Soylu, AK Parti Temmuz Ayı İl Danışma Meclisi Toplantısına katılmak için geldiği Isparta'da, partisinin il başkanlığını ziyaret etti. Mimar Sinan Caddesi'ndeki esnafı gezen ve vatandaşlarla sohbet eden Soylu, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığı için destek istedi.
Daha sonra toplantının yapılacağı Süleyman Demirel Kongre ve Kültür Merkezi'ne geçen Soylu, burada yaptığı konuşmada sadece insanların değil memleketlerin, milletlerin de hayalleri olduğunu, bunların tüm milletin ortak hayalleri olduğunu söyledi.
Türkiye'nin çok zorluklardan geçtiğini, çok büyük savaşlar gördüğünü anlatan Soylu, bir tarih yazmaya kalkışıldığında birilerinin millete "siz yönetemezsiniz", "siz kendi geleceğinizi oluşturamazsınız" dediğini kaydetti.
Geçmişte bu milletin ezilmeye çalışıldığını, milletin yaşama ülküsünün, zenginliklerin elinden alınmaya çalışıldığını ifade eden Soylu, demokratik bir hayata adım atılmaya kalkışıldığından engellemeye çalışıldığını, amacın milleti yönetimden uzaklaştırmak olduğunu dile getirdi. "Milletin sevdiği adamları milletin elinden almaya çalışıldığını" vurgulayan Soylu, Adnan Menderes'e büyük iftiralar atıldığını, Menderes'in kasasına kadın iç çamaşırları konulduğunu, bu şekilde bir sapkın ortaya çıkarmaya çalıştıklarını kaydetti.
Milletin 60 gramlık oy pusulası ile geleneklerine, göreneklerine, inançlarına sahip çıktığını dile getiren Soylu, ötekileştirmeye çalışanlara bu şekilde cevap verdiğini anlattı.
Soylu, milletin iradesine rağmen bazılarının ülkeyi karıştırmaya devam ettiklerini, çocukları sağcı-solcu, vatandaşları Alevi-Sünni, irticacı-laik, Türk-Kürt diye ayrıştırmaya, bu şekilde milletin enerjisinin, bir araya gelmesini engellemeye çalıştıklarını kaydetti. Bütün bunların bir proje olduğunu, bu projede 27 Nisan, 28 Şubat, 1980 darbesi, 1971 muhtırası, 1960 darbesi, Menemen ve Dersim olaylarının da bulunduğunu vurgulayan Soylu, projede Anadolu'da birliği bozan, Anadolu'yu kendilerinin yönetmek istediği bir kadronun olduğunu ifade etti.
AK Parti'nin 13 yıldır, bu projeye karşı büyük bir direnç ortaya koyduğunu dile getiren Soylu, şöyle konuştu:
"Bu direnci sadece iktidarda kalmak için ortaya koymadık, sadece hizmet etmek için ortaya koymadık, sadece hastane yapalım diye koymadık, sadece 175 üniversitesi ile 81 vilayetimizi şereflendirmek için ortaya koymadık, bu direnci Marmaray'ı yapmak için ortaya koymadık. Bizim 300 yıllık bir hayalimiz var. Bu hayalin peşinden koşuyoruz. Başbakanımız inşallah Cumhurbaşkanı olacak. Recep Tayyip Erdoğan, 21'inci asrın başında bu hayali kazandırdı. Güçlü, yeni, özgür Türkiye. Bu medeniyetin bütün varlıklarını, etrafındaki coğrafya ile bütünleştirebilecek bir Türkiye. Biz bu toprakların zenginliğine inanıyoruz. Bugün Gazze'de yaşananların ne olduğunu biliyoruz. Gazze'de 260 masum insan katledildi. Bugün, tarih her anında kara leke olarak adlandırılacak bir olaya tanıklık ediyoruz. Hem de 21'inci yüzyılın başında, küreselleşmenin, iletişimin en üst noktaya geldiği bir çağda buna şahitlik ediyoruz. İnsanların ölümünü canlı canlı seyrediyoruz. Bir zulmü, bir vicdansızlığı, bir insanlık dışı dramı canlı canlı seyrediyoruz. Bunu Batı da, Mısır da seyrediyor."
- Cumhurbaşkanlığı seçimi
Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine de değinen Soylu, güçlü bir Türkiye'nin güçlü bir aktöre ihtiyacı olduğunu belirtti.
Soylu, "Bir Cumhurbaşkanı adayı var. Paralelci onla beraber, Aydın Doğan onunla beraber, Kılıçdaroğlu onunla beraber, Bahçeli'ye ne demeli? Bahçeli de onunla beraber doğru mu? Bu Bahçeli ve Kılıçdaroğlu zaten bir yaraya merhem olsalardı, kendilerine merhem olurlardı. Buldukları adam kime benziyor biliyor musunuz? Söyleyeyim. Ben bu milletin bir evladı olarak utanıyorum. 12 yıldır bu ülkede Başbakanlık yapmış, dünyanın her tarafında ay yıldızlı bayrağımızı, bizim ezanımızı, bütün değerlerimizi onuru ile temsil etmiş bir adamın karşısına bula bula soysal medya da Bahattin gibi bir tip var, onun gibi bir adam çıkarmışlar yazıklar olsun. Biz isterdik ki Başbakanımızın karşısına daha güçlü, kuvvetli, kudretli, mücadele ettiğimizde kora kor mücadele eden, bizim ortaya koyduğumuz sözleri, sonuna kadar bir şekilde takip edebilecek biri olsun. Bir var bir yok adamlardan ne Türkiye'ye ne de dünyaya bir fayda gelir" diye konuştu.
