Kılıçdaroğlu, Fatih Altaylı'nın sunduğu, Habertürk'te yayımlanan "Teke tek" programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Başbakan Erdoğan veya iktidar partisi başarısızsa, söylediğiniz suçlamaların tamamı doğruysa, bütün bunlara rağmen niçin hala sizden daha fazla oy alan bir partisi var?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Biz kendimize bakıyoruz. Gerçekten ne eksiğimiz var? Biz zaman zaman bunu kendi aramızda da sorguluyoruz. Eksikliğimiz yok mu? Elbette var. Hiç eksiğimiz yok ama halk bize oy vermiyor dersek yanlış söylemiş oluruz" cevabını verdi.
"Neydi eksikliklerimizden birisi? Erdoğan söylerdi ya 'siz Sivas'ın ötesine geçemiyorsunuz' diye bir dönem, belki haklıydı bu eleştiride" diyen Kılıçdaroğlu, şimdi her tarafa gittiklerini söyledi.
"Yıllardır oy alınmayan bir kitleden, bir hareket hayata geçirildi diye ertesi gün oy gelecek diye beklentiye girmenin doğru olmayacağını" ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun bir sürecinin bulunduğunu, 'oy verilmedi' diye gitmemezlik etmeyeceklerin vurguladı.
"Bir köy vardı size hiç oy çıkmamıştı, gittiniz o köye, kaç oy çıktı? sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, "Önce 2 oy çıktı. Sonra Afyon'a gittiğimde o köyden 8 kişi geldi, partinin üyesi oldu. Yani gidersenez, konuşursanız, sohbet ederseniz, onların değerlerine saygı gösterirseniz olur" ifadesini kullandı.
Son 3-4 yılda partide çok önemli değişiklikler yaptıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, hatalardan ders çıkardıklarını, her tarafa gidip, herkesle oturup konuştuklarını aktardı.
Oylarının arttığını belirten Kılıçdaroğlu, "Beklediğimiz kadar artıyor mu? Hayır, artmıyor. Son seçimlerde AKP 2 milyonun üstünde oy kaybetti. Ama herkes onu başarı hanesine yazdı. Onun dışındaki bütün partilerin oyları arttı ama biz sevinemedik. Neden, beklentimiz daha fazlaydı" diye konuştu.
-"Bunlar partili değil"
"CHP'de disiplinsizlik mi diyeyim, ideolojiye bağlanmışlık mı diyeyim bir sorun mu var? AK Parti birini görevden alıyor, yerine başkasını gösteriyor gıkını çıkarmıyor. Kenara çekip oturuyor. CHP'de bir dağınık görüntü yok mu sizce?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Uzun yıllar belediye başkanı olarak görev yapmış insanların, yerlerine yeni insanları getirdik diye partiden ayrılıp, partinin aleyhine çalışmalarını ben affetmiyorum. Onları CHP'li olarak kabul etmiyorum. Ama Selami Öztürk gibi belediye başkanlarımız da var. Aldık görevden, başka bir arkadaş geldi. Tam tersine mevcut belediye başkanımızla beraber çalıştı. Buna benzer çok sayıda belediye başkanımız var. Tekirdağ da bunlardan, Adem bey vardı o da çalıştı, hiçbir tereddüdümüz olmadı. Bunlar partinin artıları. Bir de eksileri var. Hemen istifa edip, başka bir partiye geçip, itiraz ediyor. Bunlar partili değil. Biz, bunları ayırıyoruz. Zamanla bunlar daha fazla ayrılacak. Eski hastalıklardan partiyi kesinlikle kurtaracağım. Eski anlayıştan da kurtaracağım. Ben varsam parti var, ben yoksam parti yok, bunlar olmaz. Parti bir tüzel kişiliktir. Hepimiz bu partinin üyesiyiz."
-"Suç unsuru taşıyorsa yasa dışılığı önemli değil"
Kılıçdaroğlu, Ergenekon ve Balyoz davalarına atıfta bulunularak, "17 Aralık'ı yapan hakim, savcı ve polisler de aynı. Bir anlamda, dün 'bunlar çok kötü hakim, savcı, berbat polis, komplo kurdular TSK'ya' dediğiniz insanları sonra savunmak garip olmuyor mu?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Siz, bir kişiyi yüzde yüz savunmak, bir kişiyi yüzde yüz eleştirmek gibi bir dar kalıbın içine sokarsanız zaten baştan yanlış söylemiş olursunuz. İnandığınız doğruları savunacaksınız. Ergenekon, Balyoz olayını en çok ben eleştirdim. Bugün de eleştiririm. Nitekim benim haklı olduğum çıktı ortaya. Neden? En son Anayasa Mahkemesi kararını verdi, dedi ki 'siz delilleri bile doğru dürüst değerlendirmemişsiniz, kişiler tanık getirmişler tanıkları bile dinlememişsiniz' dedi. Peki 17 Aralık neydi? Rüşvet, yolsuzluk var mıydı? Vardı. Belgeleri var mıydı vardı. Belgeler sadece ses kaydı mıydı? Hayır, mahkeme tutanakları mı evet, fotoğraflar mı, evet, filmler mi evet. Hepsi delil mi? Hepsi sağlam delil. Ben bunu nasıl savunmayacağım? Bunun üzerine giden hakime ben nasıl diyebilirim ki sen o davada yanlış yaptın, burada da sen mutlaka yanlış yapıyorsun. Diyebilir misiniz? Diyemezsiniz."
