Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Demirtaş'tan mühür esprisi

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, kadınlardan oy pusulasındaki fotoğraflara iyi bakmalarını isteyerek, 'Sizler kadınlar olarak o mührü doğru yere basarsanız, geleceğinizi değiştirirsiniz' dedi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-07-30 21:19:22

Demirtaş'tan mühür esprisi

AA'nın haberine göre; Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kadınlardan oy pusulasındaki fotoğraflara iyi bakmalarını isteyerek, "Hangi anlayış sizi özgürleştirir? Hangi anlayış sizi gerçekten de kalıcı bir eşitliğe doğru götürür? Sizler kadınlar olarak o mührü doğru yere basarsanız, geleceğinizi değiştirirsiniz" dedi.

Demirtaş, Beşiktaş Maçka Parkı'nda kendisine destek veren kadınların organize ettiği "Kadın Buluşması"ndaki konuşmasında, kadınların yürüttüğü mücadelenin toplumun tüm kesimleri için özgürlük ortamının gelişmesini sağladığını söyledi.

AK Parti'nin, bu mücadele sonucunda ortaya çıkan "özgürlük birikimi"ni adeta "çarçur" ettiğini savunan Demirtaş, "Bugün AKP, işte her birinizin ve bizlerin, birlikte yarattığı bu özgürlük sahasında, pervasızca ve bu değerleri yaratanı yok sayarak top oynuyor. Bizim, bin bir emekle yetiştirdiğimiz bu çiçekleri eze eze, kıymetini bilmeden, her birimizi yok sayarak, sanki kendisi darbeye karşı 12 Eylül'den bu yana büyük bir direniş sergiledi de 2002'de bunun sonucunda iktidara gelmiş gibi, bütün direnişleri yok sayarak, bütün o emekleri yok sayarak çarçur ediyor" dedi.

Türkiye'yi 12 yıldır yöneten AK Parti'nin kadınlardan da önemli oranda oy aldığını kaydeden Demirtaş, bunda muhalefetin kendisini topluma iyi anlatamamasının payı olduğunu ifade etti.

AK Parti'nin, kadınların içine düştüğü durumu istismar ettiğini savunan Demirtaş, şöyle konuştu:

"Kadının içine düştüğü, düşürüldüğü durumu o kadar muazzam bir şekilde istismar etmeyi başarıyor ki, kadının yoksulluğunu, emekçiliğini, sömürülüyor olmasını, o kadar iyi istismar ediyor ki... Türkiye Cumhuriyeti tarihinde istismar konusunda bundan daha başarılı bir iktidar çıkmadı. Şiddete karşıymış gibi görünür ama kendisi kadına yönelik en büyük şiddeti uygular. Kadın emeğinin sömürülmesine karşıymış gibi görünür ama kadını tırnak içinde dilenci olarak gören bir devlet sosyal politikası uygular. Yardımları sadece kadını teslim almak için, 'AKP'ye oy vermezseniz, size verdiğiniz 3 kuruşu da keseriz' mantığıyla rehin alarak kullanıyor. Bizler buna karşı iyi mücadele edemedik. Bu yüzden bu düzeyde oy alıyorlar, yoksa buradan yola çıkarak halkı, kadınları, emekçileri, AKP'ye oy verenleri suçlamanın anlamı yok. Düşman gibi görmenin hiç anlamı yok. Biz de yani 'AKP'ye oy veren kadınlar, MHP'ye, CHP'ye oy veren kadınlar ve erkekler düşmandır ve bizim karşı cephemizde yer alıyorlar' diye düşünürsek en büyük hataya düşeriz."

"Ortaya bakarken bir kez daha düşünün"

Kadının kendi kimliğiyle toplumda var olmasının önünde kimsenin duramayacağını belirten Demirtaş, kadınlara şöyle seslendi:

"Türkiyeli, Kürdistanlı bütün kadınlar, oy verme kabinine girdiğinde, bir kez daha kararı ne olursa olsun gözden geçirmek üzere üç fotoğrafa da dikkatli bakmalıdır. Her fotoğrafın neyi temsil ettiğini bir kez daha hatırlamalıdır. Bir kadın için, o fotoğrafın arkasındaki birikim nedir, ona bakmalıdır. O fotoğrafın arkasındaki değerler nedir? Üç kişiden ibaret değil o oy pusulası. Her birinin arkasında bir geçmiş var. Kimi kadını yok etmek üzere, kimi kadını onursuzlaştırmak üzere, kimliksizleştirme üzerine bir siyaset yürütmüştür. Kimi kadın umurunda değil, kadın onun için metadır. Sadece erkeğin kulu kölesi olacak, erkeğe çocuk doğuracak, toplumda kimliksiz, onursuz yetişecek bir yaratıktır. İki fotoğrafa dikkatli bakın, ortaya bakarken bir kez daha düşünün. Evinde, ev kadını olarak emeğini evine harcayan kadın! Evinden dışarı çıkmak için, balkondan, pencereden bakabilmek için kocasından izin almak zorunda olan kadınlar! Sabah, daha karanlıkta tarlaya, bağa bahçeye gidip de evin bütün işini, gücünü omuzunda taşımasına rağmen düğünde giyebileceği kıyafeti olmayan kadınlar! O fotoğraflara iyi bakın. Hangi anlayış sizi özgürleştirir? Hangi anlayış sizi gerçekten de kalıcı bir eşitliğe doğru götürür? Sizler kadınlar olarak o mührü doğru yere basarsanız, geleceğinizi değiştirirsiniz."

