Erzurum'da çeşitli ziyaretlerde bulunan İhsanoğlu, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk ile Palandöken ilçesinde Yıldızkent semtindeki bir düğün salonunda verilen iftar yemeğine katıldı.
İhsanoğlu, burada yaptığı konuşmada, Erzurum'da bulunmaktan, orucunu aynı sofrada vatandaşla açmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, kentte sabahtan bu yana halkla temas halinde olduğunu söyledi.
Halktaki sıcak ilgiyi, arzuları, teveccühleri, samimi alakayı gördüğünü ve çok mutlu olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, "Türkiye gerçekten büyük bir değişimin arefesinde. Türkiye bir statükoyu bozmak istiyor. Bir vesayet sistemini sona erdirmek istiyor. Türkiye, yeni umutlara, yeni ufuklara açılmak istiyor. Bu da inşallah 10 Ağustos'taki seçimlerde, tüm milletimin kararını vermesiyle olacaktır. O bakımdan bugün burada gördüğümüz ilgi, sıcak alaka ve sizlerle beraber olmanın verdiği haz gerçekten büyüktür" diye konuştu.
- "Cumhurbaşkanı bir partinin adayı olarak ortaya çıkamaz"
İki büyük partinin uzlaşmasıyla 16 Haziran'dan bu yana kendini büyük milletin adayı olarak gördüğünü belirten İhsanoğlu, şunları kaydetti:
"Büyük Türkiye'nin adayı olarak görüyorum. Aynı zamanda AK Parti'li kardeşlerimizin de mühim bir kısmının, gerek kurucularından gerek sade vatandaşlarından hepsinin bize karşı olan ilgisinin farkındayım ve onlarla beraber olmaktan dolayı gurur duyuyorum çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı bir partinin adayı olarak ortaya çıkamaz. İki partinin adayı olarak da çıkamaz, bütün milletin adayı olarak çıkması lazım, 76 milyonu kucaklaması lazım."
Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanının bir özel siyasi gündemle çıkamayacağını anlatan İhsanoğlu, onun bütün siyasileri kucaklayacak, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile beraber gerek Meclisin içinde temsil edilen partilerin gerek Meclisin dışında kalan partilerle beraber Türkiye'nin birliği ve beraberliğini temin edecek, bütünlüğünü sağlayacak ve Türkiye'nin yüksek menfaatlerini temin etmek için elinden gelen her türlü gayreti yapacağını vurguladı.
İhsanoğlu, "Yoksa ben şu partinin adayıyım, şu programla ortaya çıkıyorum, bana oy veriniz.' Peki size oy verenlerin temsilcisi olursunuz da oy vermeyenlerin hali ne olacak? Yüzde 50 oyla çıkarsanız, öbür yüzde 50'nin hali ne olacak? Böyle bir şey olur mu, milleti ikiye bölmek olur mu?" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye, ilk defa cumhurbaşkanı seçmiyor. Türkiye'nin ikinci cumhurbaşkanı seçiliyor. Bu da mevcut Anayasa'ya göre yapılacaktır, Anayasa'nın hükümleri bellidir. Anayasa'daki hükümler cumhurbaşkanının nasıl seçileceğini, görev ve yetkilerinin neler olacağını belirtiyor. Siz mevcut Anayasa'ya göre seçileceksiniz ondan sonra yukarı çıktıktan sonra, 'ben bunu beğenmiyorum, yeni Anayasa istiyorum' diyemezseniz, böyle bir hakkınız yok. Başbakanın icra yetkisini alıp, kendiniz bunu birleştiremezsiniz. Hem parti lideri hem başbakan hem cumhurbaşkanı olamazsınız. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. En azından demokratik dünyada böyle bir şey yok ama mesela Kuzey Kore'de falan var. O bakımdan bu önümüzdeki seçimler gerçekten çok önemli seçimlerdir. Türkiye bu seçimlerde en doğru seçimi yapacaktır."
- "Seviyeli bir yarış istiyoruz"
Hiç kimsenin kafasının karışmaması gerektiğine vurgulayan İhsanoğlu, bunun bir milletvekilliği, belediye başkanlığı seçimi olmadığını ifade ederek, "Biz şu partiye mensubuz, biz şu partinin adayına oy vereceğiz.' Yok öyle bir şey. Burada üç kişi var. Adları, sanları belli oldu. Bugün de resmi gazetede bu isimler yayınlandı. Bendenizin ismi birinci isim olarak yayımlandı. 10 Ağustos'a kadar üç isim, medeni şekilde yarışa girecek, seviyeli bir yarış istiyoruz" dedi.
Hiçbir partiye mensup olmadığını, Türk milletine mensup olduğunu ifade eden İhsanoğlu, halkın üç isimden birini cumhurbaşkanı yaparak, Çankaya'ya göndereceğini söyledi.
İhsanoğlu, "Onu Çankaya'ya gönderirken de hem Anayasa'daki güce göre, yetki ve görevlere göre amel edecek hem de sizden aldığı güçle bu görevlerine katkı, güç verecek. Bunu yaparken, 'benim özel gündemim var, ben bunu beğenmiyorum, ben bunu değiştireceğim' deme hakkı yoktur. O hak Meclisindir. Meclis bunu icra ederse, Meclis bunu kabul ederse herkes bunu kabul etmesi lazım" şeklinde konuştu.
- Başkanlık sistemi
Türkiye'de bir rejim tartışmasının başladığını ileri süren İhsanoğlu, şöyle konuştu:
"Başkanlık sistemi. Milletimize başkanlık sistemi çok güzel bir şeymiş gibi gösteriliyor. Başkanlık sistemi kaç ülkede var? Amerika'da var. Amerika tek devlet değil, birleşik devlettir. Amerika'nın kuruluşu, değişik devletlerle bağımsız devletlerin bir araya gelerek, federasyon kurmaları ve o federasyonun başına güçlü bir başkan getirmeleri ama her devlet her eyalet kendi içerisinde seçimle gelen eyaletin başında meclisleri var, yasama meclisleri var. Özel kanunlar var. A vilayetindeki kanun, B vilayetindeki kanundan farklıdır. Burada işlerseniz bir şeyi serbest olur, orada yaparsanız yasak olur, suç olur. Türkiye'nin böyle eyaletlere, vilayetlere, devletlere mi bölünmesini mi istiyorsunuz, yoksa Türkiye'nin bir ve beraber olmasını mı istiyorsunuz?"
İhsanoğlu, "Bizdeki parlamenter sistem, bütün Avrupa'da olan sistem cumhuriyetle beraber değil, saltanatla beraber geldi bu sistem. Yani 2. Meşrutiyet'te parlamenter sistem kuruldu. O zaman parlamenter sisteme göre, sadrazam veya başvekil bütün yetkiye sahip. Padişahın birtakım görevleri de vardır ama bütün yetki, bütçe, hükümet başbakanın altındaydı. Atatürk bu devleti kurarken aynı şekilde kurdu, devam ettirdi. Yani Osmanlı'dan gelen geleneği devam ettirdi. Şimdi biz 90 sene sonra bunu niye değiştireceğiz. Birisi istiyor diye mi yapacağız?" dedi.
(Sürecek)