Şimşek, "Makro Ekonomik Gelişmeler ve Ocak-Haziran 2014 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları" konulu basın toplantısında, bu yıl gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme anlamında dünya ekonomisine katkısının birbirine yakın olacağını dile getirdi.
Gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın büyümeyi destekleyici nitelikte olduğunu kaydeden Şimşek, şöyle konuştu:
"Dünya ekonomisinin önemli motorlarından biri ABD'dir. Buraya baktığımız zaman toparlanma süreci devam ediyor. İlk çeyrekte hava koşullarının bir sonucu olarak bir zayıflama söz konusuydu ancak şubat ayından bu yana öncü göstergelere ve istihdama ilişkin verilere baktığımız zaman ABD ekonomisinde bir iyileşme yaşanıyor ve muhtemelen de bu yılın ikinci yarısında devam edecek. Zaten bu toparlanmaya paralel olarak Amerikan Merkez Bankasının (Fed) tahvil alım sürecini ekim ayında bitirmesini öngörüyoruz. Piyasaların da öngörüsü o şekilde ancak kısa vadede bir faiz artışı henüz öngörülmüyor. Faiz artışı olursa küresel ekonomi açısından önemli bir risk."
Avro Bölgesi'nde de toparlanma olduğunu belirten Şimşek, borç sorunu olan ülkelerde toparlanmanın zayıf seyretmesine karşın yılın ikinci yarısında AB ekonomisinin daha hızlı toparlanma sürecine gireceğini öngördüklerini söyledi. Şimşek, AB'deki kredi koşullarında iyileşme yaşandığını ve Avrupa Merkez Bankasının (ECB) hala parasal gevşemeye gitme ihtimalinin bulunduğunu kaydetti.
- "Jeopolitik gerginlikler küresel ekonomi için risk"
Gelişmekte olan ülkelerde büyümenin geçmiş yıllara göre daha ılımlı olduğunu ifade eden Şimşek, yılın ilk çeyreğinde bir çok gelişmekte olan ülkede büyümenin oldukça yavaşladığını dile getirdi.
Gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın gelişmekte olan ülkelerin mallarına talebi artıracağı için yılın ikinci yarısında büyümeyi daha destekleyici bir resim tahmin ettiklerini anlatan Şimşek, özellikle ECB'nin parasal genişleme programını başlatmasının gelişmekte olan ülkelerdeki finansal koşulları olumlu etkileyeceğini söyledi.
Küresel ekonomiye ilişkin riskler hakkında değerlendirmelerde bulunan Şimşek, "Şu anda en önemli risk jeopolitik gerginliklerdir. Jeopolitik gerginlikler küresel ekonomiye ilişkin riskleri aşağı yönlü belirleyici bir noktada. Özellikle Ukrayna, Irak, son dönemde Ortadoğu'da İsrail kaynaklı gerginlikler söz konusu. Bu sorunların derinleşmesi küresel ekonomi açısından bir risktir" dedi.
- "Büyüme hedefimizi tutturabiliriz"
Türkiye ekonomisinin yerel seçimler, 17 Aralık süreci, makro ihtiyati tedbirlere rağmen yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,3 büyüdüğünü anımsatan Şimşek, ihracat, sanayi üretimi, kapasite kullanımı gibi verilere bakıldığında büyümenin makul şekilde sürdüğünü ifade etti.
Yerel seçimlerin ardından tüketici ve reel kesim güven endekslerinde iyileşme yaşandığını hatırlatan Şimşek, "Yılın ikinci yarısında, siyasi istikrarın pekişmesiyle birlikte, para politikasındaki göreceli gevşemeyi de dikkate alırsak iç talepte de bir miktar toparlanma gündeme gelebilir. Tüm bunlar büyümeyi destekleyici hususlar" diye konuştu.
Türkiye ekonomisine ilişkin risklere değinen Şimşek, "Irak kaynaklı jeopolitik gerginlikler, Türkiye'nin büyüme görünümü üzerinde aşağı yönlü bir baskı unsurudur. Bu tür gelişmeler yatırım ortamını, finansal koşulları olumsuz etkileyebiliyor" diye konuştu. Şimşek, buna karşın, AB ekonomisindeki toparlanmanın Irak'ta yaşanan gelişmelerin etkisini telafi edecek nitelikte olacağını belirtti.
Türkiye ile ilgili aşağı ve yukarı yönlü risklerin dengeli olduğunu düşündüklerini kaydeden Şimşek, "Irak ile ilgili uç risklerin gerçekleşmemesi halinde ki böyle bir senaryomuz yok, yıl sonu için öngördüğümüz yüzde 4'lük büyüme hedefimizi tutturabileceğimize inanıyoruz" ifadesini kullandı.
- İşsizlik rakamları
Ekonomik büyümenin en önemli destekleyicilerinden birinin istihdam olduğunu anlatan Şimşek, nisan ayında iş gücüne katılım oranının yüzde 50,7 ile rekor düzeyde gerçekleştiğini söyledi.
İş gücüne katılım oranındaki artışa karşın işsizliğin yüzde 9 gibi nispeten düşük seviyeye indiğini dile getiren Şimşek, "Son 12 ayda Türkiye ekonomisi net olarak 1,4 milyon istihdam artışı sağladı. Bu çok ciddi bir rakam. İstihdamdaki bu artış Türkiye'deki büyümeyi destekleyici niteliktedir" değerlendirmesinde bulundu.
- "Cari açıktaki daralma sürecek"
2014 yılında dengeli seyreden ekonomik büyümenin cari açığın da daralmasına yol açtığını anlatan Şimşek, geçen yıl cari açığın 65,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini anımsattı.
Mayıs ayı itibarıyla 12 aylık cari açığın 52,6 milyar dolara gerilediğine işaret eden Şimşek, "Bu, orta vadede öngördüğümüz 55,5 milyar dolarlık tahminin oldukça altında. 2014 yılında gerek iç talepteki ılımlı genişleme gerek rekabetçi kur, dış talebin güçlenmesi ve altın ithalatının normalleşmesi ile cari açıktaki daralmanın bir miktar daha devam edeceğini ve Orta Vadeli Programdaki öngördüğümüz hedefin oldukça altında bu seneyi kapatacağımızı öngörüyoruz" dedi.
Türkiye'de şu an sıkı para politikasının uygulandığını belirten Şimşek, makro ihtiyati tedbirlerin iç talebi sınırladığını kaydetti. Bundan dolayı enflasyonun düşüş trendini devam ettireceğini kaydeden Şimşek, yıl sonunda enflasyonun Merkez Bankasının tahminleri çerçevesinde gerçekleşeceğini öngördüklerini bildirdi.
(Sürecek)