Kanal 7 televizyonunın canlı yayınında soruları yanıtlayan Şahin, "Yargıtay imamı" iddialarıyla ilgili Yargıtay'da yürütülen soruşturmada, konuya ilişkin herhangi işlem yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmesini eleştirdi.
Şahin, bir Yargıtay üyesinin, görülen bir dava dosyasını görüş için Pensilvanya'ya gönderdiğini duyduğunda buna ilk başta inanmadığını dile getirdi.
Avukat oğlu ve bir arkadaşının, bir Yargıtay üyesinin kendilerine hakimlik mülakatına girecek 20 adayın sınavları kazanmaları konusunda yardımcı olmasını istediğini anlattıklarını aktaran Şahin, bu Yargıtay üyesinin 20 hakim adayı hakkında "cemaatin çocukları" dediğini de belirtti.
Mehmet Ali Şahin, şöyle devam etti:
"Oğlum ve arkadaşı, dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ve HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'a konuyu iletmesini söylediklerinde de üye, 'Birol bey cemaate sırt çevirdi, İbrahim Okur'un da ne yaptığı belli değil, bir cemaatten yana oluyor, bir hükümetten yana oluyor. Bizim istirhamımız bu çocukların kazanılması için elinizden gelen gayreti gösterin' diyor. Bir Yargıtay üyesi cemaat adına böyle bir girişimde bulunabilir mi? Pensilvanya'dan görüş istendiği bilgisi de gelmişti, inanmamıştım ama sonra bende bir görüş hasıl oldu, demek ki Yargıtay'da böyle bir yapılanma var. Bu yapılanma da bu cemaatin Yargıtaydaki temsilcisi, imamı denebilir. Dolayısıyla bu konudaki bilgileri Yargıtay Başkanlığına ilettim. Aynen anlattım. İsterse avukatların isimlerini verebileceğimi söyledim."
-"Üyenin ismini gerekirse Yargıtay açıklasın"
Yargıtayda yürütülen soruşturmada Yargıtay 5. Ceza Dairesi Başkanı Bahri Demirel'in muhakkik olarak görevlendirildiğini belirten Şahin, şöyle konuştu:
"Kendisiyle görüştük. Bu tanıklardan biri oğlum olduğu için 'tanıklık yapmayabilirsiniz' dedi. 'Sizin takdirinizdir, oğlumun ismi Cem Şahin' dedim. Şimdi deniyor ki isimleri vermedi, isimlerini verdim. Diğer şahit avukatın ismi de Bekir Eren'dir.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, bu dosyayla ilgili ne bu şahitleri çağırdı ne benim numarasını ve ismini verdiğim ceza dosyasını inceledi. Yargıtay üyesinin ismini de verdim, burada açıklamıyorum, gerekirse Yargıtay açıklasın. O kişinin hangi yıl yurt dışına çıktığıyla ilgili bilgi verdim. Bunları sorun, o kişiyi de çağırın, gerçekten bu avukatlarla böyle bir konuşma yapmış mı yapmamış mı? Bunların hiçbiri soruşturulmamış, hasıraltı ettiler, kapattılar. İki de bir Yargıtay'da açıklama yapılıyor. 'Bize şahitleri bildirmedi ki, delil bildirmedi ki.' Buradan söylüyorum, Yargıtay üyeniz bu iki avukata 'bunlar cemaatin hakim adaylarıdır, bunları kazandırma konusunda gerekli girişimlerde bulunun' demiş mi dememiş mi? Demişse niçin demiş, hangi sıfatla demiş. Cemaatin imamı mı değil mi, cemaatle ilgisi nedir? Bütün bunları Yargıtay Başkanının araştırması ve kamuoyuna açıklama yapması gerekir. Yargıtay Başkanlığı beni yalanlama yarışına girmemelidir. Şahitlerin ikisini çağırın, çocuklar konuşacaktır."
-"Demek ki böyle bir yapı var"
Yeni çıkan ve Yargıtayın yapısını değiştiren kanun gereği Yargıtayda düzenlenen Birinci Başkanlık Kurulu seçimleriyle ilgili gazetelerde yer alan haberlere de değinen Şahin, şunları söyledi:
"Gazetelerde çarşaf çarşaf 'cemaat yanlısı Yargıtay üyeleri şöyle etti, böyle etti, ittifak yaptı, seçimi kazandı' falan. Demek ki böyle bir yapı var. Kimse inkar etmesin. Yargıtayın içinde de paralel yapı var, yargının içinde de paralel yapı var, emniyette de var. Bu, artık ayan beyan ortadadır. Bir Yargıtay üyesi, cemaat adına kimlerin kazanması gerektiği konusunu eğer birilerini vasıta kılarak Adalet Bakanlığında o çocukların lehine sonuç almaya çalışıyorsa, o kişi cemaatin Yargıtaydaki temsilcisidir, bir başkası buna 'cemaatin imamı' da diyebilir. Bunun üzerine Yargıtay Başkanlığı gitmelidir. Gitmedi, örtbas etti. Buradan tekrar ihbarda bulunuyorum, gerekirse dosyayı tekrar açın, dinleyin bu avukatları, bu kişiyi de çağırın, yurt dışına ne zaman gitmiş, nereye gitmiş, onları da araştırın."
Yargıtay Başkanlığından soruşturmayla ilgili yapılan açıklamada, "Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca muhakkik raporu, başvurucu ile diğer kişilerin beyanlarının birlikte incelenmesi sonucunda, dosyaya sunulan hiçbir delilin soruşturmanın bir sonraki aşamasına geçmeye imkan verecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, ileri sürülen iddiayla ilgili herhangi işlem yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir" ifadesine yer verilmişti.