Yeri ve zamanı geldiğinde doğruları savunduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ben, yürekli ve namuslu bir savcı bekliyorum. Erdoğan hakkında da fezleke düzenlenmesi lazım. 'Oğlum paraları sıfırla' demek kolay bir olay değildir. Onun için de fezleke bekliyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan'ın, 17 Aralık'tan sonraki TİB kayıtlarının tamamen silinmesini istediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, konuşmalar yapıldıysa ve suç unsuru taşıyorsa, kayıtların yasa dışılığının önemli olmadığını savundu.
-"Ender insanlardan biri"
"Ekmeleddin İhsanoğlu ismi çok şaşırttı. 'İhsanoğlu adını biri üfürdü, cemaat, ABD söyledi, İsrail-Amerikan projesi, bazı medya patronları önerdi' diyorlar. Nereden geldi aklınıza, kim söyledi, niye düşündünüz?" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, anayasadaki cumhurbaşkanının görevlerine ve edeceği yemine bakarak, topumun her kesimini kucaklayan bir aday bulmaya çalıştıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanının bilgili, Batı'da ve Doğu'da saygınlığı olan, yönetim gücü bulunan, geçmişi temiz, toplumun hiçbir kesimini rahatsız etmeyen, herkesi kucaklayan biri olmasını istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"İsim vardı, bunu değişik kesimlere de sordurdum. 'Sorun, bakın bakalım' dedim. Ekmeleddin İhsanoğlu adı daha önce telaffuz edildi. Arkadaşlara sordurdum, partinin içinde de dışında da nasıl birisidir diye. Gerçekten son derece saygınlığı olan, yeri geldiğinde dik duran, cumhuriyetin ve halkın değerlerine bağlı, dindar bir isim. Evet, CHP'li değil ama AKP'li, MHP'li de değil. Ama Türkiye'nin yetiştirdiği ender insanlardan birisi."
Altaylı'nın, "AK Parti aday yapsaydı İhsanoğlu'nu hiç şaşırmazdım" demesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Yapmadı, çünkü temiz birisi. Zaten sorunumuz orada. Geçmişi temiz olan birisinin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması lazım. Ekmeleddin beyi onlar da aday gösterseydi emin olun biz destek verirdik. Niye vermeyelim? Keşke onlar da destek verseler" karşılığını verdi.
-"Milletten değil, milleti kandırmaktan yana"
"Kendi vatandaşına tokat atan birisi hangi çağdaş ülkede cumhurbaşkanı adayı olur" diye soran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Kendi vatandaşına küfreden bir adam çıktı. 'İhale alacağız, bu milletin anasını bilmem ne yapacağız' diyen. Bu adamı yanına alıp beraber aile fotoğrafı içinde fotoğraf çektirdi mi? Olay ortaya çıktıktan sonra çektirdi. Bu milletin anasına küfreden adamı yanına alan adam nasıl gider de cumhurbaşkanı adayı olur? Milletten yanaymış. Hangi millet? Milletin anasına küfreden adamı sen yanına alıyorsun, 'ben milletten yanayım.' Ekmeleddin bey, 'o devletten yanaymış.' Devlet sensin zaten. Milleti niye kandırıyorsun? Vali, kaymakam, emniyet müdürü, devletin bütün kurumları emrinde. Hatta 311 milletvekili de emrinde. Çünkü hiç isim belli olmadan gözü kapalı imza verdiler. Ben onların kişiliklerini sorgulamak zorundayım. Siz bilmediğiniz, tanımadığınız, ne olacağını bilmediğiniz bir kağıda nasıl imza atarsınız? Siz milletvekilisiniz. Vatandaş sizi boş kağıda imza atın diye mi seçti? 'Milletten yanayım' diyor, milletten yana değil, milleti kandırmaktan yana."
