Partisinin Manisa İl Başkanlığınca düzenlenen iftara katılan Arınç konuşmasında, ramazan ayının Türkiye'de huzur içinde geçmesine rağmen Irak, Suriye, Gazze, Filistin, Afganistan, Pakistan ve Myanmar'da Arakan Müslümanlarının bulunduğu yerde, tüm dünya coğrafyasında Müslüman olmaları nedeniyle zulüm gören, vahşice öldürülenler olduğunu söyledi.
Gazze ve Filistin'de kucaklarında çocuklarıyla, toplardan, bombalardan kaçanlarla dayanışma içinde olduklarını ifade eden Arınç, "Allah, onlara yardım etsin, zulümlerden bir an evvel kurtarsın, zalimleri kahretsin, Müslümanlara beraberlik versin, fitne ve nifaktan sakındırsın, bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin tuzaklarını, başlarına geçirsin" dedi.
Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul'daki iftarda Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile buluştuğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Filistin'deki Müslümanların da Gazze'dekilerin de Suriye ve Irak'takilerin de gözü Türkiye'dedir, bütün dünyanın gözü burada olduğu gibi. Tek kurtarıcı, yardım edici, ızdıraplarına kulak veren Türkiye'yi görüyor. Niçin başka ülkelerden medet beklenmiyor, başka ülkelerin insanlarına ümit beslenmiyor da her şey Türkiye'den bekleniyor. Tek başına kalsak da Türkiye tüm bu ızdıraplara elinden geldiğince koşuyor, cevap vermeye çalışıyor. Çok şükür Müslüman milletimiz, yüzyıllar boyunca Hakk'ın bayrağını hiç yere düşürmeden taşıdı, İslam'ın izzetini temsil etti, milletimizin kahramanlıklarıyla yine milyarlarca insanın umudu haline geldi."
Filistin'e yardımların başladığına işaret eden Arınç, şunları söyledi:
"Bir yandan diplomaside ateşkesi sağlamak ve haksızlık yapanlara fırsat sormak üzere tüm dünyaya adeta haykırıyoruz. Sesimizin çok yankılandığını söyleyemiyorum. ABD duyarsız, İsrail'in kendisini koruduğu iddia ediyor. Almanya duyarsız, Merkel 'İsrail'in yaptığı doğrudur' diyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplanıyor, bir kınama kararı bile çıkmıyor. Tüm bunlar acıdır ama daha acı olan, Müslümanların bu ızdıraplarına duyarsız kalan, birilerinin helak olmasından kendi iktidar ve diktatörlükleri için adeta sevinç duyan, adı Müslüman ülkelerin yöneticileri de var. Tek başınayız, her zaman zalimden değil, mazlumdan, mağdurdan, güçlüden değil, haklıdan yana olduk, her zaman böyleydik, böyle olacağız."
- Cumhurbaşkanı seçimi
Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan'ın ilk turda halk tarafından ilk kez seçilen cumhurbaşkanı olacağına inancını dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:
"7 yıl önce 367 gibi ucubeyle karşılaştık. Geçen sürede cumhurbaşkanını halk seçmelidir diye anayasayı değiştirdik. Önümüzdeki seçim, siyasi paradigmada da önemli değişikliktir. Sayın Abdullah Gül meclis tarafından seçildi ama önü kesilen, engellenen, hor görülen, eleştirilen ve cumhurbaşkanlığına layık görülmeyen bir insanken, çok şükür direncimizle cumhurbaşkanı seçilmişti. Şimdi artık Türkiye'de halkın oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı, bütün yetkilerini en güçlü biçimde kullanacak ve cumhurbaşkanlığı, artık bir temsil makamı olmasının ötesinde, adeta icraya yol gösteren, icrayla birlikte ülke sorunlarına çare aramaya çalışan nokta olacak."
Başbakan Erdoğan'ın, AK Partili 311 milletvekilinin tamamının imzasıyla aday gösterildiğine dikkati çeken Arınç, şunları kaydetti:
"Diğer adaylara da elbette kendi alanlarındaki çalışmalarında, özellikle kendi şahıslarına ilişkin söyleyecek bir şey ifade etmekten kaçınıyoruz. Başbakanımızın cumhurbaşkanı olması noktasında, nedenini, niçinini sorduğumuzda, çok basit olay karşımıza çıkıyor. Adayımız 12 yıldan bu yana başbakanlık yapıyor, AK Parti'nin kurucusudur, geçmişte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Türkiye'nin 2002'den bu yana geldiği nokta bellidir. Aralıksız iktidar ve başbakan olmuştur. Bu, siyasi istikrardır. Bu sürede Türkiye ekonomik açıdan ilerlediyse bunun en baştaki sebebi, sayın Başbakanımız olmadır. Herkes elini vicdanına koymalıdır. Bu başarılarda kimin payı var diye düşünmeli ve vefa göstermelidir. Milletimizin vefa duygusunun çok yüksek olduğuna inanıyorum. İnsanımızın, bu başarılı başbakanı, hazır elimize fırsat geçmişken, 12 yıldan sonra Türkiye'nin en önemli noktasına taşımanın bir vefa borcu olduğunu düşünmesi lazım."
Başbakan Erdoğan döneminde gerçekleştirilen başlıca yatırımları anlatıp, kişi başına milli gelirin 2 bin dolardan 12 bin 500 dolara, üniversite sayısının 76'dan 175'e çıktığını, 2012 küresel krizinden etkilenmeyen Türkiye'nin, IMF'ye borç verir hale geldiğini kaydeden Arınç, "Dünyanın her yerinde bunu başaranlar alkışlanır ve daha iyi görevlere layık görülür" dedi.
