Atalay, AFAD Başkanı Fuat Oktay ile düzenlediği basın toplantısında, AFAD'ın koordinasyonu altında Irak ve Gazze'de yürütülen insani yardım faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi.
Gazze'nin kendileri için kanayan yara olduğuna dikkati çeken Atalay, Gazze'de hayatını kaybedenlerin sayısının bin 400'ü aştığını söyledi.
Hayatını kaybedenlerden çoğunun çocuk olduğunu ifade eden Atalay, "Bakın sadece üç bayram günü hayatını kaybeden 380 kişi. Bu lanetlenmiş İsrail, hiç acımadan bayram günü, onların bayram yaptığı günlerde bu katliamı yaptı. Lanetliyoruz, bütün yüreğimle, bütün gönlümle lanetliyorum İsrail'i" dedi.
Dünyanın takındığı tavrın herkes tarafından görüldüğünü belirten Atalay, Türkiye'nin ateşkes sağlanması için yoğun bir çaba içinde olduğunu bildirdi.
72 saatlik bir ateşkes sağlandığını hatırlatan Atalay, bu ateşkesin kalıcı olamasını istediklerini anlattı.
İnsani yardımların ulaşması için Gazze'ye uygulanan ablukanın kaldırılması gerektiğinin altını çizen Atalay, Mısır'ın kapıları kapatmasının Gazze'nin içine düştüğü durumun en önemli sebeplerinden olduğunu kaydetti.
Gazze'nin dünyaya açılan bölgesinin Mısır olduğunu belirten Atalay, "Bu yeni yönetim bunları kapattı, orada tabii hapishane gibi bir duruma düştüler" dedi.
Gazze'ye yardımların çok çeşitli şekilde ulaştırıldığını aktaran Atalay, uzun bir süre BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'nı kullandıklarını ifade etti.
Bulabildikleri bütün kanalları kullanmaya özen gösterdiklerini anlatan Atalay, şöyle devam etti:
"Şu anda hem gıda hem ilaç hem de diğer insani yardımlar konusunda yoğun çabamız var. AFAD daha çok gıdaya ağırlık verdi. 15 bin tonluk bir un gönderilmesi, BM ajansıyla yürüyor o kısım kısım. Ayrıca Kızılay'ın 20 ton ilaç ve tıbbi malzemeyi Gazze'ye ulaştırması çok önemli o ulaştı. Kızılay 2 bin 500'e yakın gıda kolisini ulaştırdı. İnsani yardım kurulaşları daha kolay ulaştırıyor. Gazze'ye yardım hesapları açıldı. Diyanet İşleri Başkanlığımız kampanya yürüttü. Bizim şu anda TİKA kanalıyla da 5 milyon dolarlık yardım, değişik yerlerden ulaştırılmaya çalışılıyor. Bunun içinde, ilaç, hijyen malzemeleri vesaire var. Zorluklar vardı, umuyoruz ateşkesten sonra yardımların ulaştırılması daha rahatlayabilir."
Yardımlara ilişkin verileri doğal olarak rakamlar, sayılar ve istatistik şeklinde verdiklerini dile getiren Atalay, ancak yaşananların bir de insani boyutu olduğunu aktardı.
Bunların rakamlara sığdırılamayacağını değerlendiren Atalay, "Evlerini terk etmek zorunda kalanlar, onlara yardım edenler, yardım ulaştıran personelimiz, bunların hepsinin ayrı ayrı hikayeleri var" diye konuştu.
Bu siyasi ortam içinde bu insani yardımları konuşmak istemediklerini belirten Atalay, çarpıtmalar ve negatif enerjilerin ise sadece kendilerini üzdüğünü bildirdi.
Bu tür dezenformasyonlarla uğraşacak vakitlerinin de olmadığını vurgulayan Atalay, şunları kaydetti:
"Elimizden geldiği kadar biz bu yardımları ulaştırmaya çalışıyoruz. Tüm kurumlarımızla sahadayız. Bayram günleri burada çalıştık. Ben Ankara'daydım. İnsani yardımların Gazze'ye gitmesi için ne yapabilirizi araştırdık. Türkiye böyle bir çaba içinde. Bunların tutupta, siyasi ortamlarda gereksiz yere istismarını doğrusu hiç arzu etmeyiz. Moralimiz bozulmaz ama Türkiye'nin muhalefeti adına, Türkiye siyaseti adına da doğrusu üzülürüz."
