İşler, Kanal 24'te katıldığı bir programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görevinden istifa etmeden cumhurbaşkanı adayı olmasında hukuki sakınca bulunmadığını belirten İşler, Yüksek Seçim Kurulunun kimlerin istifa etmesi gerektiğine dair yaptığı açıklamalarda da Erdoğan için herhangi bir kısıtlama getirilmediğini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını eleştiren İşler, "(Eğer Türkiye hukuk devletiyse) diyor. Türkiye hukuk devleti ve hukuk devletinin gereği olarak Başbakanın cumhurbaşkanlığı adaylığı tabii ki kabul edilmeli ve geçerli olmalı. Aksi bir durum hukuk devletine indirilmiş bir darbe olur. Kaldı ki hem Başbakanın adaylığı reddedilsin hem Demirtaş'ın adaylığı reddedilsin, sonra tek adayla seçime gidilsin. Bu neyin özlemi? Biz o günleri çok geride bıraktık. Bu tek parti döneminin özlemi. Çok garip. Bu teklif CHP'den gelse belki anlamı olurdu ama Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanından böyle bir teklifin gelmesi doğrusu çok manidar. CHP'nin vagonu olmuşlardı ama onun da ötesine geçtiler.
Kılıçdaroğlu 2009'da milletvekili olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldu, istifa etti mi? Etmedi. Mevcut parlamentodan birkaç milletvekili belediye başkanlıklarına aday oldu, istifa ettiler mi? Etmediler.
Biliyorsunuz seçim yasakları son 10 gün başlıyor. Bu bizden önce de böyleydi bizim dönemimizde de böyle. 10 güne kadar hükümet üyeleri normal yaşamlarını sürdürürler. Ama son 10 gün belli başlı birtakım sınırlamalar var ona uyarlar. Kaldı ki kanunda böyle bir şey yok. Kanunda böyle bir şey olsaydı. Sayın Başbakanımız istifasını verirdi."
-Suç işlemiş çocuklar gibi-
Türk siyasi tarihinde ilk defa bir cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçileceğini ifade eden Emrullah İşler, "İşin garipliğine bakın ki anamuhalefet partisi bir aday çıkaramıyor, diğer muhalefet partisi kendisi bir aday çıkaramıyor. Çünkü doğrudan halkın seçeceği bir cumhurbaşkanının siyasetin içinden gelmiş olması gerekirdi ama maalesef buna bile cesaret edemiyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
İşler, şöyle devam etti:
"Muhalefet bu fırsatı kaçırdı. Çatı aday, ikinci turda olabilirdi ama muhalefet açısından söylüyorum siyaset eline geçen bir fırsatı iyi değerlendiremedi. Bir tiyatro oynandı 1-1,5 ay. Çatı aday diye kamuoyu meşgul edildi, bazı isimler gündeme getirildi. O isimlerin hiçbiri olmadı. Sürpriz bir isim oldu. O ismin açıklanması da çok garipti. Sanki suç işlemiş çocuklar gibi. O Türkiye'ye cumhurbaşkanı olacak bir aday. Böyle bir aday için ismin açıklanması topluma çok güzel bir şekilde sunulmalıydı bunu bile beceremediler. AK Parti ile diğerleri arasındaki fark bu. Bir iddia var. Milletimiz bunları gözlüyor.
Muhalefet aday açıklarken dahi aday ortada yoktu. Adayın bugüne kadar kamuoyuna deklare ettiği herhangi bir şey yok. Milletimiz farkı görüyor. Adaylar ortada. Adaylar arasındaki farkı milletimiz görüyor. Muhalefet partileri bu çatı aday meselesine girerek, özellikle Kılıçdaroğlu ve Bahçeli siyaseten intihar ettiler. 10 Ağustos'ta milletten darbe yedikleri zaman kendi siyasi gelecekleri çok ciddi şekilde bundan etkilenecek. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan için 'Abbas yolcu' gibi ifadeler kullanıyordu. Ben de '30 Mart'tan sonra bir Abbas yolcu olacak ama bu Abbas Kılıçdaroğlu olacak' demiştim. Sayın Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı 'meselesinde çatı adayla acaba zevahiri kurtarabilir miyim' girişiminde bulundu. Ama partisine de baktığımız zaman 20 küsur milletvekili imza vermedi. Çok ciddi bazı çıkışlar yapanlar oldu. Şimdi onlar 10 Ağustos'u bekliyorlar. 10 Ağustos'tan sonra CHP'de ciddi manada bir hesaplaşma söz konusu. MHP de ister istemez kendini bir şekilde sorgulayacak ama bu seçimin kazananı Allah'ın izniyle AK Parti olacak."
-"AK Parti kurumsal bir yapı kazanmıştır"-
AK Parti'nin geleceğine ilişkin soru üzerine İşler, parti olarak şu an cumhurbaşkanlığı seçimine odaklandıklarını, diğer konuların zamanı geldiğinde konuşulacağını söyledi. İşler, "AK Parti kurumsal bir yapı kazandı. Biz şuna inanıyoruz, AK Parti kurumsallaşmıştır. AK Parti'de yöneticilik yapacak birden fazla insan vardır. Burada egolar ön plana çıkmaz. Burada kurumsal yapı ve ortak akılla hareket edilir. AK Parti'nin bir misyonu var. Şu an itibarıyla Başbakan'ımızın cumhurbaşkanı olduktan sonraki durumu prensip olarak konuşmuyoruz. Öncelikle hedefimiz cumhurbaşkanını seçmek" dedi.
"AK Parti, Erdoğan sonrasına hazır mı" sorusu üzerine İşler, AK Parti'nin kurumsal bir yapı kazandığını, hiçbir sıkıntı bulunmadığının 10 Ağustos'tan sonra görüleceğini, ancak şu an bunu konuşmanın doğru olmayacağını düşündüğünü belirtti.
Halkın seçtiği cumhurbaşkanının parlamentodan seçilip gelen cumhurbaşkanı gibi olmayacağını dile getiren İşler, "Bu herkes için geçerli. Halkın oyuyla seçilen bir insan elini kolunu bağlayarak orada oturmaz. Önümüzdeki dönemde elbette bu konular tekrar gündeme gelecek. Ben ileride düzenlemeler yapılacağı kanaatindeyim. Başkanlık tartışılır, o günün şartlarına göre karar verilir" ifadesini kullandı.
Emrullah İşler, 3 dönem yasağıyla ilgili soruya da şu yanıtı verdi:
"Bu konuda fazla konuşmaya gerek yok. Biz AK Parti olarak diğer partilerden farklıyız. Ben AK Parti'yi bir ilke partisi olarak görüyorum. Kurulurken bu konu tartışıldı ve böyle bir karar alındı. Tayyip Erdoğan'ı Tayyip Erdoğan yapan nedir? Birileri gibi bugün konuştuğunun yarın tersini yaparsa bugün söylediğini yarın yalanlarsa farklı tavırlar, gelgitler yaşayan bir insan olsa Türk milleti ona da itibar etmezdi. AK Parti'nin kurumsal kimliği, ortak aklı yine devreye girecek ve AK Parti Başbakanımızdan sonra da ilkesizleştirilemeyecek. AK Parti'yi AK Parti yapan ilkelerine bağlı olmasıdır. Bu bağlılığın ben ilelebet devam edeceğini düşünüyorum. Eğer biz bu konuda taviz vermiş olsaydık diğer partilerden farkımız kalmazdı."
İşler, herhangi bir çalışma bulunmadığını ama ileride eğer uzlaşma olursa milletvekili seçimlerinin yeniden 5 yılda bir yapılabileceğini sözlerine ekledi