Altun, iftarın düzenlendiği Ankara Palas'tan ayrılırken gazetecilere yaptığı açıklamada, her şeyden önce Alevi camiasının inanç önderlerinin bir araya gelerek, Başbakan Erdoğan'dan sorunları ve çözümleriyle ilgili önemli mesajlar aldıklarını vurguladı.
Altun, kendilerinin de çeşitli sorunlarını dile getirdiklerini, bunların sadece Alevilerin sorunu olarak ele alınmaması gerektiğini belirterek, Türkiye'de din ve vicdan özgürlüğünün demokrat ülkeler standardı düzeyinde sağlanmasının önemine işaret etti.
Dinin 1925 yılından devletleştirildiğini savunan Altun, şöyle konuştu:
"Din devletleştirilmiştir, dergahlar kapatılmıştır, tasavvuf kavramı yasaklanmıştır. Bu zincirin kırılması gerektiğini, yine imar yasasında yalnız belli 3 tane semavi dinin ibadethanesi kabul edilmiştir. İslamın içindeki farklılıklar yok edilmiştir. Asıl meselenin Türkiye'nin genel bir sorunu olduğu dillendirildi. O zaman Alevilerin sorunları kendinden çözümlenmiş olacaktır. Kim neye inanıyorsa, hangi ibadethanede ibadet yapacaksa, kendi imkanlarıyla kendi kuruluşlarıyla bu hizmetlerini yapacaklardır. Avrupa ve dünya gelişmiş ülkeler standartlarında bizim uygulamamız gerektiğine inanıyoruz.
Yoksa cemevlerinde personele maaş verilmesi gibi basit şeyler Alevilerin sorunu değildir. Alevilerin sorunu eşit vatandaşlık, din ve vicdan özgürlüğüdür. AB normlarında da bütün insan hakları raporlarında bu husus Türkiye'nin önüne konmaktadır. O bakımdan Sayın Başbakan çok sıcak baktı. 90 yıldan beri inançla ilgili hiçbir düzenleme yapılmamış, daha da ağırlaştırılmıştır. Mesela imar yasası 1998 yılında Ecevit tarafından konulmuştur, yanlış bir şeydir. Tekke ve zaviyeler kanunu 1960 ihtilalinden sonra anayasaya konmuştur. Bunların hepsinin kaldırılması gerekir.
Altun, Erdoğan'ın Alevilerin sorunlarına yönelik bir yasa paketi ile ilgili tarih vermediğini ancak aktarılan mesajların gelecekte sorunların çözümleneceğine yönelik inançlarını arttırdığını vurguladı.
Şahkulu Sultan Dergahı Başkanı Memet Çamur da Başbakan Erdoğan'ın Alevilerin sorunlarının çözümü yönünde çaba harcanacağını belirttiğini ifade etti.
Alevilerin belirli konularda kendi arasında birlik sağlaması gerektiği yönünde Başbakan Erdoğan'ın söylemi bulunduğunu dile getiren Çamur, "Yaklaşım olarak çok ılımlıydı. Olayların çözümüne daha olumlu yaklaştı. Çözüm yolunda çaba sarf etti" dedi.
Çamur, 'Alevilere yönelik açılım, bir yasa paketi için tarih verilip verilmediği' yönündeki soruyu, "Taleplerde 10 Ağustos'a kadar bir şeylerin olması gerektiği söylendi" diye yanıtladı.
Yemeğe katılanlara yönelik eleştiriler bulunulduğunun hatırlatılması üzerine Çamur, şunları söyledi:
"Ben, arkadaşlara saygı duyuyorum. Biz sorunların konuşularak çözülmesinden yanayız. İnsanlar bir araya gelecek. Uygar toplumlarda bir araya gelerek sorunlarını yetkililerle tartışıyorlar. Bu tartışmadan olumlu sonuçlar çıkartılmaya çalışılır. Ben başka bir yöntem göremiyorum, aklıma da gelmiyor."
Çamur, cemevlerinin ibadethane sayılması ile ilgili somut sözlerin verilip verilmediği yönündeki soruya karşılık, şunları kaydedtti:
"İbadethane sayılması konusunda, bunun Müslümanları bölebileceğini, zaten insanların burayı inanç merkezi olarak gördüklerini, o şekilde sürdürüldüğünü söyledi. Kuran'da da mescidin olduğunu söyledi. Caminin sonradan yapıldığını, kuranda ilk ibadet yerinin mescit olduğunu söyledi. Daha önceki söylemlerine göre ılımlı hava egemendi. Sorunlara çözülmesi yönünde yaklaşıldı. Bu konuda bir adım dahi atılsa olumludur."