Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Çubarov'un, 5 Temmuz günü Herson vilayetinden Kırım Özerk Cumhuriyeti'ne geçişinin engellenmesinin ve sözde Kırım başsavcısı tarafından, Kırım'a girişinin 5 yıl süreyle yasaklandığının tebliğ edilmesinin, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, uluslararası hukukun açık bir ihlalili olduğu bildirilerek "Hukuki ve meşru hiçbir temeli ve izahı yoktur" ifadesine yer verildi.
Açıklamada söz konusu giriş yasağının, Çubarov ve Kırımoğlu'nun da katılımıyla Herson'da düzenlenen KTMM toplantısının dönüşünde uygulanmasının dikkati çekici olduğu kaydedilerek şöyle denildi:
"3 Mayıs'ta Kırım Tatar Türkleri'nin milli önderi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun anavatanı Kırım'a geçişinin engellenmesi ve Kırım Tatar Milli Meclisinin kapatılmakla tehdit edilmesi de dikkate alındığında, Kırım Tatar Türkleri'nin hukuk içerisinde kalarak izledikleri demokratik siyasetin gözardı edildiği, uzun yıllar süren barışçıl bir mücadeleyle elde ettikleri kazanımlara saygı duyulmadığı ve bağımsız temsil organlarına tahammül edilemediği görülmektedir."
Kırımoğlu ve Çubarov'a yönelik engellemenin bir an evvel kaldırılmasının beklendiği bildirilen açıklamada, bu tür gayrimeşru ve hukuksuz baskı ve sindirme yöntemlerine başvuranlar tutumlarını değiştirmeye çağrılarak şunlar ifade edildi:
"Kırım Tatar halkının içinden geçtiği bu olağanüstü dönemi, yegane meşru temsil organları olan Kırım Tatar Milli Meclisinin öncülüğünde, birlik ve bütünlük içinde, barışçıl demokratik siyaset ve hukuk yoluyla geride bırakacağından kuşku duymuyoruz. Bu yolda Türkiye, her zaman olduğu gibi Kırım Tatar Türkleri'nin yanında olacaktır."