Eker, basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ve haber müdürleriyle iftarda bir araya geldi. İftar sonrası yaptığı konuşmada, Necip Fazıl Kısakürek'in "Beklenen" şiirindeki "Yokluğunda buldum seni/Bırak vehmimde gölgeni" dizelerini okuyan Eker, gıdanın da yokluğunda kıymetinin anlaşıldığını söyledi.
Bakanlığının projeleri hakkında bilgi veren Eker, çobanlığı "sürü yöneticiliği" eğitimi adı altında projelendirdiklerini ve sürü yöneticisi istihdamına destek ödemesi yapıldığını kaydetti. Böylece hem nitelikli sürü yöneticisi ihtiyacının karşılandığını hem istihdam yaratıldığını vurgulayan Eker, modern hayatta çobanlığa gereken önemin verilmediğini dile getirdi.
Tüketici haklarını korumak için taklit ve tağşiş yapılan ürünleri, adli/idari cezalara ek olarak teşhir ettiklerini anlatan Eker, "İki gün önce 45 firmaya ait ürünleri teşhir ettik. Bunları internet sitesinde yayınlıyoruz" diye konuştu. Taklit ve tağşiş yapılan ürünleri yakından takip ederek tüketicilerin hak ve menfaatlerini koruduklarına işaret eden Eker, bazı taklit ve tağşiş cezası almış ürünlerin yeniden etiketlenerek piyasa sürüldüğünü tespit ettiklerini kaydetti. Söz konusu firmaların ikinci kez suç işlediklerini bildiren Eker, bu şekilde taklit ve tağşiş yapıldığı belirlenerek ceza kesilen ve teşhir edilen ancak daha sonra yeniden etiketlenerek satışa sunulan bir ürünü de basın mensuplarına gösterdi.
Taklit ve tağşişin, tüketici sağlığı ve tüketici haklarıyla ilgili bir durum olduğunu vurgulayan Eker, koyun, keçi veya inek sütüne hassasiyeti olan bir tüketicinin, ürünün içeriği gizlenmesi halinde sağlığının zarar görebileceğini, öte yandan tüketici hakları açısından da içeriği doğru paylaşılmayan ürünlerin haksız rekabete yol açtığını belirtti. Eker, "Bazen bunların bir kısmı da arsız oluyor. Kalkıyor 'yapmadım, etmedim' diyor. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali. Bu tür ağır vakalarla da karşılaşıyoruz. Bu konuda şehirlerde tüketicinin işi hem bir manada kolaylaşıyor hem de enformatik kirlilik tehlikesi artıyor" ifadesini kullandı.
- "İhtiyacımız yıllık 18 milyon ton buğday"-
Daha sonra basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Eker, "Hububat fiyatları ne zaman belirlenecek, rekolte belli mi" sorusuna karşılık Türkiye'nin geçen sene buğday üretiminde 22 milyon tona ulaşarak cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını vurguladı.
TÜİK'in ilk tahminlerine göre bu sene kuraklığın etkisiyle geçen seneye göre yüzde 10-15 arasında rekolte kaybı yaşanacağını bildirdiğini aktaran Eker, şöyle devam etti:
"Bizim ihtiyacımız, Türkiye'nin bir yıllık ekmek, un, tohum ihtiyacımız 18 milyon ton. 18 milyon ton buğday olduğunda Türkiye kendi ihtiyacının tamamını karşılamış oluyor. Bu sene bizim üretimimiz yaklaşık 20 milyon ton. Şu an itibarıyla Türkiye genelinde buğdayda yüzde 60'a yakın hasat tamamlandı. Türkiye'de 18 milyon ton buğday varsa ekmeğini de yemliğini de karşılıyor. Stokumuz var. Geçen sene ihtiyacımızdan 4 milyon ton fazlamız vardı. Stokumuz 2 milyon ton buğday."
Eker, hububat fiyatlarına ilişkin de "TMO piyasaları regüle etmek için düzenli olarak alım satım yapıyor. Türkiye kendi tüketimi için ithal etmiyor, işleyip ihraç etmek için buğday ithal ediyor. Biz müdahale etmemiz gereken noktada müdahale ediyoruz. Türkiye'de şu ana kadar bizim müdahale etmemizi gerektirecek bir husus yok. Türkiye'de ekmeklik buğdayların tonu 730-750 lira arasında, geçen sene tonu 720 liraydı. Sert buğdaylarda tonu 860 liraya kadar çıkıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Trakya'da önceki senelere göre rekoltenin yükseldiğini ancak yağış nedeniyle protein değerlerinin düşük olduğunu, Polatlı'da ise yağış az olduğu için protein değeri yüksek buğdayın yüksek fiyattan satıldığını anlatan Eker, şunları kaydetti:
"Sadece Trakya'da yarından itibaren TMO üreticiye depolama, emanete bırakma imkanı sağlayacak. Ürünü çok, hemen satmak istemiyor. Bir süre bekletip piyasa şartlarına göre karar verecek. Bir tek sıkıntı olabilecek husus Trakya'da oldu. Onun da tedbirini aldık. Buğdayda fiyat açıklamamızı gerektirecek bir şey yok. Fiyat yüksek, üretici memnun."
