Demirtaş, Kadın Adayları Destekleme Derneği tarafından Dedeman Otelde düzenlenen, "Kadın Örgütleri Cumhurbaşkanı Adaylarıyla Buluşuyor" etkinliğinin ardından gazetecilerin, emniyetteki "paralel yapı" operasyonuyla ilgili sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Polisin polise yaptığı operasyon, 17 Aralık'ın rövanşı mı? KCK operasyonlarında da belediye başkanlarına plastik kelepçe takılmıştı, şimdi kelepçe konusu gündeme geldi. Nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Demirtaş, operasyonların talimatının Başbakan tarafından verildiğini öne sürerek, bunun bir sır olmadığını söyledi.
Operasyonla ilgili deliller ve ortaya çıkacak dosyanın görülmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, bu konuda son 5-6 yıldır yaşanan bir deneyimin olduğunu dile getirdi.
Kendileri de dahil değişik kesimlere yapılan siyasi operasyonların olduğunu iddia eden Demirtaş, şöyle konuştu:
"Bütün bu siyasi operasyonlar sonrasında hükümet tarafı hep yanlış yaptığını açıkladı. Başta bu tür operasyonları büyük bir şevkle, heyecanla, alkışla karşıladılar. Sonrasında, 'Bizi yanılttılar, bizi aldattılar, kandırdılar' deyip, işi temizlemeye çalıştı. Bu da öyle olur mu? Bilemiyoruz. Çünkü bir yıl sonra iki yıl sonra Başbakandan şöyle bir konuşma dinleyebiliriz. 'Benim Pensilvanya'daki kardeşimle aramı açmaya çalıştılar, bunu bile yaptılar' diyebilir. O yüzden temkinli olmak lazım, Başbakanın suçladığı herkes, suçludur dememek lazım."
Kanunda ve özellikle uluslararası insan hakları mevzuatında kelepçenin hangi durumlarda kullanılacağının belli olduğuna işaret eden Demirtaş, kelepçenin, bir cezalandırma, bir teşhir aracı olarak kullanılamayacağını vurguladı.
Demirtaş, "Bunun bir polis olması, bir KCK sanığı, bir Ergenekon sanığı veya bir hırsız olması arasında hiç fark yoktur. Siz zanlı olarak gözaltına aldığınız birini kelepçeleyerek, onu teşhir ederek, onu peşinen cezalandıramazsınız. Bu ceza hukuku ilkesine de aykırıdır. Siyasi bir tavır, siyasi bir tutumdur. Yakalanan kişinin, iddia edilen suçundan, varlığından, düşüncesinden kimliğinden bağımsız tümüyle yanlış bir durumdur" diye konuştu.
Bunun öç alma, intikam alma duygusuyla yapıldığını iddia eden Demirtaş, şunları kaydetti:
"Benim arkadaşlarıma da yapıldı, belediye başkanlarımıza yapıldı, milletvekillerimize yapıldı. Fakat 'bunu yapan kişilere aynısı yapılsın' diyemem. 'İntikam böyle alınsın' diyemem. Kimse bizim adımıza başkası adına da bu şekilde haksızlığa, haksızlıkla cevap vererek de intikam almaya çalışmasın. Deliler ortaya çıkınca ancak bizler hukukla ilgili mevzu nedir anlayabiliriz. Ama sağlıklı bir yargılama olur mu ondan da emin değilim. Hiçbir zaman adil bir yargılama yapılamadı ki.
Ne KCK yargılamasında ne Ergenekon'da adil bir yargı süreci işlemedi ki. Burada da her halde siyasi bir süreç işleyecek. Fakat hazin bir durum. Devletin olanaklarının, adaletin yargının olanaklarının böyle bir iç egemenlik çatışmasında yarışında kullanılması, Türkiye açısından hazin bir durum. Zannedersem toplum, cumhurbaşkanlığı seçimi vesilesiyle bir kez daha bunu değerlendirecektir. Yanlış yapanı toplum da cezalandırmalı bence."