Partisinin Tekirdağ İl Başkanlığı tarafından düzenlenen toplantıda muhtarlarla bir araya gelen Şentop, yaptığı konuşmada, Türkiye'de siyasetin son 3-4 yılda cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyenler ve ona karşı olanlar anlayışı üzerine kurulduğunu ifade etti.
Muhalefetin çatı adayını eleştiren Şentop, şöyle konuştu:
"Bugün bu çatı aday etrafında toplanan 10 irili ufaklı partinin bir araya gelmesini sağlayan nedir? Mesela Haydar Baş, Mustafa Destici ile Kemal Kılıçdaroğlu'nu bir araya getiren nedir? Bunu zaten CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ifade etti. MHP ile görüşmeden sonra diyor ki, 'Arkadaşlarla görüştük, tek bir esas üzerinde mutabıkız. Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olmamalıdır.' Yani esas siyaset bu. Siyasetimizde son 3-4 yıldır olduğu kadar kısır bir siyasi tartışma ortamı hiçbir zaman olmamıştı. Muhalefet sadece 'AK Parti yapmasın, AK Parti'nin yaptığına karşı çıkalım, ona yaptırmayalım, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmasın' siyaseti üzerine çalışma sürdürüyor."
- "Cumhurbaşkanlığı seçimleri hep siyasi krizlere yol açmıştır"
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin önemine işaret eden Şentop, cumhurbaşkanı seçimlerinin Türkiye'de hep siyasi krizlere yol açtığını aktardı.
Bugüne kadar adaylık için adı hiç geçmeyen isimlerin cumhurbaşkanı seçildiğini anlatan Şentop, şunları kaydetti:
"Düşünün mesela, Cevdet Sunay'ın seçiminden 2 ay öncesine gidin, 1965'te, adı hiç geçmiyor cumhurbaşkanlığı için. Ahmet Necdet Sezer'in 1 ay öncesine gidin seçildiği tarihten, hiç adı geçmiyor cumhurbaşkanlığı için. Öyle adı geçmeyen, esamesi okunmayan kişiler bir bakıyorsunuz ki cumhurbaşkanı seçilmişler. Parlamento içindeki dengelerle oynayarak. Ama millet seçtiği zaman müdahale etme imkanı yok. Millet seçtiği zaman cumhurbaşkanını millet kimi istiyorsa, kendine kimi yakın buluyorsa onu seçecek. Öyle bir takım saray entrikalarıyla Ankara entrikalarıyla Bizans entrikalarıyla cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale imkanı yok. Biz böylece cumhurbaşkanlığı seçimini bu değişiklikle garantiye almış olduk."
- "İhsanoğlu'nun CHP ile uyuşan yanı yok"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, CHP'nin savunduğu tezler ve görüşlerle uyuşmadığını savunarak, "Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu 'muhafazakar' diye biliniyor. Kendisi Mısır doğumlu, 30 sene Mısır'da yaşamış, gelmiş buraya. CHP ile hiçbir irtibatı, ilişkisi olmamış, tam aksine babası CHP yönetimi tarafından Türkiye sınırları dışına kaçmak zorunda bırakılmış bir insan. Yani CHP ile uyuşan hiçbir tarafı yok" şeklinde konuştu.
Muhalefet partilerini içlerinden bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmadıkları için eleştiren Şentop, şunları söyledi:
"Tayyip Erdoğan olmasın diye siyaset yapılmaz. Bir adam çıkartırsın, kendi içinden çıkartırsın. Hatırlayın, Devlet Bahçeli konuşuyordu, 'cumhurbaşkanı şu özelliklere, şu vasıflara sahip olmalı' diye tek tek sayıyordu. Bir tane adam bulamadı mı MHP'nin içerisinde bu özellikleri taşıyan? Yok bulamamış. Kılıçdaroğlu da saydı bir sürü özellik. Bu özellik olmalı, şu özellik olmalı diye. Bir tane adam CHP'de yok mu o özellikleri taşıyan? Yok. Ancak Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu'nu getirdiler. Neticede, mesele şu, 'Tayyip Erdoğan olmasın, Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu olsun' diye uğraşmıyorlar, 'Tayyip Erdoğan olmasın' diye uğraşıyorlar."
- "YSK çuvalladı"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili yurt dışında oy kullanımıyla ilgili bazı sıkıntılar olduğunu anlatan Şentop, şu ifadeleri kullandı:
"Yüksek Seçim Kurulu (YSK) çuvalladı. Başından beri ikaz ediyoruz 'Bu randevulu sistem böyle olmaz' diye anlatıyoruz kendilerine. Çünkü kanunda mecburiyet yok. 'Zorunlu olursa bu sistem uygulansın' dedik. Onlar bütün dünyada, 103 merkezde 54 ülkede seçim yapılıyor, vatandaşlarımız seçime gidecek, herkese randevuyu mecburiyet getirdiler. 2 milyon 600 bin küsur seçmenden randevu alanların sayısı 176 bin. Sadece yüzde 6,69. Otomatik randevu vermiş ama randevu verdiği kişilere randevu tarihini bildirmemiş. Dün ve önceki gün toplamlara baktığımızda oy verenler yüzde 10'u bulmuyor, yüzde 7-7,5 civarında. Çok büyük masraf yaptık, bizden ne istedilerse verdik. Hatta YSK Başkanı'na dedim ki, 'Bizim yurt dışı seçimi için size verdiğimiz para, orada yaşayan 2 milyon 600 bin vatandaşımızın biletlerini alsaydık, uçakla getirip, Türkiye'de oy kullandırıp geri gönderseydik yeterdi.' O kadar para harcandı. Ama sonuçta, geldiğimiz nokta 500 bin civarında, 2 milyon 600 binden 5'te 1'i ancak oy kullanabilecek."