandaşlarımız bulundukları yerlerde oy kullanabilecek. Yurtdışında milyonlarca insanımız yaşıyor. 2 milyon 700 binin üzerinde seçmenimiz var yurtdışında. Bundan önceki seçimlerde yurtdışındaki vatandaşlarımızın gümrük kapılarında oy kullanma oranı yüzde 5'leri geçmiyordu. Bu dönem ilk defa yaşanıyor, bu sayı artacak. Ama biz katılımın daha fazla olmasını bekliyorduk. Fakat Yüksek Seçim Kurulu (YSK), bu kanunda da aslında esnek bir şekilde yer alan randevu sistemini doğrusu çok katı bir şekilde uyguladı. Bu uygulama neticesinde birtakım yanlışlar oldu. Vatandaşımızın demokratik hakkını kullanmasının önü bir şekilde kesilmiş oldu. Öğle vakti almış olduğumuz rakamlara göre 185 bin civarında vatandaşımız yurtdışında oy kullandı. Akşama kadar bu sayı 250-300 bini bulur diye düşünüyorum. Ama bu sayının aslında milyonu aşması gerekirdi. Belki ilk defa olmasının tabii etkisi var. Yaz aylarına gelmesinin etkisi var. Çok sayıda vatandaşımız da buralara geldi.'
- Yurtdışındaki oylar
Yurtdışı Türkler Başkanlığının kendisine bağlı olduğunu kaydeden İşler, şöyle konuştu:
'Biliyorsunuz 31 Temmuz-3 Ağustos arası yani bugün son gün 4 gün süreyle vatandaşlarımız ülkesine göre özellikle Almanya'da 1 milyon 300 küsur bin seçmenimiz var. Randevu sistemi aslında o kalabalıktan dolayı konulmuştu. Esnek olması konusunda birkaç alternatif sunmuştuk YSK'ya. Şunun altını çizmek lazım, bu seçimlerin sorumlusu, yetkilisi, uygulayıcısı YSK, hükümet değil. Bunun bilinmesinde fayda var. Biz de taleplerimizi hükümet olarak YSK'ya iletiyoruz ama son kararı onlar veriyor. Dolayısıyla yetki de sorumluluk da onlarda. YSK'ya ben 2 gün önce esneklik sağlanması konusunda başvuru yaptık ama kabul edilmedi. O nedenle katılım beklenenden az oldu. Ama dediğimiz gibi bu konuda sorumluluk tamamen YSK'ya aittir. Aslında bize öyle telefonlar, mesajlar geldi ki çoğu vatandaşımız oy kullandı, o mutlu anı yaşadı ve televizyonlarda mikrofonla şu ifadelerde bulundular, dediler ki; ilk defa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğumuzu hissettik. Demokratik hakkımızı kullanıyoruz. Biz isterdik ki bu sayı yüzde 50'leri aşsın. Ama maalesef bu seçimlerde olmadı şu ana kadar.'
10 Ağustos'a kadar gümrük kapılarında sandıkların hazır bulunacağını hatırlatan Başbakan Yardımcısı İşler, şunları aktardı:
'Yurtdışından bugünlerde Türkiye'ye gelen vatandaşlarımız ile 26 Temmuz'dan önce Türkiye'ye gelen vatandaşlarımıza buradan çağrıda bulunuyorum, oy kullanmak istedikleri takdirde kendilerine en yakın gümrüklü havalimanına giderek veya kara sınır kapısı da olabilir, oralara giderek oylarını kullanabilirler. Giriş çıkış yapmalarına gerek yok. Sadece pasaportları ve Türkiye Cumhuriyeti kimlikleriyle girebilirler, oylarını kullanabilirler. 10 Ağustos'a kadar vakitleri var. Önemli bir seçim yapıyoruz. İlk defa cumhur kendi başkanını doğrudan seçecek. Bu bakımdan bir ilki yaşıyoruz Türk siyasi tarihinde. Son 1 haftaya girdik. İnşallah 10 ağustos akşamı hepimiz yeni cumhurbaşkanımızı göreceğiz. Malumumuz ortada 3 aday var. Biz AK Parti olarak halkın seçeceği cumhurbaşkanının siyasetin içinden gelmesini hep savunduk. Çünkü siyasete yabancı bir cumhurbaşkanı halka ne hizmet verebilecek? Artık devir ve şartlar değişti. Halka gidip eğer oy isteyecekse o zaman halkın dertlerini bilecek, halkın diliyle konuşabilecek halkla hemhal olabilecek dolayısıyla siyasetin içinden gelen bir aday olmasını hep söyledik. Bundan dolayı yaptığımız istişareler sonucunda büyük bir çoğunlukla Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması önerildi, öngörüldü.'
