Işık, İzmit ilçesindeki restoranda düzenlediği basın toplantısında, 10 Ağustos'ta ülke tarihinde ilk kez halkın cumhurbaşkanını doğrudan seçeceğini söyledi.
Bunun yeni Türkiye için en önemli adımlardan biri olduğunu ifade eden Işık, "Bugüne kadar cumhurbaşkanları dengelerin sonucu ortaya çıkardı" ifadesini kullandı.
Işık, 1960'dan sonra cumhurbaşkanlığı seçimine demokrasi dışı müdahaleler olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Artık cumhurbaşkanını halk doğrudan seçtiği için bundan sonra dengelerin adamının cumhurbaşkanı seçilmesi mümkün değil. Şu anda seçime 10 gün var ama çatı aday belirleme usulünü sizler gördünüz. Çatı aday, özellikle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığa seçilirken ifade ettiği 'parti içi demokrasinin' ne kadar sözde olduğunu, bir partinin hiçbir yetkili organı, hatta kişisinin dahi bilmediği ismi bir anda telaffuz edip partiye ve seçmene dayatma, ondan sonra da 'tıpış tıpış gidip oy kullanacaksınız' gibi yaklaşım, 'parti içi demokrasiyi işleteceğim' mantığına ne kadar uygun, sizin takdirinize bırakıyoruz."
- Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu
Ekmeleddin İhsanoğlu isminin CHP ve MHP tabanında konuşulmadan, değerlendirilmeden ortak aday belirlendiğini belirten Işık, bunun uzlaşma olmadığını savundu.
Işık, AK Parti'nin adayını belirlerken uzun istişare mekanizmasını çalıştırdığını ifade ederek, partinin büyük kısmının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığını düşündüğünü söyledi.
"Şu anda gözüken tablo, kamuoyu yoklamaları, vatandaşın nabzı, dengelerin adamı formülünün çalışmayacağını, belki de son kez dengelerin adamı veya dar kalıplardaki uzlaşmanın sonucunun vatandaşlarca kabullenilmeyeceğini gösterecek" diyen Işık, şöyle konuştu:
"Şu andaki kamuoyu yoklamaları, Ekmeleddin Bey'in 2 partinin toplam oyunun da hayli altında kamuoyu desteğine sahip olduğunu gösteriyor. Bu, yeni Türkiye'yi algılayamayan eski siyaset anlayışının aslında son ve tipik tavrı. Bunun da vatandaştan gerekli yanıtı alacağını düşünüyoruz. Artık normal olan liderlerin adaylığıdır. AK Parti bunu yaptı, bir ölçüde HDP'nin adayı da siyaset içinden gelen, partisinde kabul gören isim. CHP ve MHP, liderlerini aday gösterip bu yarışta iddialı olduklarını ortaya koymak yerine, apolitik bir ismi, siyaseti bilmeyen, ülke gerçekleriyle haşır neşir olmamış, hayatının önemli kısmı yurt dışında geçmiş ismi cumhurbaşkanı adayı gösterdi ve şu andaki tablo toplumun bunu benimsemediğini gösteriyor."
- "2023'e Türkiye, AK Parti ile gidecek"
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimde alacağı oy konusundaki tahmininin sorulması üzerine Işık, bu seçime yönelik Kocaeli'ye özel anket yaptırmadıklarını söyledi.
Kocaeli'deki seçimde yüzde 58-61 oy alacaklarını tahmin ettiklerini belirten Işık, kentin partisine sürekli teveccüh gösterdiğini kaydetti.
Işık, Başbakan Erdoğan'ın aday olmasından dolayı bu teveccühün daha da artacağına işaret ederek, "Türkiye'de şu andaki en düşük kamuoyu yoklaması, kendisini bu konuda ispat etmiş firmaların en düşük kamuoyu yoklaması yüzde 53,7 çıktı. Ortalama 54-55 çıkıyor. Bu da önemli bir rakam. Cumhurbaşkanlığı seçiminde partinin adayının ilk turda yüzde 54-55'ler, belki seçime katılma oranıyla da ilgili daha da yukarıya çıkabilecek oy oranına ulaşması son derece önemli" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim kampanyasına bağış yapıp yapmadığına ilişkin soru üzerine Işık, kampanyanın ilk günlerinde üst limitte bağış yaptığını anlattı.
Işık, "Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması durumunda AK Parti, Anavatan Partisi gibi olur mu?" sorusuna ilişkin de liderleri cumhurbaşkanı olmasının ardından sıkıntıya girenlerin Anavatan ve Doğru Yol partileri olduğunu anımsattı.
Anavatan Partisi'ndeki oy oranlarındaki düşüşe dikkati çeken Işık, AK Parti'de durumun farklı olduğunu, kurumsallaştığını vurguladı.
Işık, AK Parti'nin kadrosunun güçlü olduğunu, bu nedenle kamuoyunda "hangisi başbakan olur" tartışması yaşandığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"AK Parti ve Tayyip Erdoğan'ın en önemli farkı, Erdoğan güçlü bir lider ama güçlü kadro hareketini de başarmış durumda. Bu ülkede ne merhum Ecevit, Erbakan, Türkeş, ne de Demirel, güçlü aktörler yetiştirmeyi başaramadı. Bu, o dönemde yapılan öz eleştiriydi ama Tayyip Bey, kendisi güçlü lider olmasına rağmen, önemli siyasi aktörlerin de yetişmesine hem kendisi katkı verdi hem de onların önünü açtı. Onun için AK Parti'nin ANAP veya Doğru Yol'a döneceği şeylerini hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Bu, şu andaki AK Parti'nin kurumsal yapısına ve yetişmiş aktörlerine de haksızlık olur. Türkiye, istikrarın tadını aldı. İstikrarla Türkiye, ne yapabileceğini gösterdi. Bundan sonra Türkiye'nin istikrarını riske edecek hiçbir adamı kamuoyunun kabul edeceğine inanmıyorum. Bu da AK Parti'yi zinde ve güçlü tutacaktır.
İnanıyorum ki 2023'e Türkiye, AK Parti ile gidecek. Buna yürekten inanıyorum. Bugün bölgemizde oluk oluk kan akıyorsa, Türkiye huzur adası halindeyse o zaman bu istikrarı sürdürmemiz ve Türkiye'yi bölgesinde çok daha güçlü küresel aktör haline getirme zorunluluğumuz var. Bunu halkımızın da anladığını düşünüyorum."
(Bitti)
