Eskişehir'de, Ticaret ile Sanayi Odaları ve Ticaret Borsasının yönetici ve üyeleriyle bir araya gelen Babacan, Türkiye'nin, gelişmekte olan ülkeler arasında yer aldığını hatırlattı.
Gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarının, 10 yıl öncesiyle karşılaştırıldığında daha yavaş olacağını belirten Babacan, "Önümüzdeki 10 yıl, gelişmekte olan ülkeler için geçmiş 10 yıla göre büyüme oranlarının daha düşük olduğu bir dönem olacak ama yine de gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranları, gelişmiş ülkelerin çok üstünde olacak" ifadesini kullandı.
Babacan, Çin'de büyüme oranının yüzde 10 seviyesinden yüzde 7-8'e gerilediği bilgisini verdi. Bu yıl oranın yüzde 7'nin de altına düşmesi ihtimali bulunduğuna değinen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ucuz iş gücüne dayanan, emeğin istismarına dayanan bir büyüme oranı da sosyal harcamaları artıran, iç tüketime yönelen bir büyüme oranına doğru geçiyor. Çünkü bunun ekonomik değil sosyal sebepleri var, güvenlik sebepleri var. Yeni hükümetle beraber önemli bir dönüşüm şu an Çin'de yaşanmaktadır. Yine Brezilya'ya bakıyorsunuz; bu sene büyüme oranı yüzde 1'in altında kalacak. Hindistan'ın artık o yüzde 6'lık, 7'lik büyüme oranları yok. Hindistan'da bundan sonra yüzde 3 oranında büyümeyi göreceğiz. Dolayısıyla farklı bir ortama girdik artık.
Zamanında yapmış olduğumuz reformlar, kriz öncesi reformlar, bankacılık alanında, sosyal güvenlik alanında, sağlık alanında yapmış olduğumuz reformlar ve bütçe disiplini, bizi ulusal krizden önemli ölçüde korudu. Küresel kriz, Türkiye üzerinde fazla etkili olmadıysa bunun ana sebebi kriz öncesi aldığımız tedbirlerdir. Şüphesiz kriz süresince atmış olduğumuz adımlar, aldığımız tedbirler, bu krizin etkilerini minimum seviyede hissetmemizi sağladı. Ciddi bir hasara yol açmadan o dönemi çok şükür atlattık."
- Milli gelirdeki artış
Türkiye'nin geçen yıl kişi başına düşen milli geliri 10 bin 800 doları bulduğunu hatırlatan Babacan, satın alma gücü kalitesine göre hesaplanan milli gelirin ise aynı dönemde 19 bin doları geçtiğini kaydetti.
Japonya'da bu rakamın, satın alma gücü kalitesine göre hesaplandığında 35-36 bin dolar civarında olduğunu bildiren Babacan, şöyle konuştu:
"Avrupa Birliğinin ortalaması da yine bu civarlarda. Avrupa Birliği ve Japonya gibi ülkelerin yüzde 50-60 refah seviyesine ulaşmış bir ülke haline geldik. Ortalama refah seviyesi Avrupa'da 100, Japonya'da 100 ise bizde de yüzde 55-60 aralığında bir refah seviyesi oluşmuş durumda. Bu, çok kısa sürede elde edilen bir başarı. Hayatımızın her safhasında da bunun etkilerini görüyoruz ve çok şükür olumlu sonuçlarını da hep beraber yaşıyoruz. 16'ncı büyük ekonomi olduk ama tarımda üretilen katma değerde dünya 7'ncisi olduk. Cezbettiğimiz turist sayısına göre de dünyada 6'ncı olduk."
(Sürecek)