- "Çatı çatırdadı"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mitingler yaptığını, bazı televizyonlarda halka hitap ettiğini belirten İşler, 'Çok büyük katılımlar ve coşku olduğunu görüyoruz. Diğer iki adaya baktığımız zaman bir tanesi bu seçimde bir garabet yaşandı" diye konuştu. "CHP yani ana muhalefet partisi kendi içerisinden bir aday gösterme cesaretinde dahi bulunamadı. Aynı şekilde MHP de" ifadesini kullanan İşler, şunları söyledi:
"Aslında onların aday gösterememeleri bir şeyin kabulu, tescili anlamına gelir. O da muhalefet olarak kendilerinin bittiklerinin, başarısızlıklarının, acizliklerinin, çaresizliklerinin ifadesi ve göstergesiydi. Bunu da zımnen ortaya koymuş oldular. Ondan sonra dediler ki biz bir çatı aday bulacağız. Kamuoyunu 1,5 ay meşgul ettiler. Bazı isimler gündeme getirildi. Fakat baktık ki sonradan CHP Genel Başkanı MHP'ye bir isim önereceğim dedi. Belli ki daha sonra yapılan açıklamalarda çok net şekilde ortaya çıktı ki bu isim kendilerine daha önce iletilmiş. Daha doğrusu kendilerine tebliğ edilmiş. Bu ismi aday göstereceksiniz diye. Yani dayatma bir aday olarak. Onlar da çıktılar kamuoyunda, ayak üstünde basın mensuplarına dediler ki; adayımız işte falan şahıstır dediler. Bu şekilde bir çatı aday açıkladılar. Doğrusu bu adayın tutmadığı, tutmayacağı da o günlerde de söylemiştik. Şimdi biz bir hafta kala da tutmadığını görüyoruz. Çatı çatırdamakta arkadaşlar. Ve 10 Ağustos'ta bu çatının altına girenlerin o çatı altında kaldığını 77 milyon ve bütün dünya da Allah'ın izniyle görmüş olacak.'
Cumhurbaşkanı seçimlerinin sonucunun şimdiden aşağı yukarı belli olduğunu dile getiren İşler, şunları kaydetti:
'Bütün kamuoyu yoklamalarında görülüyor ki Sayın Başbakanımız inşallah ilk turda ipi göğüsleyecek ve yüzde 55'in üzerinde bir oy oranıyla. Ve yeni bir döneme giriyoruz. Bu yeni dönemin çok iyi değerlendirilmesi lazım. Bildiğiniz gibi 3 Kasım 2002'den beri devam eden yeni Türkiye'nin inşası henüz tamamlanmadı. Bu inşa faaliyetinin devam etmesi lazım. Bunun için de artık seçilmiş cumhurbaşkanıyla, seçilmiş başbakanın uyumlu bir şekilde çalışacağı günler bizi bekliyor. Bunu da inşallah AK Parti olarak başaracağız. Bu yeni dönemde elbette birtakım zorluklar olabilir. Ama şundan emin olabilirsiniz ki; AK Parti 12 yıllık iktidarı boyunca siyasette, devlette büyük tecrübeler kazanmıştır. Ve bu tecrübelerden hareketle kurumsal kimliğini ve hafızasını da oluşturmuştur. AK Parti'de artık ben yoktur, biz vardır. Biz anlayışıyla egoları bir kenara bırakılarak inşallah 10 Ağustos'tan sonra geçeceğimiz yeni dönemi de büyük başarıyla tamamlayacağız. Başkanımızı da genel başkanımızı da kamuoyu görecek. Bu yeni dönemde AK Parti olarak biz 'durmak yok yola devam' sloganıyla yolumuza devam edeceğiz.'
- 2023 vizyonu
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, 2015 yılındaki seçimlerin önlerindeki son derece kritik bir eşik olduğunu, bundan sonra artık 4 yıl seçim yapılmayacağını, gelen iktidarın 4 yıl boyunca koşturup, 2023 hedeflerini gerçekleştireceğini söyledi.
Yeni Türkiye'nin inşasını devam ettirmek istediklerini aktaran İşler, "2023'te inşallah artık bu yeni Türkiye'nin inşasını tamamlayalım. Allah'ın izniyle bu yolda çalışmaya bizler devam edeceğiz" dedi.
İşler, AK Parti olarak ortak akılla hareket edeceklerine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Birlik ve beraberliğimizi sürdürerek, her zaman olduğu gibi yine dik durarak, yeni Türkiye'nin inşasına devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Şundan emin olabilirsiniz ki rahmetli Özal'ın öngörüsü adım adım gerçekleşiyor. Milletimiz de AK Partili Türkiye'nin kazanımlarının farkında. Bundan dolayı Türkiye içte ve dışta bir takım meydan okumalarla karşı karşıya. Ama milletimiz her zaman bizim yanımızda oldu, dik duruşumuzu destekledi. Sizler bize güveninizi sürdürdüğünüz, teveccühünüz devam ettiği müddetçe Allah'ın izniyle biz sizi bugüne kadar mahcup etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Bugüne kadar başınızı öne eğdirmedik, bundan sonra da eğdirmeyeceğiz."
Uluslararası olaylarda takındıkları tavrın son derece milli olduğunu ifade eden İşler, "Bu, bizim ecdadımızın bize bırakmış olduğu kültürün, geleneğin bir devamı niteliğindedir. Onurlu duruşlar sergiliyoruz. Allah'ın izniyle gerek Suriye, gerek Irak, gerekse Filistin'deki izlemiş olduğumuz politikalar sayesinde 10 yıllar sonra gelecek nesiller boyunlarını eğmeyecek" ifadesini kullandı.
Konuşmanın ardından, federasyona bağlı hemşehri derneklerinin temsilcileri İşler'e çeşitli hediyeler verdi.
İkindi namazını Ulucami'de kılan İşler, daha sonra Orhangazi Parkı'na geçip, Cumhurbaşkanlığı seçim standını ziyaret etti. Kentin kanaat önderlerinden Hüseyin Karaaslan'a da evinde ziyarette bulunan İşler, Emir Sultan Türbesini de ziyaret etti.
(Bitti)