Berlin'de Jakob-Kaiser-Haus'ta basınla bir araya gelen Nouripour, İsrail ve Filistin'de siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı görüşmeler hakkında bilgi verdi.
Nouripour, Tel Aviv'deki "İsrail Barışı" konferansına katılmak için bu ülkeye gittiğini, bu çerçevede Filistin'de çok sayıda yetkili ve sivil toplum örgütü temsilcisiyle bir araya geldiğini belirtti.
İsraillilerin, iki yılda bir savaş çıkmasına alıştıklarını söylediğini aktaran Nouripour, "Ancak her savaşın sonunda hiçbir şeyin değişmediğini ve sadece 100'den fazla çocuğun öldüğünü görüyoruz" diye konuştu.
Ağabeyi Hamas üyesi olmayan küçük bir kızı öldürmenin kendini savunmayla ilgisi olmadığını ifade eden Nouripour, şiddet döngüsünden kaçınmaya çalışılması gerektiğini vurguladı.
Nouripour, Filistinlilerle yaptığı görüşmelerde, morallerin bozuk olduğunu ve depresif atmosferin insanları olumsuz etkilediğini gözlemlediğini söyleyerek "Filistin bölgesinde perspektiflerin olmaması ve sıkıntılar insanları etkiliyor" dedi.
Gazze ile ilgili BM 2020 raporuna değinen Nouripour, "Rapor, Gazze'deki abluka devam ederse 6 yıl sonra orada yaşamanın mümkün olmayacağını ortaya koyuyor" ifadesini kullandı.
Askeri mahkemede duruşmaya da katıldığını belirten Nouripour, "Her şey çok çabuk oluyor ve sadece 180 saniye sürüyor. Çok sayıda sanık bir arada hakim karşısına getiriliyor ve çok çabuk şekilde kararlar veriliyor. Genellikle sanıkların avukatları, dosyaları duruşmada okuma imkanına sahip oluyorlar" diye konuştu.
Nouripour, İsrail'de siyasiler ve sivil toplum örgütleri ile yaptığı görüşmelerde, iki devletli çözüm konusunda net sinyal aldığını aktararak "Ben bu kadar çok kişinin iki devletli çözümden vazgeçmeyeceğini beklememiştim" dedi.
İsrail'de bu yılın sonunda veya gelecek yılın başlarında erken seçim beklentisi olduğunu belirten Nouripour, "Beni şaşırtan ise herkesin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yeniden seçilmesini beklediği oldu" ifadesini kullandı.
Nouripour, İsrail parlamentosunda farklı siyasi partilerle yaptığı görüşmelerde, İsrail toplumunun barış istediğini ancak söz konusu yerleşim birimleri olduğunda bundan vazgeçmek istemediklerini fark ettiğini kaydetti.