Altaylı'nın, "Sizin adayınıza bütün parti imza atmadı" demesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Biz, hiçbir zaman, adayımız belli olmadan boş kağıda imza attırmadık. Biz CHP'yiz. Hiçbir milletvekiline, 'imza at ya da atma' diye hiçbir telkinim olmadı. İsteyen imzayı atar, isteyen atmaz" karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu'nun adaylığı için imza atmayan milletvekillerine de görev verdiklerini, sahada çalışacaklarını söyledi.
-"Disipline verme taraftarı değilim"
Altaylı'nın, "21 milletvekili imza atıp başka bir aday çıkarsaydı" demesi üzerine, Kılıçdaroğlu, bunu doğru bulmadığını belirterek, "İmzalasalardı, ben gidip de aman sakın imzalamayın diye bir şey söylemeyecektim" dedi.
"Disipline vermez miydiniz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Ben disipline verme taraftarı değilim. Ama grup yönetimiyle ilgili bir olay bu. Bir grup başkanvekilimiz, 'böyle bir şey olursa, disiplin soruşturması gerekir' diye bir açıklama yapmış. Onun dışında ben böyle bir konuyu disipline götürme taraftarı değilim" cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, imza atmayanların, cumhurbaşkanı adayı çıkarmak için gerekli olan 20 milletvekilini de bulamadığını aktardı.
Başbakan Erdoğan'ın, "yol ihalelerini de takip edeceğim" sözlerine değinen Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı ihaleyi niye takip eder? Ben onun niye takip ettiğini çok iyi biliyorum, malı götürmek için" iddiasında bulundu.
-"Bağış yapanlar neden açıklanmıyor?"
"TÜRGEV'i kurdu, oğlunun ve ailesinin vakfı" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ben başbakanım, bir sürü müteahhit geliyor. Ben iş veriyorum. Diyorum ki 'ihaleyi vereceğim ama TÜRGEV'e bağışta bulunacaksın' Bunun adı nüfuz ticaretidir, Türk Ceza Kanunu'na göre de suçtur. TÜRGEV'e yapılan bağışlara bakın, devletten ihale alanların tamamı TÜRGEV'e gidip para veriyorlar. Metazori. Ben onları çıkaracağım, açıklayacağım. TÜRGEV beni mahkemeye verdi, ben o listenin tamamını, TÜRGEV'in bütün gelirlerini, kimlerin bağış verdiklerini getirteceğim mahkemeye. Hiç ondan kaçacak halleri yok. TÜRGEV kamuya yararlı bir dernek statüsüne kavuştu Erdoğan döneminde. Kamuya yararlı bir şirketse, vakıfsa neden kayıtlarını kamuoyundan gizliyor? Neden kimlerin bağış yaptığını açıklamıyor?"
"17 Aralık soruşturmasıyla ilgili fezlekelerin, neden halk tarafından öğrenilemediğinin" sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bunların gizlendiğini ancak komisyonun kurulduğunu, bunların gelecek günlerde açıklanacağını söyledi.
-"Hiçbir cemaate mensubiyeti yok"
"Devlet Bahçeli'ye, Ekmeleddin İhsanoğlu ismini siz mi dediniz?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Öneri geldi tabi, ama ilk kez ben söylediğim zaman Sayın Bahçeli duydu demek haksızlık olur. Bazı görüşmeler olmuştu daha önce. Ekmel beyle görüşüldü, sonrasında açıklama yapıldı' diye yanıtladı.
"Kendimi bir CHP'li yerine koyuyorum. 'Erdoğan da İhsanoğlu da beni ifade etmiyor' diye düşündüm. Niye çatı aday?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, büyük bir uzlaşıyı aradıklarını söyledi.
"Hata cumhurbaşkanlığı yasasından kaynaklanıyor. Keşke, belli sayıdaki sivil toplum kuruluşu veya vatandaşın dilekçesiyle de cumhurbaşkanı adayı gösterebilseydi en şıkı bu olurdu" diyen Kılıçdaroğlu, buna kapının kapatıldığını ifade etti.
İhsanoğlu'nun aleyhinde kimsenin konuşamadığına değinen Kılıçdaroğlu, "Ne diyecekler? Birisi diyor ki 'Atatürk'çü değil', birisi, 'laik değil', birisi 'Amerika-İsrail fısıldadı.' Yok efendim. Hatta birisi 'Suudi Arabistan'dan telkinler gelmiş.' Yok bunların hiçbirisi" diye konuştu.
Altaylı'nın "Cemaat" demesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Yok efendim ne cemaati? Yok öyle bir şey. Kendisi de söyledi hiçbir cemaate mensubiyeti yok" karşılığını verdi.
(sürecek)