Arınç, Türkiye'de terörün sona erdiğini, insanların kıyafetlerinden dolayı artık aşağılanmadığını, toplumsal barışın oluşturulduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Dört partisi kapatılmış biri olarak söylüyorum, Allah dediğiniz her yerde suçlanıyor, başörtüsünü savunduğunuz için her yerde birinci sırada sanık listesine konuluyordunuz. Bunların hiçbiri kalmadı. Merve Kavakçı'ya dışarı diye bağıranların hepsi, şimdi dışarıda kaldı. Nefret suçunu en büyük ceza olarak koyduk. Görüş gününde cezaevinde Türkçe dışında konuşmasın diye sırtına jop verilenlerin ızdırabı sona erdi. Bu ülke bizim. Bin yıldan beri etnik kökenimiz farklı olsa da bu topraklarda biz kardeşiz. Kolay olmadı bunlar. Zor işlerin adamı, bugün cumhurbaşkanı olmaya niyetlenmiş. Büyük insanı seven Anadolu, fakirlerle kimsesizlerle birlikte olan insanı da cumhurbaşkanlığına layık görecektir."
Kumsalda oynayan çocukların, kundaktaki bebeklerin, anne ve babalarının üzerine bomba atan İsrail'in, terör uyguladığını vurgulayan Arınç, "Diplomatik kanalları işletmekten, gönlümüzün orada olduğun ifade edip elimizde avucumuzda ne varsa göndermekten başka bir şey yapamıyoruz. Yüreğimizin yarısı Gazze'deki kardeşlerimizle" ifadelerini kullandı.
Arınç, ABD, Almanya, batı ve Müslüman Arap ülkelerini büyük kısmının İsrail'in saldırılarına duyarsız kaldığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"İsrail, çalınmış vatan üzerinde kuruldu. Filistin topraklarına İsrail devleti kurmak için yüzyıllar boyu çalıştılar. Abdülhamid'i tahttan indiren bunlardı. Abdülhamid toprak vermedi, düşürülürken 'En büyük suçun bu oldu' dediler. Arkası da kötü geldi. İsrail'i ilk tanıyan ülkelerden biri de 1948'de Türkiye oldu. İsrail zulmetmesin, oradaki insanları öldürmesin noktasında tedbir alınması lazım. Bunu sadece Türkiye söylüyor. Hiç kimse bunlara karşı ağzını açamaz, çünkü bunlar mali piyasalarda, medyada, hükümetlerde güçlüdür. İsrail'in yaptığı hataları diline dolayacak tek siyaset adamı dünyada çıkmamıştır ta ki Recep Tayyip Erdoğan'a kadar."
- "One minute" olayının etkilerini anlatırken duygulandı
"Bir vefa borcu olarak, hepimizin hakkını helal etmesi için gereken çok önemli bir sebep söylüyorum" diyen Arınç, şunları anlattı:
"Tam 5 yıl önce Davos'taki görüşmelerde, İsrail cumhurbaşkanı biraz yüksek sesle atıp tutuyor. Başbakan Erdoğan, elini kuvvetle vurarak sunucuya 'Konuşacağım' diyor. 'Bitti' diyorlar, 'Konuşacağım' diyor. One minute, oradan çıktı. Adamın neredeyse suratına vuracak, eline vuruyor ve konuşmaya başlıyor. Ne diyor yanındaki İsrail cumhurbaşkanına, 'Sesini çok yükseltme, benim hoşuma gitmiyor. Siz katilsiniz ancak insan öldürmesini bilirsiniz' diyor. 5 sene öncesine değil, 20, 40, 50 sene öncesine gidin, dünyada hiçbir insan çıkıp da yanındaki İsrail cumhurbaşkanına 'katil' diyememiştir. Zalimlere karşı hakikati haykırmak çok şükür, içimizden birine nasip oldu, o da Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan."
Arınç, bu olayın ardından Türkiye'den yurt dışına gidenlerin her zaman alkış, takdir ve gözyaşlarıyla karşılandığını belirterek, kalabalık grupla umreye giden tanıdığının, hesabı ödemek istediğinde, Türkiyeli oldukların öğrenen iş yeri sahibinin "Sizin hesabınızda Davos'ta ödendi" cevabı vermesini, duygulanarak anlattı.
"Cihadın üstün olanı, zalim sultana karşı hakikati söylemektedir. 'Sen zalimsin' diyebilmiş insan cumhurbaşkanı adayı olmuşsa ona 'cumhurbaşkanım' demek, hepimiz için büyük şereftir" diyen Arınç, şöyle devam etti:
"Benim cumhurbaşkanı adayımı 77 milyon insan tanıyor. Toplumun belli kesiminde sevmeyen insanlar da olabilir ama sevmemek, yaptıklarını takdir etmemek değildir. Cesur, kararlı, inançlı, fakirden, milletten, ezilenlerden yana, mutlaka diyeceklerdir. Bizim bilinmeyen tarafımız yok. Biz meşhur bir insanı getirip, mazisi karanlık insanları getirip cumhurbaşkanı adayı yapmadık. Oradan buradan oy devşirelim de ola da bir karambolde çıkarız, o karambolde çıkarız diyenlerden aday göstermedik. Adıyla sanıyla sülalesiyle yaşadığıyla eşiyle çocukları yaptıkları yapamadıklarıyla, okuduğu şiirden dolayı 4,5 aylık mahkumiyetiyle halkın kahramanı olmuş insandan bahsediyoruz. Türkiye'nin cumhurbaşkanlığına işte böyle biri layıktır, Allah da nasip etsin."
Arınç, Başbakan Erdoğan'ın seçilmesinin ardından partinin başına kimin geçeceğiyle ilgili ise kimsenin endişe etmemesi gerektiğini sözlerine ekledi.
İftara, AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber de katıldı.