Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Cumhurbaşkanı seçimine doğru

Cumhurbaşkanı seçimine doğru

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-07-12 12:03:10

Cumhurbaşkanı seçimine doğru
HDP'nin cumhurbaşkanı adayı ve Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bugün Aleviler, Türkiye toplumunun en dinamik demokrasi gücü, ilerici gücü olarak Türkiye siyasetinin belirleyicisi noktasındadır" dedi.

Demirtaş, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili görüşmeleri çerçevesinde Serçeşme Cemevinde Alevi kurumları temsilcileriyle bir araya geldi.

Geliş amacının destek istemek olmadığını belirten Demirtaş, Alevi inancının çok köklü bir tarihi olduğunu, bir siyasete, adaya ya da bir döneme hapsedilemeyecek kadar geniş bir felsefeye sahip olduğunu dile getirdi.

Demirtaş, iki nedenle söz konusu ziyareti gerçekleştirdiğini kaydederek, "Birincisi cumhurbaşkanı adayıyım ama bu vesileyle bu kampanya içerisinde bir kez daha tarihi köklü bir sorun olarak halen Türkiye Cumhuriyeti devletinin, hükümetlerinin önünde duran Alevi toplumunun sorunu bir kez daha gündemde olsun istedim. İkinci geliş nedenim elbette ki Alevi toplumunun Türkiye demokrasisi, özgürlük, barış mücadelesine sunduğu katkılardan dolayı teşekkür etmek amacıyladır" diye konuştu.

Alevi toplumunun her 3 adayla ilgili en doğru tartışma yürütecek ve kararı verecek birikim, deneyim, akıl ve vicdana sahip olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Bu doğrultuda verilecek her türlü karar, benim açımdan çok saygın ve değerlidir. Çünkü siyasetçiler olarak biz, geldiğimiz gelenek itibarıyla şahsen bu mücadeleyi yürütürken şuna inandım. İnsanı merkeze koymayan, insan kimliğini merkezde tutmayan hiçbir anlayışın bu topraklarda barışı gerçekleştirme şansı yok. Çünkü özellikle de Alevi inancının felsefesine, yaşam tarzına bu kadar uygun bir çözüm modelinin bu topraklarda hala gerçekleşmemiş olması da siyasetçiler olarak bizim eksikliğimizdir" ifadesini kullandı.

- "Bu inanç, kalıcı kardeşliğin formülünü fısıldıyor"

"Alevi yaşam felsefesinin, kızılbaş inancının aslında bin 300 yıldır bu kadar baskıya, saldırıya maruz kalmış olmasının Kerbela'dan bu yana günyüzü görmemiş olmasının altında yatan esas neden de budur" diyen Demirtaş, şöyle konuştu:

"Bu inanç, bu topraklarda gerçek kalıcı barışı, kardeşliği inşa etmenin formülünü fısıldıyor. Bütün siyasetler buradan yola çıkarak insan kimliğini esas alan bir devlet anlayışını, insan kimliğini merkeze alan bir vatandaşlık anlayışını, insan kimliğini merkeze koyan bir kardeşlik anlayışını uygulayabilse zannedersem Türkiye'de çözülmeyecek sorun kalmayacaktır. Bu devleti inşa edenler özellikle 'Türkiye'de sadece Türk etnik kimliği vardır, sadece Sünni inancı vardır, İslam vardır bunun dışında kimlikler, inançlar yoktur. Biz, bu şekilde ancak tek millet olursak barış içinde yaşayabiliriz' şeklindeki yanlış anlayış, Türkiye'deki bütün toplumsal farklı kesimlerin Türkler de dahil olmak üzere bu acıları yaşamasına maalesef ki neden oldu."

- "Kaygı ve korku havasıyla seçime giriyoruz"

Cumhurbaşkanı seçim tartışmaları gerekçesiyle ülkede, bu tarz konuların bir kez daha tartışma fırsatı bulduğunu bildiren Demirtaş, devletin "hizmetkar devlet" anlayışına doğru gidecekse formülünün, öteki kimliklerin bir arada bu talebi daha yüksek sesle dile getirmesinden geçtiğini aktardı.

Demirtaş, "Kaygı ve korku havasıyla seçime giriyoruz" diyerek, şunları söyledi:

"Çünkü 12 yıllık iktidarı boyunca özgürlük lafını kullanarak özgürlükleri gerileten, kardeşlik lafını kullanarak toplumsal kamplaşmayı derinleştiren, demokrasi lafını kullanarak toplumunu bütün ötekileştirilmiş kesimlerini köleleştiren, insan yerine koymayan bir anlayış şimdi 'Çankaya'ya başkan olarak çıkmak istiyorum' diyor. Bu anlayış halkta korkuya, kaygıya yol açıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi, kampanya bile onun açısından yeni bir politikaya dönüşmüyor. 'Vizyon' adı altında sunulan şey özel misyon olarak aslında topluma dayatılıyor. Ortada bir vizyon falan yok. Kendisinin özel bir misyonu var. O da tek adam olarak 'Türkiye'yi en iyi ben yönetirim, en iyi ben ileri götürürüm' anlayışıdır. Kesinlikle kazanan biz olacağız. Çünkü mevzu koltuk kazanmak değil. Mevzu bizim açımızdan bu demokratik değerleri, Türkiye toplumuna daha fazla benimsetebilmektir, cepheyi daha da büyütebilmektir. "

Demirtaş, özellikle Alevi toplumunun bütün bu olup bitenleri doğru okuması ve doğru kararlar vermesi gerektiğinin altını çizdi.

