CİNAYETLERE ÖVGÜ
Columbia Üniversitesi'nden araştırmacı Hanine Hassan, El Cezire için kaleme aldığı yazısında Avrupa ve ABD doğumlu İsrail askerlerinin Filistin topraklarındaki işgale katılmasına dikkat çekti. İsrail saflarında silah tutan o askerlerden biri de Katie. Hollandalı. Kendi ülkesinde kalmak yerine İsrail ordusuna hizmet etmeyi seçti. Peki asıl soru, Hollanda hükümeti Katie ve onun gibi İsrail ordusunda görev alan yüzlerce Hollandalı genci, Suriye'ye gidenler gibi 'cihatçı' olarak etiketleyecek mi? Konuyla ilgili örnekler çok. 2013 yılı Kasım ayında 6 yıl boyunca İsrail ordusunda görev almış bir Ukraynalı, katıldığı bir televizyon programında, soğukkanlı bir şekilde Filistinli çocukları öldürdüğünü söylemişti.
LONDRA DESTEKLİYOR
Yaklaşık 100 İngiliz vatandaşı şu anda İsrail ordusuna hizmet veriyor. Bu önemli bir sayı. İngiliz annelerin, İsrail ordusunda görev yapan bir çocuğa sahip olmanın deneyimlerini paylaştıkları destek grupları bile var. İngiliz hükümeti de İsrail ordusuna hizmet etmek için çağrılan kişiler hakkında bilgiye sahip. Gazze'de devam eden işgalde İsrail'e açık destek veren ülkelerin başında ABD ile İngiltere'nin gelmesini de not etmek gerekiyor. İsrail'in 7 Temmuz'dan bu yana ölüm yağdırdığı Gazze Şeridi'ndeki işgal operasyonları sırasında ölen 30'dan fazla askerin içinde ABD doğumlu iki İsrailli de bulunuyordu. Max Steinberg ve Sean Carmeli. ABD Dışişleri Bakanlığı ölümlerini 20 Temmuz'da duyurdu.
Camileri, evleri ve hastaneleri bombalayan İsrail Gazze'de vurmadık yer bırakmıyor. İsrail ordusunun son hedefi bir mezarlıktı. Bombaların isabet ettiği mezar taşları paramparça oldu.
Beyin yıkama merkezi
Yaşları 13'ten başlayan Batılı gençleri hedef alan İsrail başlangıçta eğlence programı gibi görünen uygulamalarla çocukları savaşa hazırlıyor. 6 hafta kadar bir 'askeri' eğitim alan çocuklar siyonizm ve İsrail ordusu konularında eğitiliyor. Daha sonra bu çocuklar İsrail'in işgal savucunuluğunu yapmak üzere ülkelerine geri gönderiliyor. İsrail takviye programlarının birçok farklı boyutu ancak tek bir hedefi var: İsrail ordusunun ve destekçilerinin güçlendirilmesi.
Mermi yağmuru
İsrail'in Gazze operasyonları sırasında en kanlı katliamın yaşandığı Şecaiyye mahallesinde korku hakim. Bombardımanından kurtulanlar tanık oldukları vahşeti anlattı.
36 yaşındaki Mahmud el-Şeyh Halil, 'Kaçmaya çalıştık ancak bombalama biz nereye gidersek oraya yapılıyordu. Kadınlar ve çocuklar paramparça olmuştu' dedi. Bazı tanıklar ise, kurbanların hedef olmamak için salladıkları beyaz kıyafetlerin bile parçalandığını ve kana bulandığını söyledi.
EŞİ GÖRÜLMEDİK ZULÜM
Çocukları ile birlikte kaçmayı başaran anne İman Mansur, 'Kaçmak için hiçbir yer güvenli değildi. Evimizi terk etmeye mecbur kaldık çünkü bombalar yağmur gibi yağıyordu' ifadelerini kullandı. Şifa Hastanesi'nde tedavi gören Ümmü Vail Mansur da, '1967 savaşını ve ondan sonraki tüm İsrail savaşlarını yaşadım. Ancak bu savaş tarifsiz. Sabra ve Şatilla katliamlarından daha zalim' diye konuştu.
