Cumhurbaşkanı Eroğlu, "20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı" dolayısıyla yaptığı açıklamada, Kıbrıs'ta varılacak bir anlaşmanın ateş çemberi halindeki Ortadoğu'da yeni umutlar yeşermesine ve dünya barışına ciddi katkı sağlayacağını belirterek, müzakere sürecindeki yeni yol haritasına Rumların da olumlu yaklaşması ve meselenin bir anlaşmayla sonuçlandırılmasını temenni ettiğini belirtti.
Bugünü doğru analiz etmeden yarınlara emin adımlarla ilerlenemeyeceğine dikkati çeken Eroğlu, "Yapacak, yapılacak çok şey vardır ama geldiğimiz noktadan gurur duymamamız için hiçbir neden yoktur" dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, sağlık, eğitim ve adalet alanlarında var olan sorunlarının ivedi olarak aşılmasına özel bir ilgi ve önem verilmesi gerektiğine işaret ederek, bu üç konudaki sıkıntıların aşılmasının halkı oldukça rahatlatacağını, huzur ve mutluluğunu artıracağını ve diğer sorunların üstesinden gelinmesine de yardımcı olacağını söyledi.
"Ne mutlu ki özgürüz, güvendeyiz, kendi devlet çatımız altında geleceğe umutla bakıyoruz. Ne mutlu ki anavatan Türkiye ile birlikte yarınlara doğru emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Ramazan ayının da tüm İslam alemine ve millete hayırlı olmasını, sonsuza dek bayramların sağlık içinde kutlanmaya devam edilmesini diledi.
Kıbrıs Türkleri için 20 Temmuz 1974 öncesinin zifiri karanlık olduğunu, o zamanlar önlerini göremediklerini ifade eden Eroğlu, 15 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen Rum-Yunan askeri darbesiyle Kıbrıs'ın adım adım Yunanlaştırılmak istendiğini, adanın Yunanistan'ın tam tahakkümü altına sokularak Megalo İdea'nın gerçekleştirilmek istendiğini ama bunun başarılı olamadığını vurguladı.
- "20 Temmuz sabahı aydınlığa, güvenliğe kavuştuk" -
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 20 Temmuz sabahı aydınlığa, güvenliğe kavuştuklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Adım adım insancıl, barışçı yaklaşımlarla konuya yaklaştık ama olmadı. Kıbrıs'taki EOKA-B Örgütü, Yunan Cuntası ile birlikte 21 Aralık 1963'te yapılamayanı başarmak ve Kıbrıs'ı Yunan egemenliği altına sokmakta ısrarlı idi. Anavatan Türkiye'nin diğer garantör ülke İngiltere'den destek alamayacağı, Amerika Birleşik Devletleri'nin ise tıpkı 1964'teki gibi Kıbrıs'a bir Türk müdahalesine engel olacağı düşüncesi içinde hareket ettiler. Türk İstiklal Harbi'nde olduğu gibi hep yabancı güçleri yanlarına alarak yayılımcı emellerini gerçekleştirebileceklerini sandılar. Ama bu kez karşılarında Rum-Yunan ikilisine boyun eğmemekte kararlı, hazırlığını geçmişten de dersler çıkararak yapmış bir anavatan Türkiye vardı. Kıbrıs Türk liderliği ve halkımız ısrarla bu kez müdahale edilmesinin şart olduğunu vurguluyor ve herkes gözünü kuzeye, gökyüzüne çevirmiş bekliyordu."
İngiltere'nin garantör ülke olmasına, gerçekleri bilmesine rağmen üzerine düşenleri yapmadığını dile getiren Eroğlu, şöyle devam etti:
"İngilizler, bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali, üslerine zarar gelmediği sürece olayları sadece seyretmekle yetindi. İngilizler, EOKA-B ile Yunan cuntasının Enosis için binlerce Rum'u öldürecek, Rum lider Başpiskopos Makarios'u öldürmeye teşebbüs edecek kadar gözü kara olduklarını görmesine, bilmesine rağmen ortak müdahaleden kaçındı. Diğer büyük güçler de sorunu giderecek, Kıbrıs Türk halkının güven duyacağı bir tavır ortaya koyamadı. Anavatan Türkiye, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümeti, milletin sesine kulak vererek tam bir beraberlik içinde Kıbrıs Barış Harekatı için karar aldı. Bu, Kurtuluş Savaşı sonrası Türk tarihinin en onurlu, en doğru kararlarından biridir."
- Barış Harekatı, dünya tarihine örnek bir harekat olarak geçti -
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, askeri açıdan Kıbrıs Türk Barış Harekatı'nın dünya tarihine örnek bir harekat olarak geçtiğini ifade ederek, siyasi tarihe ise Kıbrıs'ta kalıcı barışın temellerini atan bir harekat olarak geçeceğini söyledi.
Anavatan Türkiye'nin Kıbrıs Türk halkının talebine uyarak bir askeri harekat kararı verirken kendisine umut bağlayan kardeşlerini asla yalnız bırakmayacağını ortaya koyduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türkiye'nin Kıbrıs'a çıkarma yapma kararı vererek bölgedeki diğer aktörlere "Burada ben de varım. Beni yok sayarak bir adım atmanıza asla izin vermem" dediğini vurguladı.
Eroğlu, o dönemde Kıbrıs Barış Harekatı'nın kararını veren Türk milletine, TBMM'ye, dönemin hükümetine, merhum Başbakan Bülent Ecevit'e, merhum Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan'a, harekatı gerçekleştiren kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri ve Barış Harekatı komutanları ile onlarla omuz omuza çarpışan kahraman mücahitlere, anavatan Türkiye'nin söz konusu kararı alması için olağanüstü bir çaba gösteren merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a, dönemin Cemaat Meclisi üyeleri ile Kıbrıs Türk Yönetimi üyelerine, diğer tüm yetkili ve ilgililere Kıbrıs Türk halkı adına teşekkür etti.