Gül, cumhurbaşkanlığı seçim süreci, AK Partinin seçim kampanyası ve adaylarla ilgili, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Abdülhamit Gül, ilk defa bir cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceğini belirterek, seçim usullerinin, temaüllerinin ve Yüksek Seçim Kurulunun bu konudaki uygulamalarının yeni yeni şekillendiğine işaret etti.
Siyasi partilerin cumhurbaşkanı adaylarıyla beraber kampanya yapabileceklerini, cumhurbaşkanı adayının siyasi partinin düzenlediği mitinge, tanıtım, açık hava, kapalı salon toplantısına katılabileceğini, adayın kabul etmesi halinde siyasi parti amblemi içerisinde o partinin çalışmalarına iştirak edebileceğini anlatan Gül, "Tüzel kişiler adaya bağışta bulunamıyor, mali yardımda bulunamıyor. AK Parti'nin adayına parti olarak bir nakdi yardım imkanı yok. Ancak AK Parti'nin seçim çalışmalarına kendi adayının katılmasından daha doğal hal yok, buna engel durum da yok" ifadelerini kullandı.
AK Parti'nin 9 milyon üyesinin ve milyonlarca seçmeninin gönüllülük esası çerçevesinde, Erdoğan'a maddi ve manevi destek vereceğine inandığını dile getiren Abdülhamit Gül, teşkilat mensuplarının da gönüllülük esasıyla maddi ve manevi çalışmalarda aktif şekilde yer alacaklarına inandığını söyledi.
Gül, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığının toplumun bütün kesimlerinde heyecanla, sevinçle karşılandığını, bunun kampanya sürecinde de artarak devam edeceğini düşündüğünü vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Sayın Başbakanımız, bugün arenaya çıkmış, milletin karşısına yeni çıkmış bir insan değil. Bizim Başbakanımız herkesin sofrasına oturan, taksicilerin duraklarında dertlerini dinleyen, maden işçileriyle yerin altında sohbet eden, fabrikada işçiyle aynı ekmeği paylaşan, fakirin sofrasına oturan bir siyasetçi. Hem içeride hem de dışarıda ülkenin istikrarı için yapmış olduğu çabaları, gayretleri ortada. Türkiye toplumu, sürprize asla destek vermeyecektir, nasıl ki siyasi ekonomik istikrarı benimsediyse kendi bildiği, tanıdığı, beraber 12 yıl başarılı faaliyetlere imza attığı Sayın Başbakanımızla birlikte bu kampanyayı sadece AK Parti değil, diğer partilerin de desteğiyle güzel bir kampanya süreci gerçekleşecektir."
-Cumhurbaşkanlığı seçimi vizyon belgesi
İstanbul'da düzenlenecek toplantıyla açıklanması planlanan Cumhurbaşkanlığı Seçim Vizyon Belgesine de değinen Gül, Başbakan Erdoğan'ın, cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmanın, bu belgenin kapsamını çizdiğini ifade etti.
Erdoğan'ın, aday tanıtım toplantısındaki konuşmasında, bütün hayatını, siyasi mücadelesini kamuoyuna bir daha hatırlattığını, siyasi hayatı boyunca milli iradenin hakimiyetindan, statükonun, vesayetin sona ermesi, millete karşı 200 yıldır devam eden 'siz seçersiniz, biz yönetiriz' anlayışına karşı mücadele ettiğini, 'millet seçiyorsa, millet yönetecek' anlayışını hakim kılmak için uğraştığını bir kez daha dile getirdiğine işaret etti.
Başbakan Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı Vizyon Belgesi ile nasıl bir cumhurbaşkanlığı profili çizeceğini, yol haritasını ifade edeceğini, bu anlamda millete tahahhütlerinin neler olacağını kaydederek, "Milletimiz zaten Başbakanımızı tanıyor, dolayısıyla 'ey vatandaşım; ben bundan sonraki cumhurbaşkanlığımda şunları yapacağım, anayasal olarak yapmam gerekenler şunlar olacak, şunları tahahhüt ediyorum şeklinde bir vizyonu ortaya koyacak bir belge" şeklinde konuştu.
-"Vizyon belgesi için geniş bir ekip çalışıyor*
Vizyon belgesi için Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Mustafa Şentop ve Hüseyin Çelik'in de içinde bulunduğu geniş bir ekibin çalışmalar yaptığını belirten Gül, belgenin, hazır olduğunda Başbakan Erdoğan tarafından açıklanacağını kaydetti.
