Kurtulmuş, konferans vermek için geldiği Kütahya'da bir restorantta, sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.
Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin siyasi tarihini yazanların, 50 yıl sonra, 3 yıl sonra 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimini, Türk siyasi tarihi açısından ne kadar önemli olduğunu yazacaklarını söyledi.
Türkiye'nin sadece 10 Ağustos seçimi ile değil, 30 Mart Yerel Seçimleri, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve arkasından yaşayacağı genel seçimlerle birlikte üç tane önemli kavşağı geçeceğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"30 Mart seçimleri, Türkiye'nin yeni Türkiye mi yoksa eski Türkiye istikametinde mi gideceği önemli bir dönüm ve kavşak noktasıydı. Yeni Türkiye yolunda yürüyeceğimizi, milletimiz karar verdi ve birinci aşamayı geçmiş olduk. İkincisi 10 Ağustos seçimleridir. Ben 10 Ağustos'ta yeni Türkiye'nin kapılarının bütünüyle açılacağına inanıyorum ve gördüğümüz manzara odur. Ağustos'ta Türkiye, önemli bir kavşağı daha geride bırakmış olacaktır. Bu yeni ve eski Türkiye lafını, laf olsun diye söylemiyoruz. Bu salonda bulunan sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin önemli bir kısmının hayatları içerisinde, eski Türkiye'nin sorunlarını yaşamış insanlar olduğunu biliyorum. Bu anlamda baktığımız zaman çok acı günler geçirdik. Türkiye'de sandık Allah'a çok şükür hep ortada oldu. Diğer bölge ülkeleri ile kıyasladığımız zaman, bizim en önemli başarımız budur. Ne olursa olsun, sandığı ortaya koymayı başardık. Sandıktan da hep milletin söylediği istikamet çıktı ama 1950 yılından alırsanız, 5 tane askeri müdahale oldu. Bunların bir kısmında başbakanlar asıldı, bir kısmında da başbakanların halkın helal oylarıyla aldığı koltukları ellerinden alındı. Türkiye'de siyasi suikastler yapıldı, Türkiye'de siyasi idamlar gerçekleştirildi, Türkiye'de toplumsal olaylar gerçekleştirildi. Velhasıl, 64 yıl içerisinde bu millet tam manasıyla antidemokratik komplolara karşı şerbetlendi."
Kurtulmuş, artık kimsenin istedikleri gibi kapalı kapılar ardına girip cumhurbaşkanı adaylarını belirleme imkan ve ihtimallerinin, millet seçtiği sürece olmadığını dile getirdi.
"Yine 30 Mart sürecisinde Türkiye'nin her yerinde söyledim, bir kere daha söyleyeceğim ve inşallah da böyle olacak" diyen Kurtulmuş, bu milletin cumhurbaşkanı seçtiği sürece milletin değerleriyle, çarşısı ve pazarıyla, geçmişi ve türküsüyle, tarihi-medeniyetiyle ve camisiyle mescidiyle ilgisi olmayan hiç kimsenin bu ülkede cumhurbaşkanı olamayacağını savundu.
Kurtulmuş, artık yeni Türkiye'nin ve büyük medeniyetin ihya ve inşa edilmesi sorumluluğu olduğunu anlattı.
Çok işler yapıldığından ama eksik kalan işlerin de varlığından söz eden Kurtulmuş, "Sadece bizim vazifemiz; köprüler yapacağız, hızlı trenler yapacağız, demiryolu yapacağız, Marmaray yapacağız, Göktürk uzay aracını uzaya göndereceğiz, milli savunma sanayimizi geliştireceğiz. Bunları yapmak boynumuzun borcu ama bizim vazifemiz sadece bunları yapmak değil. Bizim vazifemiz; bu ülkede yeniden büyük ve güçlü bir medeniyeti ihya ve inşa etme sorumluluğudur. Bu millet AK Parti kadrolarına bu sorumluluğu vermiştir. İnşallah üçüncü virajda da bunu yapabilecek adımları atacağız ve inşallah anayasayı değiştirecek çoğunlukla. Türkiye'de, cumhurbaşkanlığı yani başkanlık sistemine dayalı yeni bir anayasa, siyasi partiler yasası, seçim yasası, Türkiye'deki Kamu Reformu ve Mahalli İdareler Reformu gibi birçok alanda demokratikleşme adımlarını hızla tamamlayacağız" diye konuştu.
Kurtulmuş, ayrıca vazifelerinin sadece kendi içerisinde kuvvetli bir Türkiye'yi ortaya koymak olmadığını da ifade etti.
Dünyadaki ve Gazze'deki gelişmeleri hatırlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin gücü, ülkemizde yaşayan sadece 77 milyonumuzu güçlü kılmaz. Türkiye ne kadar güçlenirse, yer yüzündeki mağdurlar ve mazlumlar da o kadar güçlenir. Bugünlerde Gazze ve Filistin'de yaşamış olduğumuz İsrail saldırıları, herhalde bir kere daha milletimizin gözünü açmaktadır. Maalesef hem İslam hem de Batı dünyasında, dünyanın birçok yerinde; devletler nezdinde söylüyorum, hükümetler açısından söylüyorum. Türkiye'nin dışında bir kaç sesin dışında kimseden ses çıkmamaktadır. Herkes kem küm etmektedir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere Avrupa Birliği'nden, İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan, başka ülkelerden İsrail'in saldırganlığına karşı neredeyse hiç ses çıkmamaktadır. Birleşmiş Milletler bile binası bombalanıyor "ya bombalamasaydınız iyi yapardınız, ayıp ettiniz" manasına gelecek birkaç zayıf sesin dışında neredeyse hiç bir şey söylemiyor" şeklinde konuştu.
Programa, TBMM Kamu İktisadi ve Teşebbüsleri Komisyonu Başkanı Hasan Fehmi Kinay, AK Parti Kütahya Milletvekili Vural Kavuncu, Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, Macaristan Fahri Başkonsolosu İsmet Güral, AK Parti İl Başkanı İshak Gazel ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