O isimler Güvercin Kayalıkları'nda
Lübnan'da toplanan bir grup gösterici, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etti. Göstericiler pankartlara, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden 600'den fazla Filistinlinin isimlerini yazarak, Beyrut'ta Akdeniz sahillerinde yer alan Güvercin Kayalıkları'na astı.
Ben de Gazze'de olsam roket atardım
İngiltere'de koalisyon hükümetinin küçük ortağı Liberal Demokrat Partisi'nin milletvekili David Ward, Twitter'dan, İsrail'in Gazze işgaline karşı attığı mesajlar nedeniyle eleştirilirken, partisi, Ward'in görüşlerini disiplin konusu olarak ele alacağını duyurdu. Ward, Twitter hesabından attığı mesajında, 'Büyük soru şu, eğer Gazze'de yaşasaydım roket atar mıydım? Büyük ihtimalle evet' ifadelerini kullandı. Ward'ın partiden uzaklaştırılmasını talep eden Twitter kullanıcıları, Liberal Demokrat Parti'nin Genel Başkanı Nick Clegg'e çağrıda bulundu. Dün yeni bir tweet daha yazan Ward ise, 'Ben bir Filistinliyim. Batı hangi tarafta olduğuna dair kararını vermeli' dedi.
Katılan Müslüman olunca iş başka
2014 yılı Nisan ayında, İngiliz parlamentosu 246 sayfalık bir raporda terörle mücadele konusunda Suriye, Somali ve Afganistan'da savaşan İngiliz Müslümanlar üzerinde durmuştu. Raporun hiçbir yerinde İsrail ordusunda hizmet edip ülkelerine dönen İngiliz vatandaşlarının tehlikesinden bahsedilmiyordu. Aynı zamanda başka bir ülkenin işgal ordusuna hizmet vermenin suç sayıldığından ve yasaları ihlal ettiğinden de söz edilmiyordu.
Savaş suçunda ittifak
Batılı istihbarat servisleri İsrail ordusuna katılmaya karar veren vatandaşlarını ve ortak oldukları Filistin işgalinde işledikleri savaş suçunu görmezden geliyor. Görünüşe göre İsrail ve Batılı müttefiklerin gözünde Yahudi köklere sahip olmak, Filistin topraklarının yasadışı işgalini savunmak için yeterli bir gerekçe. Avrupalı liderler başka ülkelerde yer alan savaşçıların ülkelerine dönmesini engellemek gibi bir çaba içinde de değiller.
Binlerce gönüllü gidiyor
Asker gücü takviyesi İsrail devletinin kurulmasıyla sona ermedi, hala devam ediyor. 40'tan fazla ülkeden binlerce gönüllü İsrail ordusunun tüm dallarında hizmet vermek için İsrail'e geliyor.Online Mahal takviye programı görünüşte İsrail'i korumayı ve İsrail ordusu ile gönüllüler arasındaki bağı güçlendirmeyi amaçlıyor. İsrailli olmayan Yahudiler 18 aylık bir turdan sonra ordunun saflarına katılabiliyorlar.
Maddi destek
Yurt dışından gelerek görev yaklaşık 5 bin Yahudi, 'yalnız asker' (lone soldier) ünvanını taşıyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında Tel Aviv 'yalnız asker' merkezi, Amsterdam Sar-El şubesine bağlı olan bir Hollandalı'nın sağladığı maddi destek sayesinde açıldı. 16 yaşından büyük herkes burada gönüllü olarak çalışabiliyor. Bu gruplar 10'dan fazla ülkede temsil ediliyor ve her yıl bu gruplara yüzlerce gönüllü katılıyor.
YENİ ŞAFAK