Gül, Erdoğan'ın kampanyasına milli irade için sembolik bir anlamı olan Samsun'dan başlayacağını, ardından Erzurum'da vatandaşlarla buluşacağını anımsatarak, Erdoğan'ın seçim çalışmaları kapsamında büyükşehirlere ve bazı illere gideceğini söyledi.
-"Milletin içinden gelen bir lider"
Abdülhamit Gül, "Sayın Başbakanımız, CHP'nin milletvekillerinin bile 'Ekmeleddin İhsanoğlu kimdir' diye sorduğu, klavuzla tanıtılan bir aday değil, herkesin sokağında, çarşısında, pazarında bulunan bir insan, Anadolu'nun sorunlarını, meselelerini bilen bir insan. Adayın Google'den bilindiği, Türkiye'nin problemlerini sanal şekilde öğreneceği bir süreç yaşanmayacak. Herkesin Tayyip Ağabey', 'Tayyip Baba', 'reis', 'Tayyip evladım', 'bizim Tayyip' dediği, milletin cumhurbaşkanı adayı. Bu açıdan bir program dahilinde Seçim Koordinasyon Merkezimiz bunların programını yaparak, milletle daha sık, daha yoğun şekilde mümkün olduğu kadar beraber olacağı bir seçim kampanyası yaşayacağız" şeklinde konuştu.
-"Sayın Başbakanımız bütün partilerden oy alacak"
Başbakan Erdoğan'ın her kesimden oy alacağına inandığını dile getiren Gül, "Sayın Başbakanımız bütün partilerden oy alacak. Genciyle, yaşlısıyla, kamuda çalışanıyla, yerel yönetimlerde çalışanıyla herkesin destek vereceği bir süreç olacağına inanıyorum" diye konuştu.
"Recep Tayyip Erdoğan, bir proje adayı değil" diyen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu seçim süreci, herkesin bir şekilde elini, gövdesini ve yüreğini koyarak götüreceği bir süreç olacak ve sonrasında da Türkiye hem çözüm süreciyle hem devlet içerisindeki illegal yapılanmayla mücadele konusunda, kurumların birbiri arasındaki uyumu, koroodinasyonu ve eşgümü sağlaması açısından, Türkiye'nin dünyanın ilk 10 devleti arasına girmesi, hedeflerinin gerçekleşmesi bakımından çok güzel bir ufukları ortaya koyacaktır."
Cumhurbaşkanı seçiminin sadece Türkiye Cumhuriyeti açısından değil Türk tarihi açısından da büyük önem arz ettiğine vurgu yapan Gül, "Bu coğrafyada bizim tarihimizde ilk defa böyle bir seçim oluyor. Onun da bu açıdan sembolik bir anlamı var. Tarihi seçimde, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan ile inşallah bu seçimde zafer elde edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
-"Başarısızlık yine öksüz, sahipsiz kalacak"
CHP ve MHP'nin çatı aday olarak önerdiği Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ise başta bu partilerin milletvekilleri olmak üzere herkes için sürpriz bir isim olduğunu vurgulayan Gül, "Hala CHP içerisinde ismin kabulüne yönelik bir tartışma var, hala kabullenemedikleri ortada. Hem millet için hem de açıklayan partilerin milletvekilleri için sürpriz olan bir isim. Genel görüntü çatının altına kimse girmek istemedi, ne CHP ne MHP" diye konuştu.
Gül, "Seçim sonuçlarından başarısızlıkla çıkacaklarını bildikleri için çıkan sonuca, MHP diyecek ki 'benim oyumdur', CHP diyecek ki 'benim oyumdur'. Ortadaki başarısızlık yine öksüz, sahipsiz kalacak, herkes aldıkları oya sahip çıkacak 'benim oyum' diye" şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Cumhurbaşkanı adayı siyasi, siyasetçi olmamalı" açıklamalarını da eleştiren Gül, "Bürokratik, diplomatik kökenden gelenlerle acı bir tecrübe var. Daha önce de 5 parti birleşmişti, Ahmet Necdet Sezer'i, iki cümle güzel konuştu diye, bu milletin cumhurbaşkanı olarak Parlamento'da seçti ama bunların tutmadığı, ülkeyi istikrardan yoksun bıraktığı açık bir şekilde görüldü" dedi.