"Bunların dertleri Türkiye'yi eski günlerine döndürmek" diyen Soylu, şöyle devam etti:
"Hürriyet gazetesinde Aydın Doğan'ın maaşlı bir elamanı var. Bir gün iş takipçisi, bir gün sosyolog, bir gün tarihçi, bir gün ekonomist ama esas adı bukalemun adam. Bugün köşesinde yazmış; Çünkü kapatamadılar. Çünkü milletin sesi olan siyasi partiyi, bu büyük mücadele anlayışını tasfiye edemediler, zayıflatamadılar, küçültemediler. Diyor ki galiba AK Parti bir şekilde bölünecek. Dur, galiba açıkta kaldın bu gece. Bu tip adamlar var. Bu adamlara kaşarlanmış fitneci diyorum. Bunlar nasıl bir Cumhurbaşkanı istiyorlar biliyor musunuz? Aydın Doğan'ın kapısına pijama ile karşıladığı bir Cumhurbaşkanı istiyorlar."
Türkiye'nin son 12 yılda çok önemli noktalara geldiğini ifade eden Soylu, "Hedeflerimiz tektir. Hedeflerimiz 2023'tür, hedeflerimiz 2053'tür, hedeflerimiz 2071'tir. Hedeflerimiz demokrat, müreffeh ve öncü bir Türkiye'dir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimini 13 yüzyıllık hayalle yeniden buluşmanın en önemli adımı olarak kabul ettiklerini anlatan Soylu, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin her tarafından 30 Mart seçimlerinden önce anlatmaya çalıştık. 30 Mart Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en önemli adımlarından birisidir dedik. O Kılıçdaroğlu afra satıyordu, tafra satıyordu, ne oldu. Hani bu ülkenin Başbakanı kaçıyordu. 30 Mart'tan önce başka ülkelere gidiyordu. Ey Kılıçdaroğlu Cumhuriyet tarihi senin kadar yalancı ve ahlaksız bir siyasetçi görmedi ve görmeyecek. Önüne koyuyorlar yazıyorlar, sabahtan akşama kadar bu ülkenin Başbakanı'na hakaret ediyor. Bir ülkede taş üstüne taş mı koydun, bir çivi mi çaktın? Bir hastane mi yaptın? İnsanlarımızın özgürlüklerine ait bir adım mı attın? Dün bu ülkeyi kutuplaştırırken, insanlarımızı ötekileştirirken, bir tarafta Türk-Kürt derken, bir tarafta Alevi-Sünni derken, 'aman bize bundan ne fayda gelir, biz bundan ne elde ederiz' anlayışı içinde oldun. Bu ülkede başörtülüler üniversiteye giremiyorlardı, kamuda görev alamıyorlardı. Türkiye'nin yüzde 50'si olan kadınlar Meclis'te kendi kıyafetleriyle özgür bir şekilde duramıyorlardı. Kuran-ı Kerim öğrenmek isteyenler 28 Şubat'ın yasaklarının duvarlarıyla karşılaşıyordu. Ağırlarına gidiyor tabi. Türkiye bütün zenginliklerine, değerlerine kavuşuyor. Başbakan Erdoğan ve kadrolarıyla beraber kavuşuyor. Elbette hakaret edecekler, iftira atacaklar, telefon dinleyecekler, montaj, şantaj yapacaklar. Millet 30 Mart'ta olduğu gibi onları sandığın dibine çökertecek."
Halkın ilk kez Cumhurbaşkanı'nı seçeceğini ifade eden Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İlk kez devleti, bu millet ele geçiriyor. Onun için top yekun eski Türkiye unsurları bir araya geldiler. Faiz ortakları, eski Türkiye'nin unsuları, Türkiye'nin bölünmesinden, parçalanmasından, zayıflamasından medet umanlar ilk kez bir araya geldiler. Bir yıkım ekibi, şer ittifakı olarak çalışıyorlar. Ama tarih bunun hesabını soracaktır. Çünkü millet dimdik ayakta durmaktadır. Çok gayret gösterip, çok çalışmalıyız. Çok mücadele etmeliyiz. Sahayı sadece Başbakanımıza bırakmamalıyız. AK Parti'nin rakibi bugün ikinci sırada gösterilen aday değildir. İsmini söyleyemiyorum çünkü bazen hatırlayamıyorum kusura bakmayın. Kampanyanın sonuna doğru belki hatırlarım. Şapkadan adam çıkartıp, zekamızla dalga geçmeye çalışıyorlar. Bizim rakibimiz yüzde 49.9'tur. Bizim rakibimiz bugün ne söylediğini anlamadığımız kişi değil, Diyarbakır'da başka konuşan, İstanbul'da İstanbul sosyetesine yaranmaya çalışan çakma sosyetik Selahattin Demirtaş hiç değil. Çözüm süreci Erdoğan'a bağlı değilmiş diyor. Yapsaydınız. Orada neler yaptığını, hangi huzursuzlukları meydana getirdiğini bilmiyor muyuz? Şimdi kendi bir şekilde pazarlamaya çalışıyorsun. Aydın Doğan'ın kanatları altına girmişsin çözüm üretmeye çalışıyorsun. Biz ne olduğunu bilmiyor muyuz?"
Soylu, konuşmasının ardından partililerle birlikte iftar yaptı, çeşitli ev ziyaretlerinde bulundu.