Başbakan Erdoğan, Tokat'ın Erbaa ilçesindeki Şehir Stadı'nda verilen iftarda vatandaşlarla orucunu açtı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de her yeniliğin, her reformun karşısına dikilen, reformları engellemeye çalışan bir zihniyet olduğunu belirterek şunları söyledi:
"O zihniyet, Kılıçdaroğlu zihniyetidir, CHP zihniyetidir. Onların nasıl bir Türkiye istediklerini biz biliyoruz. Aslında onların istedikleri gibi bir Türkiye'yi bizler de babalarımız, dedelerimiz de gördüler ve yaşadılar. Rahmetli babam, dedem, bize onları hep anlatırdı. Nüfus kağıtlarını dedem, babam, önüme koyduğu zaman biz şaşırırdık. Niye? Gazyağını, bakıyorsun, karne ile alıyorsun. Unu karne ile alıyorsun, ekmeği karne ile alıyorsun. Böyle bir Türkiye, modern Türkiye olabilir mi? CHP, yokluktur. Bahçeli, yokluğun mimarıdır. Gölcük depreminde, depremin altında kaldı. Sakarya'da depremin altında kaldı. 5 yıllığına iktidar oldular, 3,5 yılda kaçıp gittiler. Şimdi de birbirlerini buldular. İşte, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, yanlarında adayları ve iki tane de farklı partiler, onlarla beraber 'Biz, şimdi adayımızı destekliyoruz' diyorlar. Haydi, hayırlı olsun."
Eskiden devletin etrafında bir seçkinci zümre olduğunu ifade eden Erdoğan, "Kendilerini büyüttüler, ekonomilerini de büyüttüler. İmtiyazlarını çoğalttılar ama milletten her şeyi esirgediler. Kendileri için huzur dolu, refah dolu bir hayat inşa ettiler. Millete ise yoksulluk, zulüm bıraktılar, baskı bıraktılar. Milletten her zaman aldılar" diye konuştu.
Şabanözü'ne giden CHP heyetinin orada bir yaşlı bir kişi ile görüştüğünü aktaran Erdoğan, şunları söyledi:
"Amca'ya diyor ki: 'Bu Demokrat Parti, yeni kuruldu, neyini destekliyorsunuz?' Amcanın verdiği yanıt, çok manidardır: 'Siz, bizden hep istediniz. 'Ver' dediniz, verdik. 'Öl' dediniz, öldük. Tekrar geldiniz, 'Ver' dediniz, verdik. 'Öl' dediniz, öldük ama Menderes, Celal Bayar, geldi. Onlar bize 'Al' dediler. Onlar 'Ver' demediler, onlar 'Öl' demediler. Menderes'ten sonra şimdi AK Parti 'Al' diyor. Bunlar, tarihleri boyunca millete hizmeti değil sadece kendilerine, sadece çevrelerine hizmeti tercih ettiler. Milletin haklarını olduğu kadar tercihlerini sürekli aşağıladılar. 2007'de bizim cumhurbaşkanı seçmemize de karşı çıktılar. Halkın cumhurbaşkanı seçmesine de karşı çıktılar. Şu anda da adeta milletle alay ediyorlar. Milletin zekasıyla milletin tercihleriyle milletimizin ferasetiyle basiretiyle adeta dalga geçiyorlar. Ben inanıyorum ki 10 Ağustos'ta millet, bunlara bir kez daha gereken dersi verecektir. Millet, kendi içinden bir adayı o yüksek makama taşıyarak hem de yüksek bir oy oranı ile taşıyarak milletin zekası ile dalga geçenlere hiç unutulmayacak bir ibret dersi verecektir."