-"Türkiye siyasetinin belirleyicisi noktası"

Meselenin sadece sandık ve seçim olmadığına, uzun soluklu bir mücadele olduğuna işaret eden Demirtaş, "Yıllardır bizleri birbirimize karşı kışkırttılar. Özellikle Alevi toplumu acılarla birlikte yaşadı. Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'da, Gezi'de fazlasıyla yaşadı. Amaç, 'Bu topluluk öyle bir hale gelsin ki, Alevi olduğunu söylemeye korkar hale gelsin, bundan utanır hale gelsin. Bir daha da ağzına Alevi sözcüğünü almasın, aklından bunu geçirmesin'. Bunu yaptılar fakat Alevi toplumunun direniş geleneği, yaşam felsefesi bütün bu oyunları boşa çıkardı. Bugün Aleviler, Türkiye toplumunun en dinamik demokrasi gücü, ilerici gücü olarak Türkiye siyasetinin belirleyicisi noktasındadır. Bugün özellikle Sünni topluma, İslam camiasına Türkiye'de düşen en önemli görev, Alevilerin haklarını savunmaktır. Bu ancak sorunu çözer" diye konuştu.

Tek bir aday lehine imada bulunacak tutumda olmadığını vurgulayan Demirtaş, "Çünkü bu benim meselem değildir. Bu ilkeleri temsil edecek bizim dışımızda aday da yoktur. Ama geri kalan iki aday da bu ilkelerin tersi adaylarıdır. Ne birinci ne de ikinci turda asla böyle bir tartışmaya girmeyeceğiz. Asıl mücadele 24 Ağustos sonrasıdır. Alevi toplumunun, kızılbaş inancının bütün bu yaklaşım içerisinde belki de en kapsayıcı, en rahat bunu benimseyecek inanç olması vesilesiyle çok avantajlı olduğumuzu düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

-"Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması lazım"

Alevi temsilcilerinin sorularını da yanıtlayan Demirtaş, müzakere sürecinin AK Parti'yi destekleme süreci olmadığını belirterek, "Müzakere süreci de bizim açımızdan bir pazarlık süreci olmadı hiçbir zaman. Bu süreçte 10 bin arkadaşımız tutuklandı" dedi.

Demirtaş, Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili olarak da şunları söyledi:

"Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması lazım. Böyle bir kurumun Türkiye Cumhuriyeti devletinde olmaması lazım. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye'de dine hizmet eden bir kurum değil. Deniyor ya, 'Sadece Müslümanlığın Sünni mezhebine hizmet ediyor'. Hayır, ona da hizmet etmiyor, ona da zarar veriyor. Devlete ait bir din yaratıyor. Diyanet İşleri Başkanlığının yaydığı din, Allah'ın dini falan değil devletin dinidir ya da dönem hükümetinin dini ne ise onun dinini yayıyor. Böyle bir kurumun bütün inançlar açısından tehlikeli olduğunu düşünüyoruz. Toplum, kendi inancını yaşayabilir, onları geliştirebilir yeter ki devlet bu işe karışmasın. Yapacaksa koordinasyon hizmeti sunsun. Devletin kimsenin inancına, dinine karışma imkanı yoktur."

Cemevi konusuyla ilgili olarak da Demirtaş, "Cemevleri, Aleviler olduğu günden bu yana ibadethanedir, ibadethane merkezidir" dedi.

Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir de Demirtaş'a seçim sürecinde başarılar diledi.

Demir, seçim sürecinde en çok konuşulan konulardan birisinin Alevilerin kime oy vereceği konusunun olduğuna dikkati çekerek, "Aleviler özgürlüğü, demokrasiyi, insan haklarını, nefret dilini kullanmayan, Alevileri ötekileştirmeyen, bütün halklara eşit bakan, hem geçmişindeki mücadeleyi hem gelecekte neler yapabileceğini çok iyi tartabilen kim varsa ona oy verecek. Mevcut 3 adayı bütün örgütler, Aleviler değerlendiriyorlar. Sandığa giderken de Alevilerin inancını yok saymayan, ötekileştirmeyen bir adaya hep birlikte oy vereceğiz" görüşünü paylaştı.

Konuşmaların ardından Alevi temsilcileri Demirtaş'a cemevini gezdirdi. Ziyarette HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de hazır bulundu.

Haber Ara