"Öyle bir kahkaha atsınlar ki..."

Farklı kimliklerden kadınların uzun yıllar mücadele yürüttüğünü kaydeden Demirtaş, "Onlar şimdi o mücadele birikimlerini geçici olarak bana emanet ettiler. Ben onların mücadele birikimlerini temsil ediyorum. Onları yanıltmak istemiyorum. Bütün kadınlar, kadınlara oy versin istiyorum. Kadın özgürlük mücadelesine oy vererek 'Biz bu ülkede varız, cumhurbaşkanını biz belirleriz' desinler. Öylesine bir kahkaha atsınlar ki, bir daha da kadınlara dil uzatacak cesareti bulamasınlar. Seçim günü bunun büyük bir fırsatıdır işte" dedi.

Halkın devleti yöneten koltuklara bugüne kadar oturmadığını ileri süren Demirtaş, "Oysa devleti var eden de, kuran da, devletin parasını, maaşını veren de, ona yetkiyi veren de biziz. Halkız, yani yerde oturanlarız. Şimdi yerde oturanlar, o koltuğu geri alsınlar istiyoruz. Devletin 1 numaralı koltuğundan başlayarak, 2 numaralı Başbakanlık koltuğunu 3, numaralı Meclis Başkanlığı koltuğunu, sonra parlamentoda en az yüzde 50 kadın koltuğuyla parlamento koltuğuna oturalım istiyoruz" ifadelerini kullandı.

"Birlikte yaşamak istiyoruz..."

Soruları da yanıtlayan Demirtaş, "Her Kürt kadınının gönlünde bir Kürdistan gerçeği vardır. Cumhurbaşkanı seçilirseniz Kürdistan konusuna nasıl bir parantez getireceksiniz?" sorusuna, şu karşılığı verdi:

"Her halkın, her ulusun kendi kaderini tayin etme hakkı vardır. Türkiye'deki Kürtler de bu şekilde kendi kaderlerini tayin ediyorlar. Yani birlikte yaşama, kendi kimliğini inkar etmeden, ana dilinde eğitim yaparak, yönetime katılarak, anavatanı inkar edilmeden, tarihi, kültürü yok sayılmadan o topraklarda özgürce yaşıyorsa ille bir sınır çizmek gerekmiyor. Eğer bunu başaramıyorsa bir halk, bu kadar isteğe rağmen, bu kadar barış eli uzatmasına rağmen, o el ısrarla havada kalıyorsa, reddediliyorsa, 'hayır biz bu eli tutmayacağız ve bu eli kıracağız' deniliyorsa, o zaman her halkın kendi kaderini tayin etme hakkı vardır. Şimdi işte biz, kendi kaderimizi tayin etme hakkımızı bütün ezilenlerle bir arada yaşama şeklinde tecelli ettiriyoruz. Bu bizim için bir ilkesel duruş, arayıştır ama dediğim gibi bir cumhurbaşkanının bir halkın kaderini bağlama hakkı, yetkisi yoktur. Biz bunun peşinde koşuyoruz. Birlikte yaşamak istiyoruz. Adaylığım, bunun çağrısıdır. Adaylığım, Kürt halkının birlikte yaşama isteğinin somut göstergesidir. Biz bu ülkede, ülke bölünmeden bir arada yaşayalım diye bu çalışmayı, mücadeleyi yürütüyoruz. Eğer bu kabul görmüyor, Kürtler de özgür olamıyorsa, bu şekilde de yaşamasına, birlikte yaşayarak da eşit adil bir yaşam öngörülmüyorsa bu Kürtlerin yeniden oturup tartışacağı bir süreci gerektirir."

Tüm bu nedenlerle cumhurbaşkanı seçiminin herkes açısından büyük bir fırsat olduğunu kaydeden Demirtaş, "Kürtler tabii ki başka coğrafyalarda, Kürdistan'ın başka parçalarında bağımsız ülke de kurabilirler. Bu Kürtlerin hakkıdır. Ben bir cumhurbaşkanı adayı olarak seçilirsem, örneğin Güney Kürdistan bağımsızlığını ilan eder, referandumla bunu hayata geçirirse, bir cumhurbaşkanı olarak kesinlikle Kürdistan'ın tanınmasından ve ilişki kurulmasından yana politika izlenmesini savunurum" diye konuştu.

HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de AK Parti Hükümeti'nin kadın politikasının, "kadınlar çocuk yapsınlar, yemek yapsınlar, evde kalsınlar" olduğunu ileri sürerek, "Biz de buradan onlara diyoruz ki çok beklersiniz. Sokakta olacağız, alanlarda olacağız, meydanda olacağız, her yerde olacağız. Biz yaşamı yeniden kuracağız" ifadelerini kullandı.

Haber Ara