Cumhurbaşkanlığı seçimi çalışmalarını sürdüren Demirtaş, Muş'taki bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi.
Demirtaş, seçilecek cumhurbaşkanının, halktan yana, adil, eşitlikçi, bütün kimliklere ve inançlara saygı duyması, yoksulun ve fakirin derdinden anlaması gerektiğini belirterek, başbakanın, genelkurmay başkanının, hükümetin, bürokrasinin ve devletin halktan uzak olduğunu, halkın altta, devletin ise her zaman üstte konumlandırıldığını savundu.
"Bazıları sadece, 'Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmasın, kim olursa olsun' diye aday çıkarmış olabilir. Bizim derdimiz bu kadar basit değil, bir cumhurbaşkanı seçiyoruz" diyen Demirtaş, kendi başkanını seçecek olan halkın, kendisi gibi olanı seçmesi gerektiğini söyledi.
Sivil toplum örgütü temsilcilerine seslenen Demirtaş, şöyle konuştu:
"Bugüne kadar devletten korkmadan yaşadığınız bir gün ve bir saat olmuş mu? İnsan kendi devletinden korkar mı? Ama 90 yıldır devlet bizi korkutmuş. Devletin en küçük memuru bile korkutmak üzere inşa edilmiş bir sistem üzerinde duruyor. Bu adil ve insan onurunu büyütmek için kurgulanmış bir devlet değil. Her dakikamız bu devletten azar işitmek, fırça ve ceza yemekle geçiyor. Devlet bunun için kurulmuş bir mekanizma değil ki. Devlet, insanın kulu, kölesi ve hizmetkarıdır. Devletin vatandaşından korkması gerekiyor. Vatandaşından ve halkından korkmayan devlet otoriter, totaliter ve diktatördür. Böyle bir devlet asla demokratik olamaz."
Demirtaş, bu olgunun değiştirilmediği sürece devletin halkın üzerindeki yönetim baskısının devam edeceğini bildirerek, bunun için sokaklarda, alanlarda, sivil toplum kuruluşlarında ve vakıflarda mücadele ettiklerini dile getirdi.
Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde devletin başındaki bir numaralı kişinin seçileceğini anlatan Demirtaş, "Yıllardır bizi korkutan ve her gece televizyondan bizi azarlayan devletin başına bir numaralı kişiyi seçeceğiz. Bu parti seçimi ve kişi meselesi değil. Bu devlet bize saygı duysun ve başörtülü hakarete uğradığında cumhurbaşkanı onun yanında olsun istiyorsak, işçi, köylü, emekçi, zulüm gördüğünde başkanı yanında olsun diyorsak, halkın içinden birini seçmemiz lazım" diye konuştu.
-Soma'daki maden faciası
Manisa'nın Soma ilçesindeki maden faciasında 301 işçinin hayatını kaybettiğini ve bunun azımsanmayacak bir rakam olduğunu vurgulayan Demirtaş, devletin sahiplerinin, 'bu işin fıtratında var, abartmaya ve büyütmeye gerek yok' dediklerini öne sürdü.
Demirtaş, şunları kaydetti:
"Orada 301 tane dünyanın en zengin patronu ölseydi, 301 milyarder, tanınmış zengin ölseydi, ne olurdu? Yer yerinden oynardı, hükümetler istifa ederdi ve dünya çalkalanırdı. Herkes cebindeki paraya göre mi kıymetlidir? 301 zengin ölseydi, Başbakan, 'bu işin fıtratında var' der miydi? Roboski'de 34 Kürt gariban öldürüldü. Orada 34 tane Kürt değil de milyarderler savaş uçağıyla öldürülseydi, Başbakan ertesi gün Genelkurmay Başkanını tebrik eder miydi?"
Halkın kendi içinden çıkmış birini Çankaya'ya gönderebileceğine değinen Demirtaş, mührün doğru yere basılmasıyla bir anda yeni bir sistem kurulabileceğini söyledi.
-"Yoksulluğun rengi, kimliği yoktur"
Demirtaş, Türk'ün, Alevi'nin, Ermeni'nin, Süryani'nin, Yezidi'nin, kadınların, gençlerin ve herkesin kalbinin heyecan içinde attığını belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bunu yakalamak ve yaratmak bizim için zor değil. Her yerde büyük bir heyecan var. Yoksulluğun rengi, kimliği yoktur. Yoksul gittiği devlet dairesinde hakaret görüyor. Herkes giydiği kürke göre değer görüyor. Devletler kurulduğu günden beri bu böyledir. Dönem dönem halk duruma el koyar ve kendi yöneticisini, kendisi seçer. Doğru yönetici seçilmişse halk rahat eder. Yoksa devlet her zaman, ye kürküm ye misali, kürkü iyi olandan yanadır. Bizler uzun yıllar halkların kardeşliği ve Türkiye'nin birliği için, Kürt halkının özgürlüğü için mücadele ettiysek, cumhurbaşkanı seçiminde de bu fırsatı iyi kullanmalıyız. İnsanlar kulak kabartıp bizi dinliyor. 'Bu kadar fedakar halkın içinden çıkmış hakiki bir halk adayı acaba ne yapacak' diye herkes bizi izliyor. Diğerlerinde umut ve gözlerinde fer yok. Yalandan başka hiçbir şeyleri yok. Mal varlığını açıklamış o da yalan. Verdiği beyan yalan. Bütün mal varlığı başkasının adına. Mal varlığı açıklansa kimse ona oy vermez."
Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçiminde yürüttüğü kampanyayı eleştiren Demirtaş, şöyle dedi:
"Seçimi kaybetsek de insanlığımızı kaybetmeyelim. Biz bu ilkelerimizin arkasında dimdik duralım. Adalet, eşitlik, barış, kardeşlik, emekten ve yoksuldan yana, bütün inançları kucaklayan, dürüstlük ve şeffaflık bizim ilkelerimiz. Bunlar bize seçim kaybettirecek ise yine de vazgeçemeyeceğiz. O yüzden mesele cumhurbaşkanı, bu bir kişi mevzusu değil. Bunların hepsini sorgulayacağız ve sorgulatacağız. Yeni yaşam teklifiyle gerçek kardeşliği önermek istiyoruz. Bu partiler ne zamana kadar bizi kandıracak. Bu dönem tek vücut olma dönemidir. Birlik olamayanı kuş yemi gibi tek tek yerler. Bu nedenle cumhurbaşkanı seçiyoruz. Gururla senin yanında olacak ve hakkını savunacak biri olmalı. Bu fırsatı kaçırırsak zor günler yaşarız."
Bugüne kadar verdikleri mücadele ile bu aşamaya geldiklerini, güçlerini yoksul ve emekçiyle birleştirdiklerini ifade eden Demirtaş, bir sonraki seçimde büyük bir güçle parlamentoya girerek iktidara yürüyeceklerini sözlerine ekledi.
Toplantıda, sivil toplum örgütü temsilcilerinden destek isteyen Demirtaş, konuşmasının ardından karayoluyla Bitlis'e hareket etti.