-Suriyelilere yapılan yardımlar
Suriyeli sığınmacılara yapılan yardımlara da değinen Atalay, insani yardımlara sınır ötesinde sıfır noktasında yapılan yardımları dahil etmediklerini söyledi.
Sıfır noktasinda yapılan miktarın da çok ciddi olduğunu ve daha çok Kızılay aracılığıyla insani yardımı sürekli gönderdiklerini ifade eden Atalay, "Bizim baştan beri politikamız, sınırın ötesinde kamplar oluşsa da biz insani yardımı göndersek. Türkiye içine gelmeden ama orada bir güvenli hat kurulamadı. O BM'nin işi" diye konuştu.
Türkiye'de Suriye sınırına yakın yerlerde 22 kamp kurulduğunu anımsatan Atalay, arazi bulunamayan yerlerde Malatya gibi biraz daha içerilere kaydıklarını anlattı.
Şu anda kamplarda 220 bin kişinin kaldığını bildiren Atalay, kamplarda halen 30 bin kişilik bir kapasite bulunduğunu da söyledi.
Bu kampların dünyada örnek gösterilen iyi kamplar olduğunun altını çizen Atalay, şöyle devam etti:
"Hele o konteynerler bir ev gibidir. İçinde sıcak suyu, mutfağı, banyosu vardır. 21 metrekarede bütün bu imkanlar vardır. Büyük masrafımız da oldu, bizim fiili harcamamız 2 milyar 134 milyon 599 bin Türk lirasıdır. Bütün bu harcamalar AFAD'tan yapılır. Bu rakam olarak harcamadır. BM yardım hesaplarına baktığınızda yaklaşık 3,5 milyar dolarlık bir harcamamız vardır. Şu anda kamp dışında kalan nüfusumuz bizim elimizdeki veri şudur; 1 milyon 104 bin kişidir. Son il il, ilçe ilçe tespitimiz. Bunların hepsini bir kayıt alma çabamız sürüyor. Kamptakilerin hepsi kayıt altında. Dışardakilerin de yaklaşık yüzde 60'ı kayıt altındadır. Bir kayıt sistemini Emniyet Genel Müdürlüğü aracılığıyla yürütüyoruz. O bilgi sistemimiz bittiğinde çok daha faydalı bir veri birikimi olacak, hizmetlerin yürütülmesi açısından."
-"Dilencilik gibi görüntülere meydan vermeyin"
Kamplardaki çocukların eğitim ve sağlık hizmeti açısından hiçbir kayıpları olmadığını da vurgulayan Atalay, bazı şehirlerde istemedikleri tahrikler olduğunu anımsattı.
Atalay, şehirlerde yaşayanların imkanlarının tükenmesi nedeniyle dilencilik gibi görüntülerin ortaya çıkabildiğini belirterek, bütün valilere genelge gönderdiklerini bildirdi.
Atalay, şunları söyledi:
"Kamplarımızda halen boş yerimiz var. Dilencilik gibi görüntülere meydan vermeyin. Bunlara oradaki sivil toplum kuruşları yardım yapabilir. Ama kampa gönderecekseniz, kamplarda boş yerimiz var. Yeni kamplarda oluşturabiliriz, yer arıyoruz. Şehir içlerinde o tür görüntüleri biz de arzu etmiyoruz, Suriyeli kardeşlerimiz için. Bütün bu çalışmalarda dışardan ne kadar yardım geldi? Şu ana kadar bize gerek BM kuruluşlarından, çoğu ordandır, Avrupa ülkeleri vesaire 225 milyon dolardır şu ana kadar gelen, dışardan katkı olarak. İçerideki kamplara, sıfır nokta yardımımız da orda da bizim harcamız yaklaşık 603 milyon Türk lirasıdır."
(Sürecek)