-"Hangi cumhurbaşkanı tarafsız olabilir?"
"Hangi cumhurbaşkanının kararı siyasi değil ki cumhurbaşkanı siyasi olmasın" diyen Gül, şöyle devam etti:
"Milli Güvenlik Kurulu'na başkanlık eden cumhurbaşkanının aldığı kararlar siyasi değil mi? Cumhurbaşkanının yapmış olduğu atamalar, tasarruflar, yeri geldiğinde Bakanlar Kurulu'na başkanlık etme yetkisi, YAŞ'a başkanlık eden, başkomutanlık yapan bir cumhurbaşkanlığı makamının siyasi olmadığı kabul edilebilir mi? Tamamen bu yersiz bir açıklama. Tarafsız olsun açıklamaları da öyle. Hangi cumhurbaşkanı tarafsız olabilir? Cumhurbaşkanı milletten taraf olmalı, milli iradeden taraf olmalı.
Cumhurbaşkanı siyasetten, Türkiye'nin istikrarından çözüm sürecinin, milli birlik ve kardeşlik sürecinin başarıya ulaşmasından, devletin içerisine sızmış organize çetelerle mücadele eden, kurumlar arasındaki uyumu sağlayan, bu gibi konularda devlete, millete yönelen bütün saldırılarda milletin yanında taraf olan bir cumhurbaşkanı profili lazım. Milli iradeden taraf, halkın seçtiği cumhurbaşkanı profilini konuşuyorsak, daha da siyasi dozu ve niteliği artmış bir cumhurbaşkanından bahsetmek lazım. Hem milli iradeden taraf hem de konum itibariyle siyasi bir profilde bunların hepsini bir araya getirdiğimizde, ülkemizin 2023 hedeflerine de milletimizin ulaşması için ilk turda sıkıntısız, sorunsuz şekilde Genel Başkanımız Sayın Erdoğan'ın seçileceğine inanıyoruz."
Gül, Türk toplumunun, cumhurbaşkanı ile başbakanının uyum içerisinde çalışmasını istediğini belirterek, AK Parti iktidarında hükümetlerin cumhurbaşkanı ile uyum içerisinde çalışmasının geleceği daha iyi tasavvur edeceğine inandığını söyledi.
-"Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar hükümetin başında olacak"
Muhalefet partilerinin cumhurbaşkanı adayı Erdoğan'ın, başbakanlık görevinden istifa etmesine yönelik taleplerine de değinen Gül, bu talebin hukuki temelden yoksun olduğunu vurguladı. Gül, "Bu talep, AK Parti ile giriştikleri bütün seçimleri kaybeden muhalefetin, acziyetinin bir göstergesidir, 'acaba 12 yıldır yenemediğimiz Recep Tayyip Erdoğan'ı bir şekilde istifa ettirebilir miyiz' boş temennisinin dışa vurumudur" ifadesini kullandı.
'Muhalefet istedi' diye milletin iradesiyle seçilmiş bir görevi yürüten Erdoğan'ın bu görevinden istifa etmesinin asla mümkün olmadığını, muhalefetin bu beklentisinin boş bir hayal olduğunu ifade eden Gül, Anayasa denetiminden geçmiş Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu'nda cumhurbaşkanı seçilecek kişinin, diğer görevlerinden seçildiği takdirde istifa etmesi ve bu kanunun 11. maddesinde kimlerin görevlerinden ayrılması gerektiğinin yazılı olduğunu kaydetti.
Abdülhamit Gül, "Burada ne bir milletvekili ne de başbakanlık makamını deruhte eden birisinin istifa etmesi düzenlememiş. Kanunun düzenlemediği, Anayasa'nın düzenlemediği konunun, muhalefet partisinin genel başkanı istedi diye karşılık bulması imkansız. Başbakanımız, 10 Ağustos seçimlerinde cumhurbaşkanı olarak seçilinceye kadar hem partimizin başında Genel Başkan olarak görevinin başındadır hem de hükümetin başı, Başbakan olarak görevinin başında olacaktır" diye konuştu.
Gül, AK Parti'nin gündeminin, milletin gündemiyle aynı olduğunu, muhalefetin de her zaman olduğu gibi sunni gündemlerle kamuoyunu meşgul ettiğini savundu.