Alevi Terim ve Deyimleri Sözlüğü, "boyun vermek", "bezm", "cara koşmak", "dar-ı nesimi", "çarpana", "çerağ uyarmak", "epsem", "etek tutmak", "Hak-i pay" gibi ifadelere, Alevi inanç değerlerinin yaşatıldığı yörelerde farklı anlamlarda kullanılabilen terim ve deyimlere açıklık getiriyor.
Çağlayan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir Alevi köyünde doğduğunu, belli bir yaştan sonra da Aleviliği araştırma ihtiyacı hissettiğini söyledi.
Ancak okuduğu kitaplarda kullanılan kavramlara, kelime ve deyimlere yöreye göre farklı anlamlar yüklendiğini gördüğünü ifade eden Çağlayan, "Bu inancın yaşatıldığı yöreler arasındaki bu farklılıkların, zaman zaman yanlış anlamalara ve konunun yeterince anlaşılamamasına neden olduğunu fark ettim" diye konuştu.
Bunun üzerine yaklaşık 25 yıl boyunca kelime ile deyimleri topladığını ve araştırdığını bildiren Çağlayan, hazırladığı sözlükte terim ve deyimleri, mümkün olduğunca kısa ve anlaşılır şekilde, farklı kullanımlardaki karşılıklarıyla vermeye çalıştığını anlattı.
Çorum, Çankırı, Ankara, Kırıkkale, Yozgat 'ı kapsayan bölgenin, Alevi literatüründe genellikle Çubuk yöresi olarak anıldığını dile getiren Çağlayan, kitapta, cem sırasındaki ritüel uygulamalarını ise çoğunlukla Çubuk yöresini baz alarak açıkladığını kaydetti.
Türkiye'de Alevi kesimin ihtiyacı olan bir sözlük hazırladığına inandığını belirten Çağlayan, buna ilişkin şimdiye kadar kapsamlı bir çalışma yapılmadığını ifade etti.
Aleviler ve Aleviliği merak edenler için yararlı bir kaynak hazırladığını bildiren Çağlayan, "Üniversitelerde de son yıllarda master ve doktora tezleri için Alevilik ilgi odaklarından biri haline geldi. Sözlükle, öğrencilerin bu yöndeki talebine de karşılık vermiş oldum" diye konuştu.
-"Bir geleneğin öğretilmesi, aslına uygun terminolojiye ihtiyaç duyar"
Bin 680 terim ve deyime açıklık getiren sözlüğe, akademik çevreler de destek verdi.
Türkiye Diyanet Vakfının "Alevi-Bektaşi Klasikleri" projesinin koordinatörlüğünü yürüten Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Eğri, yaptığı değerlendirmede, sevgi, hoşgörü, doğruluk, dürüstlük, şefkat, merhamet gibi kıymet biçilemeyen, Hakk ve halk katında muteber değerlerin yaşatılmasının, anlaşılması, açıklanması ve genç nesillere öğretilmesiyle mümkün olduğunu vurguladı.
Bir geleneğin açıklanması ve öğretilmesinin ise kavramlara, deyimlere, yani aslına uygun terminolojiye ihtiyaç duyduğunu ifade eden Eğri, Çağlayan'ın yılların emeğiyle hazırladığı sözlüğün bu ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte olduğunu kaydetti.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Tarih Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Rıza Yıldırım da Aleviliği tamamen söz üzerinden öğrenen araştırmacılar ve yeni nesil Alevilerin, terimlerin deruni anlamlarını doğal olarak kavrayamadığını belirtti.
"Bu kavrayamayış zamanla terimlerin manalarında daralma, sığlaşma ve hatta başkalaşmayı da beraberinde getirmektedir" ifadesini kullanan Yıldırım, "Bu noktada bu çalışma önemli boşluğu doldurmaktadır" ifadesini kullandı.