Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma tutuklu sanıklar minibüs sürücüsü Fahri Kaya, bariyer görevlisi Erhan Kılıç ile kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve tarafların avukatları katıldı.
Sanık Kılıç savunmasında trenin geldiğini yaklaşık 350 metre kala gördüğünü belirterek uyarı çanının düğmesine bastığını, daha sonra da hem çanı çalan hem de bariyerleri indiren düğmeye bastığını iddia etti. O sırada minibüsü gördüğünü ve geçmemesi konusunda uyardığını ileri süren Kılıç, "Minibüse doğru ıslık çaldım, bağırdım ancak durmadı ortaya geldi o sırada bariyer iniyordu. Ortaya geldiğinde geçmemesi için çakmağımı fırlattım, tren de sirenine asıldı. Minibüsü raydan çekmeye çalıştı, tren gelip arkadan çarptı. Olay sırasında minibüs harici başka araç yoktu" dedi.
Yaptığı işle ilgili sorular üzerine 12 saat mesai yaptığını, kaza olduğu sırada da 11,5 saattir görevinin başında olduğunu söyleyen Kılıç, başka hemzemin geçitte görev yapan arkadaşının da kendisine rutin olarak çağrı atarak trenlerin geldiğini bildirdiğini ifade etti. Kılıç, kaza günü de çağrı aldığını ancak treni ancak 350 metre kala görebildiğini, bunun sebebinin de raylarda bulunan ve özel şirketlere ait kapalı kasa vagonların görüş açısını kapatması olduğunu iddia etti.
- "Erken indirdiğimizde şoförler bize küfrediyor"
Erhan Kılıç, davacı taraftan bir avukatın sorusu üzerine, kurallar gereği bariyeri 3 dakika önceden indirmesi gerektiğini dile getirerek "Ama bariyerleri erken indirdiğimizde, karayolunda bekleyen şoförler bize küfrediyor, hatta bir arkadaşım bıçaklanmıştı. Bazen de bariyerleri indirdiğimizde tren gelmiyor" diye konuştu.
Diğer sanık minibüs sürücüsü Fahri Kaya ise geçide 50 metre kala ışıklarda durduğunu ve önünde 2 ya da 3 aracın daha bulunduğunu anlattı.
Hemzemin geçitten geçerken hızının 10 ila 20 kilometre arasında olduğunu ve bariyerlerin açık olduğunu iddia eden Kaya, "Sabahın erken saatleri olduğu için yolcular uyuyordu bir de hemzemin geçit olduğundan geçerken yavaşladım. Bariyerler kesinlikle açıktı. Raylara çıktığımda trenin geldiğini fark ettim. Son anda gaza yüklendim ama kurtaramadım. Ben de o araçtaydım, insan bile bile kendini ölüme atar mı? Bariyer görevlisinin 3 dakika önceden kapatması gerekiyormuş, ayrıca ben kaç yıllık şoförüm hiç bariyeri erken kapatan görevlilere küfretmedim. Trenin sirenini ve görevlinin çaldığı çanı duymadım. Görevliyi görmedim, beni işaretle ya da sözlü olarak uyardığı da doğru değil" diye konuştu.
- Tanıklar da dinlendi
Kazadan sağ kurtulan minibüsteki işçilerden Servet Çelik de hemzemin geçitteki bariyerlerin açık olduğunu ileri sürerek şoförün hemzemin geçide gelince yavaşladığını savundu. Kaza sırasında sürücünün yanında oturduğunu söyleyen Uğur Ateş de çanın, raylara çıktıklarında çaldığını iddia etti.
Davanın ilerleyen bölümlerinde salona çağrılan tanıklardan Tolga Çolak ise aracıyla ilerlerken kaza sesini duyup olay yerine gittiğini anlatarak "Bariyerin yeni kapandığını gördüm. Bariyer görevlisinin de 'Ben ne yaptım', 'Ben daldım' gibi ifadeler dediğini duydum" diye konuştu.
Bunun üzerine sanık Erhan Kılıç'ın avukatı Çolak'tan müvekkilini teşhis etmesini istedi. O sırada görevlinin üzerinde üniforma olduğunu belirten Çolak, Kılıç'ı teşhis edemedi.
Hayatını kaybedenlerin ailelerinin avukatları ise kazada sürücü ile bariyer görevlisinin hatası olduğu kadar raylar kenarlarında bulunan vagonların görüş açısını kapatması nedeniyle TCDD ve vagonların sahibi olan şirketin de suçlu olduğunu, konunun araştırılması için şikayetçi olacaklarını belirtti.
Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, gerekli delil ve belgelerin düzenlenmesi, hemzemin geçitteki görüş açısının tespit edilmesi, bariyer görevlileriyle ilgili bilgilerin toplanması ve sanıkların telefon görüşme kayıtlarının istenmesi için duruşmayı erteledi.
Merkez Akdeniz ilçesinde 20 Mart'ta, yolcu treni ile servis minibüsünün hemzemin geçitte çarpışması sonucu 12 kişi ölmüş, 3 kişi yaralanmış, bariyer görevlisi ile minibüs sürücüsü tutuklanmıştı.