TMO'nun buğday alımı yaptığı noktalarda protein cihazıyla ölçüm yaptığını söyleyen Eker, protein oranı yükseldikçe fiyatın artığını bildirdi.
- Mamaları inceledik"-
Bir mama türünde GDO bulaşığı tespit edildiğinin anımsatılması üzerine de Eker, Türkiye'de hiçbir şekilde GDO'lu ürünlerin insan gıdası olarak tüketilmesine izin verilmediğini, bu nedenle de piyasa denetimlerinde GDO bulaşığı tespit edilen bir mamanın toplatıldığını aktardı.
Eker, "Mama olduğu için, insan gıdası olduğu için tolerans sıfır. Bunu derhal toplattık, firmaya bildirdik. Bunun oranı önemli değil. Bizim mevzuatımıza göre bu yasak. Firma itiraz etti. Ancak PCR yöntemi ile milyonda bir olsa çıkıyor" diye konuştu.
Bu durumdaki ürün sayısının sorulması üzerine de Eker, bu markanın daha önce bir partisinin toplatıldığını, bugün de başka bir partisinin toplatılması için talimat verdiklerini ifade etti. Eker, bu durum nedeniyle mamalardan örnekler alarak incelediklerini vurguladı.
Bir basın mensubunun adı geçen mama firmasının önceki senelerde de benzer bir tespitle karşılaştığını belirtmesi üzerine Eker, "Biz ebedi olarak kimseyi mahkum etmiyoruz, berat da ettirmiyoruz" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin GDO mevzuatını çıkardıklarını anımsatan Eker, daha önceden GDO'lu ürün ithalatının deklarasyona tabi olduğunu dile getirdi. Eker, "GDO'lu ürün ithalatını asla izin vermedik, vermiyoruz ve ben izin vermeyi asla düşünmüyorum" dedi.
- "İhtiyaç olursa (hayvan ithalatı) yaparız. Herkes bilsin"-
Samana ilişkin soru üzerine Eker, bu yıl 19 milyon ton saman olacağının hesaplandığını bildirdi. Geçen sene saman fiyatları konusundaki spekülasyonu önlediklerini anımsatan Eker, samanın besin değeri olmadığını da söyledi.
Bakan Eker, "Hayvan ithalatı var mı Kurban Bayramı için" sorusuna, "Şu anda ihtiyaç yok. İhtiyaç olursa yaparız. Herkes bilsin" yanıtını verdi.
Eker, zarar gören çiftçilerin borçlarının bir yıl süreyle ertelendiğini de anımsattı.
- "En iyi işleyeceği model başkanlık veya yarı başkanlık sistemi"-
Bakan Eker, başkanlık sistemine ilişkin tartışmaların anımsatılması üzerine de Anayasa'nın dışına çıkmayacaklarına dikkati çekti. Bakan Eker, Türkiye'nin bir sistem değişikliğine ihtiyacı bulunduğunu ifade ederek "Ulus devletin en iyi işleyeceği model başkanlık veya yarı başkanlık sistemi" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Paralel Yapı" ile ilgili partisine yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine de "Sayın Başbakan öyle diyorsa bildikleri vardır. Onun gereğini yapar" ifadesini kullandı.
Bakan Eker, başka bir basın mensubunun "Başbakan Köşk'e çıkarsa AK Partinin geleceği ne olur" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Ben AK Parti'nin geleceğinden umutluyum. Spekülasyon yapılmasını doğal karşılıyorum. Sayın Başbakan 'bu bir şahıs partisi değil' dedi. Kurumsallaşıyor. Bu kurumsallaşma devam edecek. Aşama kaydedecek. AK Parti devam edecek. Sayın Başbakan köşke çıksa da devam eder. Başbakanın karizmatik liderliği var, onun etkilediği hususlar var, bunlar kaçınılmaz. Batı ülkelerinde olduğu gibi onların partileri varsa ve kurumsallaşıyorsa AK Parti de Allah'ın izniyle devam eder."
-"3 tane aday var, yukarıda Allah var"-
"Sayın Başbakan Köşk'e çıkamazsa partinin ve Başbakanın durumu ne olur" sorusu üzerine de Eker, "Bizim ajandamızda hiç öyle bir durum yok. Şu anda 3 tane aday var, yukarıda Allah var. O zaman onu düşünürüz" diye karşılık verdi.
Başka bir soru üzerine de Eker, Kürt sorununun çözümünde "Türkiyelilik kimliğinin" ön plana çıkarılmasının önemli bir adım olacağını, herkesin tüm Türkiye'yi kucaklamasının iyi bir şey olacağını söyledi.