-"Yüzü millete değil, devlete dönük cumhurbaşkanlığı dönemi sona eriyor"-
Meselenin cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi meselesi olduğunu, teknik bir mesele olmadığını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biz, yetkiyi Meclis'ten, vekillerden alarak millete yani asıllara, size teslim ettik ama değişim yalnızca bundan ibaret değildir. Artık zihniyet değişimi yaşanıyor. Milletten kopuk, yüzü millete değil, devlete dönük cumhurbaşkanlığı dönemi sona eriyor. Bunun benzer bir tecrübesini geçmişte yaşadık. Bakın, 1950'de Demokrat Parti seçimi kazanınca sadece hükümet ve başbakan değil, cumhurbaşkanı da değişti. Merhum Celal Bayar, cumhurbaşkanı olarak, merhum Menderes, başbakan olarak, birlikte uyum içinde Türkiye'ye çok büyük hizmetler verdiler. 1960 darbesi ile işte bu uyumu ortadan kaldırdılar. Hükümet, milletin hükümeti olacak ama onun üstünde devleti temsil eden cumhurbaşkanı olacak. Cumhurbaşkanı, adeta milleti frenleyecek. Millet ne derse desin, hangi istikamete bakarsa baksın, cumhurbaşkanlığı makamı, devletin isteklerini yerine getirecek. Merhum Özal, işte bu anlayışa aykırı bir cumhurbaşkanı oldu. Sayın Gül, bu anlayışa aykırı bir cumhurbaşkanı oldu. Biz, şimdi hem seçilme yöntemini hem de anlayışı kökten değiştiriyoruz. Devlet ve milleti buluşturuyoruz. Devlet ve milletin aynı istikamete bakmasını sağlıyoruz. Bu yeni dönem, inşallah Türkiye için son derece hayırlı bir dönem olacak. İşte şu anda CHP, MHP, bu yeni döneme karşı çıkıyor. Millet egemenliğinin tam olarak tecelli edecek olmasından korkuyorlar. Cumhurbaşkanını halkın seçmesine itiraz etmişlerdi. Şimdi, seçime giriyor ama o eski cumhurbaşkanı modelini yaşatmak için giriyorlar. Dikkat ederseniz, sahada yoklar, sonucu biliyorlar. Yaptıkları yanlışı görüyorlar. Her ikisi de köşe bucak gözlerden kaçıyorlar."
CHP ve MHP'nin "cesaret edip kendi içlerinden bir aday çıkaramadığını" ifade eden Erdoğan, CHP ve MHP'nin 30 Mart'ta ittifak yaptığını ama "çok ağır bir yenilgi yaşadıklarını" savundu. Erdoğan, "Ama ibret almadılar, ders almadılar. 10 Ağustos'ta milletim, inşallah bu kez anlayacakları bir dersi verecek onlara" dedi.
-"Birbirimize veda etmiyoruz"-
Eski Türkiye'ye ve eski Türkiye'nin muhalefet anlayışına takılıp kalmayacaklarını bildiren Erdoğan, büyük hayalleri ve büyük hedefleri olduğunu, oraya doğru koşmaya devam edeceklerini anlattı. Birlik, beraberlik, kardeşlik içerisinde çok daha büyük ve itibarlı, bölgesinde daha etkin bir Türkiye'yi inşa ettiklerini ve etmeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Birbirimizden ayrılamıyoruz. Birbirimize veda etmiyoruz. Bu, bir veda değil, 'basü bade'l mevt'tir. Bir başlangıçtır. Millet ve Başbakan, 12 yıl beraber Türkiye'yi büyüttüler. İnşallah bu sefer de millet ve cumhurbaşkanı beraber Türkiye'yi büyütecekler. Cumhurbaşkanıyla başbakanıyla bakanlarıyla inşallah farklı bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Hayır dualarınızı bizlerden eksik etmeyin."
-"Cüneyt Çakır'a yöneteceği maçta başarılar diliyorum"
Alandakilerin ramazan ayında millet, Türkiye ve İslam coğrafyası için dualarını eksik etmemesini isteyen Erdoğan, Suriye, Filistin, Irak, Libya, Myanmar, Pattani'de yaşananlara karşı duyarlı olunması gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Irak'ta şu anda başkonsolosluğumuzdan rehin olarak alınmış olan kardeşlerimizin durumunu takip ediyorsunuz, bizler de takip ediyoruz. Temennim odur ki bu mübarek ramazan ayında, bu IŞİD denilen örgüt, artık eğer gerçekten inanıyorlarsa artık bu kardeşlerimizi ülkelerine iade etmeleri gerekir. Bunu bekliyoruz" diye konuştu.
Milli hakem Cüneyt Çakır'ın dünya kupası yarı final maçını yöneteceğine işaret eden Erdoğan, "Milli takımımızla olmasa da hakemlerimizle dünya kupasında temsil ediliyoruz. Milli hakemimiz Cüneyt Çakır'ın bu akşam Arjantin Hollanda müsabakasını yönetiyor olması, bizim için ayrı bir iftihar vesilesi. Buradan kendisine tebriklerimi iletiyorum. Bu yöneteceği maçta da başarılar diliyorum" dedi.
Erdoğan, herkesin ramazan ayını ve Ramazan Bayramı'nı da kutladı.
Başbakan Erdoğan, iftarın ardından Erbaa Belediyesini ziyaret etti. Erdoğan, belediyeden ayrılırken kendisini bekleyenlere kısa bir konuşma yaptı, Ramazan Bayramı'nı kutladı.
(Bitti)