İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde geçtiğimiz ay görülen karar duruşmasında savcısı Fatih Genç sanık Can Kayı'nın beraati yönünde mütalaa verirken, mahkeme heyeti oy çokluğuyla sanığı ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti. Ardından cezayı "olası kasıt" sebebiyle müebbet hapse çeviren heyet, sanığa, silah taşıması, sabıka kaydının bulunması ve başka birinin tutuklanmasını sağlaması nedeniyle indirim maddelerinin uygulanmamasına hükmetti.
Mahkemenin 25 sayfalık gerekçeli kararında, sanığın olay gününün gecesi maktul çocuğun oyun oynadığı parkın yakınlarında tespit edilemeyen bir nedenle silahıyla ateş ederek farkına varmadan "serseri kurşun" diye tabir edilen şekilde çocuğun ölümüne sebebiyet verdiği, çocuğun öldüğünü bilmeyen sanığın silahı sonraki bir tarihte başka bir olayda da kullanması üzerine yakalandığı belirtildi.
Sanığın duruşmalarda çelişkili ifadeler kullandığı, tabancanın sanığın iddia ettiği gibi bilinmeyen kişi ya da kişilerce İzmir'de kullanıldıktan sonra Rize'ye gönderilip, sonra tekrar satılarak kargoyla sanığa gönderilmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, her gün en az 15-20 telefon görüşmesi yapan sanığın olayın ertesi günü hiçbir telefon görüşmesi yapmamasının kuşkulu bir durum olduğu ifade edildi.
-Savcı: "Somut delil yok"
Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından Cumhuriyet Savcısı Fatih Genç, kararı temyiz etti.
Savcı temyiz dilekçesinde sanığın savunmasında silahı Umut Ceylan'ın ölümünden sonra satın aldığını belirttiğini, satın aldığını iddia ettiği kişilerin duruşmada verdikleri ifadede sanığa silah değil bal gönderdiklerini söylediklerini, ancak yapılan araştırmada bu kişilerin bal ticaretiyle uğraşmadığının anlaşıldığını hatırlattı.
Sanığın ısrarla tabancanın kendisine olaydan sonra geldiğini iddia ettiğini, kargı kayıtları, banka kayıtları ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde de bu savunmanın aksinin ispat edilemediğini kaydeden savcı, sanığın cep telefonu HTS kayıtları, sanık savunması ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın ateşli silah menzili kapsamında olacak şekilde olay yerine yakın bir yerde bulunduğuna ilişkin somut delil tespiti yapılamadığını belirtti.
Savcı Genç, sanığın suçu en fazla olası kasıtla gerçekleştirmiş olduğu göz önüne alındığında sanığın olaydan sonra telefonla görüşmemesinin bilinçli olduğunu söylemenin ise mümkün olmadığını bildirdi.
Sanığın "nitelikli adam öldürme" suçunu işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeterli, kesin, somut, inandırıcı delil elde edilmediğinden beraati yönünde karar verilmesi gerekirken, müebbet hapis cezasıyla cezalandırıldığını hatırlatan savcı, kararı temyiz etti. Sanık avukatı Ersin Gülsoy da kararın temyizi için Yargıtay'a başvurdu.
-Olayın geçmişi
Karabağlar ilçesinde, 27 Ağustos 2012 tarihinde rastgele açılan ateş sonucu beline kurşun isabet etmesiyle ağır yaralanan Umut Ceylan, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti. Yapılan balistik incelemede çocuğun ölümüne neden olan kurşunun, olayın ardından başka bir suç kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan ve "uyuşturucu kullanma, yaralama, hırsızlık" gibi suçlardan kaydı bulunan Can Kayı'da ele geçirilen silahtan çıktığı belirlenmişti.
Sanık Kayı, yargılama sürecinde bu suçtan tahliye edilmiş, "Cinayete teşebbüs ve ruhsatsız silah bulundurmak" suçlarından yargılandığı başka bir davada 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış olması nedeniyle cezaevinde kalmaya devam etmiş, karar duruşmasında müebbet hapis cezası verilmesi üzerine sanığın tekrar tutuklanmasına hükmedilmişti.